|0.6|

191 26 20
                                    

Pazartesi bölüm atmamışım kimse de hatırlatmamış ğqmfwşc ayıp.

Son 14 gün.

Bana imza için verilen süre bitmek üzereydi ama hâlâ elimde herhangi bir kağıt yoktu. Ya benimle uğraşan kişiler çok aptaldı ve yanlış kişiye dosya göndermişlerdi ya da birisi beni sadece korkutmaya çalışıyordu.

Tabii ki korkmuyorum.

Hatta o kadar korkmuyorum ki korumaların hepsini geri gönderdim.

Chan'ın yaptığı son hareketten sonra onu gerçekten hayatımdan çıkarmıştım. Neredeyse bir haftadır yoktu.

O gece ağlamaktan ve kan kaybından bitap düşmeme rağmen ayağa kalkmayı başarmış ve bir müddet daha yürüdükten sonra taksi bularak evime dönmüştüm. Soomin beni kanlar içinde gördüğünde kalp krizi geçiriyordu ama sonunda eve doktor çağırmayı akıl etmişti.

Malesef bizim illegal işlerimizde kullanabileceğimiz bir doktorumuz olmadığı için eve gelen doktor birçok kez polisi aramaya kalkmıştı. Sonunda onu bu yaranın kaza sonucu olduğuna ikna etmeyi başardım ve reçete bırakıp gitti.

Eski korumaları zaten yanımda getirmemiştim ve evde güvenlik için kalan iki adamı da bahçedeki salıncakla birlikte geri gönderdim.

Aradan geçen günlerde kolum daha iyi duruma geldi ama hâlâ hareket ederken sızladığı için sol kolumu çok kullanmamaya çalışıyordum.

Uzun lafın kısası şu an bana saldırmak için en uygun zamandayız.

Çalışma masasından kalkıp gerindim. Yaralı olduğum için tüm işleri evden halletmeye çalışıyordum ki bu hiç de kolay değildi. Kârlı olacağına inandığım birkaç anlaşma imzalamıştım. Bu işte hâlâ çok yeniydim ama yine de bu anlaşmaların bizim için en iyi firmalarla yapıldığını hissedebiliyordum.

Açık kapıdan süzülerek terasa çıktım. Dış kapının ardında duran arabayı fark ettiğimde göz devirdim. Günlerdir oradaydı.

Ağladığım gecenin ardındaki sabah birden bire kapımda saldırı günü parçalanan arabamın aynısı belirdi. Onu oraya ne zaman kim getirdi görmemiştim ama üzerinde bir not kağıdı vardı.

Kırmızı.

Kimden geldiğini anladığımda kağıdı almak bile istemesem de merak duygum daha ağır bastı.

Üzgünüm.

Sadece bu yazıyordu. 'Üzgünüm.' Sinirden kahkaha attım ve kendi etrafımda bir aşağı bir yukarı delicesine adımlarken bahçenin duvarına yaslı olan demir bahçe makasını fark ettim, hırsla elime aldım.

Chan'ın hiçbir suçu olmayan insanlara vurduğu gibi vurdum arabaya. Hiç acımadan patlattım tüm camlarını, lambalarını. Hırsımı aldığımda rahatladığımı hissettim. Tabii kolumu da biraz daha kullanılamaz hale getirmiş oldum.

Arabayı gördüğüm zaman ne tepki vereceğimi merak ettiği için bir adamının beni gözetlediğini biliyordum. Dış yola doğru bağırdım. "Ben üzgün değilim!"

Pişman değilim, yine olsa yine aynısını yaparım.

Sonraki günlerde kendim için başka bir araba aldım. Ve kapıda hâlâ bekleyen parçalanmış arabaya bir daha hiç dokunmadım.

Muhteris | ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin