Yeni Hayatıma Koşuyorum

13 2 2
                                    

"Reynaaa!" Bir anda yerimden sıçradım. Karşımda duran kişinin kim olduğuna bakmadan, refleks olarak bir yumruk attım. Yumruğumu biri yakaladı. Bu kişi yüzünde güller açmış, ağzında askı unutmuşlarcasına sırıtan bir kızdı. Açık sarı renkli saçları arkadan at kuyruğu yapılmıştı. Üstündeki şort ve tişörtün, kemerine takılmış çift bıçakla zıtlık oluşturmasına rağmen, kız bıçakları çok büyük bir doğallıkla taşıyordu. Fırtına bulutları gibi gri gözleri mutlulukla ışıl ışıldı. "Selam!" Kıkırdadı:"Formundan düşmüşsün. Daha çok çalışmalısın Reyna!" Şaşırıp kalmıştım. Ben, ben geri dönmüştüm. Mizukideydim ve bu ses... hayır! "Astrid!" diye bağırdım. Bu oydu. En yakın arkadaşlarımdan biriydi. Hatta oda arkadaşımdı. Yataktan kalkıp sıkı sıkı sarıldım." Hafızanı kaybettiğini duydum. Hatırladığını tek kişi ben olduğuma göre madalyayı hakediyorum bence!" Sırıttı. Başını yukarı kaldırıp göğsünü kabarttı. Böyle ev halindeki bir  amirale benziyordu." Madalyayı unut Astrid. Okula geldiğimden beri çok daha fazla şey hatırlıyorum." Kalkıp  gerindim. Hızlıca yatağımı toplarken bir yandan konuşuyordum." Nerezza'nın nerede olduğunu biliyor musun?" Nerzza üçüncü oda arkadaşımızdı. Üçümüz de iyi arkadaş olduğumuzdan ben ortalıkta yokken birbirlerine destek olduklarına, hatta baya bir şeyi birlikte yaptıklarına emindim. Bu yüzden haberi olduğunu düşünüyordum." Hmmm... şey onun bir...sürprizi var diyelim." Ellerini çırptı. Nerzza'nın sürprizi... bu kötü bir şey olamazdı. Nerezza'nın sürpriz yaptığı zamanlar genellikle hayatınızın en iyi zamanlarından biri olur.

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Hazırlanıp Astrid'in yanına geldim. "Bakalım sürprizi neymiş!" Beraber aşağı inerken Thalia'yı da aldık. Yemek çagrısı olan yumuşak melodiyi duymamıza rağmen önce Nerezza'yı bulmalıydık. Gitgide heyecanlanıyordum. Hatıralarım yerine geldikçe arkadaşlarımı daha çok özlediğimi fark ettim.

Sonunda Nerezza'nın sık sık geldiği Depo'yu bulduk. Burası Silah Fakültesine ait bir binaydı. Silah Fakültesi öğrencileri savaş için bin bir çeşit alet tasarlar, tasarımlara burada hayat verirlerdi. Deponun kapısı açıktı. Astrid bir anda arkama geçip gözlerimi kapadı. Thalia'nın yardımıyla beni yavaş yavaş içeri götürdüler. Bir yerde durduk. Gözlerimi açtıklarında gördüğüm şeye inanamıyordum. Bu bir yüzüktü. Fakat sıradan bir yüzük, asla değildi. Benim çok uzun zaman boyunca göreve çıkıp almayı istediğim  Aithne asasını ta kendisiydi bu yüzük!
Yüzük, üzerindeki kutsal simgeye dokunulduğu anda; uzun, Fiara Orman'nın ağaçlarından yapılma kutsal bir asaya dönüşüyordu. Ve manyak güçlü bir şeydi.

"Tekrardan Hoşgeldin Reyna!" Dilim tutulmuştu. Böyle bir hediye karşısında ne diyebilirdim ki? Konuşmak bile zordu." Ne- Nerezza... sen... sen ne yaptın!" Koşup boynuna atladım. Gözyaşlarının boynuma aktığını hissedebiliyordum. Nerezza...
Usulca kulağıma fısıldadı: "Hoşgeldin kız kardeşim."

Nerezza gerçekten benim kardeşim gibiydi. Bir kan bağımız yoktu ama Astrid ve Nerezza bana bir kan bağından çok daha kuvvetli bir arkadaşlık bağıyla bağlıydılar. Thalia'dan bile yakındılar bana.
Ben geri çekilirken o da gözyaşlarını siliyordu. Bir yandan gülüyor, bir yandan da "Hediyeni beğendin mi?" diye soruyordu. "Beğenmek mi? Beğenmek mi? Sen deli misin Nerezza? Be-ben BAYILDIM!"
Parmaklarımı metal yüzüğün soğuk yüzeyinde gezdirdim. Sembol bir yunan harfiydi:Ω. Yavaşça dokundum ve bir anda...elimde 1,50 metre boylarına mükemmel bir asa belirdi. Denge, güzellik,güç... sanki her şey bu asada toplanmıştı. Asa karşısında eridiğimi gören Astrid alay etme gereği duymuş olacakki kulağıma eğilip(kulağıma o kadar yakınken fısıldaması gerekiyordu ama o normal sesinden vazgeçememişti):"Reyna, eğer bayılırsan... seni tutmayacağım!" Gözlerimi asadan ayırmadan"Hı? Hı hı evet lütfen." gibi bir şey dedim. Ne dediğimin farkında bile olmadan transtaymış gibi söylediğim bu sözler herkesi kahkahaya boğmuştu. Bir anda ayılmıştım. Astrid:"Sarhoş gibisin Reyna!" dedi. Bu sefer farkında olarak cevap verdim." Seni yenebilecek kadar ayığım Astrid. Yarışa var mısın? Yemek alanına ilk giden kazanır!" Astrid evet anlamında sırıttı. Hemen depodan çıktık. Thalia Wei'yi bulmaya gidecekti, Nerezza da yarışta bize hakemlik yapacaktı. Astrid ve ben pozisyon aldık. Nerezza saymaya başladı:"3...2... ve 1! Başlayın!" Kaslarım bir anda gerildi ve tüm gücümle koşmaya başladım. Sadece yemekhaneye değil... Ben o an, çok daha güzel  ve yepyeni bir hayata koşuyordum.

Işığın Gölgesinde 1: Ateş KapısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin