Medya: Altemur'un Aybar'a verdikleri.
Satır arası yorumları ve yıldıza basmayı unutmayalım.
İyi okumalarr ❤️
🌑
20.10.2007
Nur Tomris'in velayetini almıştı. Altemur'u Ahu'nun yanına Antalya'ya götürmüşlerdi. Aybar okuluna geri dönmüştü. Nur Tomris'i evine, Antalya'ya getirmişti. Tomris zorluk çıkartıyordu Nur'a. Büyüdüğü yerden gitmek istemiyordu. Orada arkadaşları vardı.
Nur'un 17 yaşındaki oğlu Asrın kendisinden yedi yaş küçük kıza ilgili davranıyordu. Ablasının emanetiydi. Ablasını çok seviyordu ama annesi ablasını bir askerle evlendiği için evlatlıktan reddetmişti. Çok ısrar etmişti annesi. Evlenme demişti. Seni bırakır o, ölür demişti. Ama kendi kızının damadından önce öleceğini tahmin etmemişti.
Nur haberi aldığında pişmanlıkla kavruldu. Vicdan azabı çekti. Ama yapacak bir şeyi yoktu. Bu duruma üzülmeyen tek kişi Ahu'nun ikizi Asuman'dı. Ahu'yu hep kıskanmıştı Asuman. Onun hayatını, neşesini, zekasını. En sonunda ise Ahu'nun sevgilisini kıskanmıştı.
Ahu'nun kardeşinin bu nefretinden haberi yoktu. O yüzden Altemur ile sevgili olduğunda ilk ikizi ile tanıştırdı. Altemur'u gördüğü an Asuman ondan etkilendi. Belki de sadece Ahu ile sevgili olduğu için hırslanmıştı. Bilemezdi. Şu an bile evli olmasına rağmen Altemur'a karşı hisleri olduğunu düşünüyordu.
Hatta Altemur'un ölüm haberine kendi ikizininkinden daha çok üzülmüştü. Tomris'ten ise nefret ediyordu. Annesinin Ahu olmasından dolayı. Ahu'nun kopyası olduğu için. Gerek davranışlarıyla gerek dış görüntüsüyle. Tomris Asuman'a benzemiyordu. Çünkü Asuman ve Ahu çift yumurta ikiziydi. Ahu kızıl iken, Asuman esmerdi.
Onun buraya gelmesine hiç sevinmemişti. Ama geldiyse de ona yapacaklarını bilirdi. Hastalıklı bir düşünceydi bu. Asuman normal değildi ve kocası Şeref de.
🌑
Tomris'in Antalya'da ilk günüydü. Gelmemek için çok zorlamıştı. Deha'dan ayrılmamak için, anılarından ayrılmamak için. Sadece iki yıldır tanıdığı insanların yanındaydı.
Asuman dilini tutamadı ve konuştu. "Biliyorduk böyle olucağını. Ahu zaten ne anne ne karı olmayı becerdi. Uyardık onu evlenme diye. Kendi eliyle kendini yaktı. Yazık değil mi buna? Hem annesiz hem babasız. Kimsesi yok." Nur kızını uyardı. "Asuman! Öyle deme küçücük çocuğun yanında." Tomris teyzesine öfkeyle baktı.
"Sen benim annem hakkında böyle konuşmazsın. Benim annem sana bin basar. Hem ben kimsesiz değilim. Benim bir ailem var. Ama sen o ailenin içinde değilsin." Alayla güldü Asuman. "Öyle mi küçük velet? O zaman eğer biz seni sahiplenmeseydik kim sana bakacaktı. O babanın bir ailesi bile yok. Yetimhane köşelerinde sürünecektin."
"Hayır! Sen yanlış biliyorsun. Benim Berrak Teyzem, Hüseyin Amcam, Kemal Amcam ve böyle bir sürü amcam var. Aybar var Deha var. Sensin kimsesiz." Diye karşı çıktı. Öfkeden yüzü kıpkırmızı olmuştu. Kimse onun biricik anne babasına bir şey diyemezdi. Ona ailesi ezilmemesi gerektiğini söylemişti. O da ona uyuyordu.
Asuman bu kıza laf yetiştiremeyeciğini anladı. Tam o sırada Asrın girdi içeri. Küçük kızın elini tuttu ve "Hadi,! Gel seni odana götüreyim. Odanı gezelim. Sonra da oyun oynarız. Olur mu?" Dedi. Daha demin sinirlenen Tomris değilmiş gibi mutlulukla o da Asrın'ın elini tutarak karşılık verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORENDA
RomanceOrenda: Kötü giden her şeye rağmen vazgeçmeden, dimdik durup tüm bunları değiştirecek gücü kendinde bulmak. Tomris Öztekin tam olarak Orenda'ydı. Gözü kara bir özel eğitim öğretmeniydi. Aybar Gediz Çakırlı ise bir bordo bereliydi. Onları bir araya g...