8. BÖLÜM: EN İYİ DOST

273 21 96
                                    

Medya: Angus

Oy ve yorumları unutmayalım

İyi okumalar ❤️

🌑

Çalan telefon Deha'nındı. Deha masanın üstündeki telefondan kimin aradığına baktı. Tam bende ekrana bakacaktım ki Deha eliyle kapattı. "Sen biraz takıl burada ben şu telefona cevap verip geleceğim. Tamam mı?"

Benden onay bekledi. Bende zorla o onayı verdim. O gelene kadar lahmacunumu yemeye devam ettim. Ama ayranım bittiği için garsona bir el yapıp gelmesini bekledim. Garson "Buyurun efendim." Dedi.

"Bana bir tane daha ayran getirir misin?" Garson beni onayladı ve dolaptan ayran alıp bıraktı. Bıraktıktan sonra Deha geldi. "Hayırdır? Kimdi o? Yoksa yenge mi?" Sorularımı ona yönelttim.

"Eski bir arkadaş. Bir şey sormak için aramış." Diye cevap verdi o da. "Ee, ne senin bana söyleyeceğin ama bir türlü söyleyemediğin şey? Sökül." Deha bir nefes aldı ve devam etti. "Benim tayinim çıktı." Tek nefeste konuşmuştu. Söylediğini duyunca şaşkın şaşkın suratına baktım. "Nereye peki?"

"Diyarbakır." Diye karşılık verdi. Derin bir nefes aldım. "Hayırlısı olsun. Ne diyeyim. Bende başvurularımın ilk sırasına orasını yazarım." Ben bunu der demez şaşırdı. "Ne? Ne başvurusu?"

"Canım hani bende öğretmenim ya. Sen de doktorsun. Senin okulunun bittiği gibi benim okulumda bitti. Benimde doğu görevim var. He hatırladın mı? Ben başvurumu yaparım. Ne zamana çıkarsa artık." diye onu aydınlatmayı hedefledim. Unutmuş gibiydi. Kısık sesle konuştu. "Ben zaten anneannenin şirketi var diye çalışmasın zannediyordum." Kırgınlıkla baktım yüzüne.

"Öylesine okumuş gibi yani. Eğer şirketi çok isteseydim işletme okurdum salak. Gerçekten gözünde böyle biri miydim?" Belki çok saçmaydı ama kırılmıştım işte. Hayatındaki tek gerçek insan oydu. Tek başımaydım ben. Bir o vardı. Ama o da beni tam tanımıyormuş.

Deha'nın gözleri pişmanlıkla doldu. Benim kırgınlığım ise ona kendini daha fazla göstermedi onun yerini sinirim aldı ve ben bu siniri içimden atamadım onu kırmamak için. Hızlıca çantamı aldım ve masadan kalktım. Kasaya gidip Mehmet abiye "Abi ben iki lahmacun ve iki ayranı ödeyeyim." Kendimkileri öderdim ben. Onunkileri de ödemeyi düşünmedim değil. Saçma kırgınlığım hemen önüne geçti o düşüncemin

"Hayırdır kızım, noldu?" Endişeyle konuştu Mehmet abi. "Bir şey yok abi. Acelem çıktı da." diye cevap verdim. Beni onayladı ve ücreti söyledi. Kartımı çıkartıp temassız ödedim ve mekandan çıktım. Arabaya doğru giderken bir düşündüm. Nasıl gidecek acaba diye ama sonra boşverdim. Taksi çağırırdı.

Arabaya bindim ve evime doğru sürdüm. Eve geldiğimde ilk olarak odama gittim ve pijamalarımı çıkarttım. Kendimi bırakmamak, kafamı dağıtmak için de komedi filmi açtım. Film orada oynarken yarım yamalak izledim. En sonunda ise zaten dayanamayıp gözlerimi yumdum.

🌑

Gözlerimi açtığımda elim direkt telefonuma gitti ve saate baktım. Saat henüz 09.30'du. Aklıma kahvaltıyı yaptıktan sonra anneannemin bir arkadaşının çiftliğine gitmek geldi.

ORENDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin