Ah Açelyalarım! Siz De Beklemiyordunuz Değil Mi?

32 5 7
                                    

Korkutucu kadın benden pek hazzetmeyince düştüğüm karanlık, beni tekrardan yatağıma getirmişti. Yatağın kenarındayken de sağa dönünce... evet yere yapışmıştım. 'Ahh!"lar ve 'off'lar eşliğinde yerde debelenirken gözüme bir şey çarptı. İşte o zaman 1 metre havaya sıçradım ve elimdekini yatağa doğru fırlattım. Az önce elimde duran şey zırhlı hanımın hançerinden başka bir şey değildi...

*

Yatağa doğru bir iki korkak adım attım. İki parmağımla üzerinde parlak sarı renkli ipten işlemelerin bulunduğu deri kını yavaşça yukarı kaldırdım. Uzaydan gelen bir madde gibi bakıyordum. "Gerçi neyi abartıyorum" dedim kendi kendime. "Sonuçta elimdeki antik dönemlerde kalma gibi gözüken bir hançer değildi ya! Ah, dur. Öyleydi!" Ne yapacaktım ben bununla. Kemerime astığım bu hançerle sınıfa girdiğimi hayal ettim:" Pşştt! Sen. Bana bir karışık tostla kola getiriyosun. Ne bakıyorsun oğlum? Arkadaşımla tanışmak mı istiyorsun." derken hançeri çektiğimi... Sanki bir etkisi olucakmış gibi kafamı hızla iki yana salladım. Yok. Yok yok kalsın! Gerçi yaz tatilindeydim. Zaten okul yoktu ama yinede bu hançerle ne yapacağımı bilmiyordum. Evde bıraksam? Annem kesin bulur, görünce de ödü kopardı. Bunu düşününce en iyisi el çantama atmak olduğuna karar verdim. Derin bir nefes aldım ve her gün yaptığım gibi açelyalarımı görmeye gitmek için hazırlandım. Ahh o gün ne kadar da normal olabilirdi! Düşündükçe içim acıyor...
Okul yoluma çok yakın olduğu için, kazara öğrenmiştim burayı. Bir gün yanlış yöne sapıp bulmuştum. Burası özellikle aramayan (veya çok kötü kaybolmayan) hiç kimse tarafından bulunamayacak bir sokak. Oldukça eski ama çok güzel kızıl renge boyanmış bir kapı var bir duvarda. Bu kadar hoş ve estetik bir kapının saçma bir depoya açıldığını görünce insanın içini acıtacak bir güzelliğe sahip bir kapı. Eskimiş ve dökülmeye yüz tutmuş olmasına rağmen böyle olması... yapıldığında kim bilir ne kadar güzeldi!

Kapının yanında kimin bıraktığını hala çözemediğim bir saksıda çok hoş açelya çiçeklerim var. İlk gördüğümde solmak üzereydi bu çiçekler. Hemen çantamdaki sudan vermiştim. Her gün okul çıkışı onların yanında kitap okurdum. Beni dinlerlerdi. Kitaplarımı, beni, dertlerimi... Açelyalarım çok iyi dinleyicidirler. Ama konuşurlar da. Kafamda en azından. Bana akıl verirler.

Bugünün diğerlerinden yegana farklılığı bir hançerle çıkagelmiş olmam değildi ama. Geldikten birkaç dakika sonra girişte bir gölge belirdi. Şaşkındım. Buraya 3 yıla yakın bir zamandır geliyorum ama hiç ziyaretçim olmadı şimdiye kadar. Tüm çevikliğimle sokağın sonundaki(evet çıkmaz sokaktı) kutuların arkasına atladım. Bulunduğum yer mükemmel bir gizlenme noktasıydı. Arkasında durduğum kutuda görmem için yeterince büyük bir delik vardı. Deliğe gözümü yumup izlemeye başladım. Çantasından altın sarısı renginde bir anahtar çıkaran gölge bir yandan etrafına bakıyor bir yandan da kapıya dogru yürüyordu. Gittikçe netleşen gölgeyi artık net bir şekilde görüyordum.
Gelen: benim boylarımda, açık tenli kulaklarına kadar dökülen siyah saçları olan bir gençti. Tahmin etsem yaşıt olabileceğimizi söylerdim. 16-17 yaşlarında gösteriyordu. Gözleri o kadar garip bir yeşildi ki adeta parıldıyor, benim olduğum yerden dahi fark ediliyordu. Rüyamdaki kadınınki gibi bir yeşil değildi ama. Bu daha çok... zümrüt yeşiliydi! Evet. Parıldayan bir zümrüt yeşili!

Öyle ya da böyle bu tipte bir şey hoşuma gitmemişti. Yakışıklı olmasına rağmen yüzünde bir şey yanlıştı. Bakışları... sanki bir şeyden kaçıyordu. O etrafına bakınırken ne olur ne olmaz diye çantamdan yeni hançerimi çıkardım. Kahretsin! Tam elime aldığım sırada küçük bi çıtırtı çıkmıştı. Duydu mu acaba diye kafamı kaldırdım. Deliğe baktım ama delikteki görüntü değişmişti. Neydi o? İçimi yavaş yavaş saran korku bir anda kalbime nüfuz etti. Konuşmadığımdan memnundum çünkü konuşuyor olsaydım çok fena kekelemeye başlardım. Ne olduğunu idrak ettikçe korku bütün kalbimi sardı. Artık zümrüt gözlü çocuğu görmüyordum. Artık gördüğüm tek şey tam olarak baktığım deliği hedef alan simsiyah bir oktu.

Işığın Gölgesinde 1: Ateş KapısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin