13. BÖLÜM: TANIŞMA

291 15 3
                                    

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba. Biliyorum çok uzun bir süre bölüm atamadım. Ama bazı problemler vardı. Onları hallettim ve geldim. Umarım beğenirsiniz

Medya: Nasıl öğrendin unutmayı - Kolpa

İyi okumalarrr

Oy ve satır arası yorumlarını unutmayalım

🌑

Söylediğim cümleyle sustu. Sarılmaya devam etti. Kafamı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapadım. O kısa an içerisinde kendimi mutlu olduğum, ailemin hâlâ yaşadığı zamanda buldum.

Aybar kulağıma eğildi ve fısıldadı. "Tomris." Ona doğru yüzümü çevirdim. İyice inceledi yüzümü. "İyi ki o gün yoktum." Yüzüne anlamadığımı gösterecek bir şekilde baktım.

Açıkladı. "Seni aldıkları gün. Annem anlattı. Çok ağlamışsın. Çok direnmişsin. İyi ki yoktum. Olsaydım dayanamazdım." İç çektim ve başımı geri yerine koydum. Sessiz kaldım.

Birkaç saniye sonra ondan tam ayrılacaktım ki telefonu çaldı. Mimiklerine bakılırsa sinirlenmiş gibiydi. Ama ona mı sinirlendi yoksa ben sarılmamızı bitirdiğim için bana mı? Hiçbir fikrim yoktu.

Biraz daha bekleyip telefonu açtı. "Ne var lan? Ne diye arayıp rahatsız ediyorsun beni?" Karşı taraftan sesler geliyordu ama anlaşılmıyordu.

"Evet. Ben gelmiyorum." Bekledi. Artık karşı taraf ne dediyse sakinleşti. "Bilmiyorum. Tamam lan kapat. Bakacağım." Telefonu kapattıktan sonra bana döndü. Bir şey söylemek istiyor. Fakat çekiniyormuş gibi bakıyordu.

"Söyle hadi." Dayanamadım. Ne söyleyecekse şimdi söylemeliydi. Bana baktı. Gözlerimin içine. Neden bu kadar derin bakıyordu ki? Farkında değil miydi böyle baktığının?

"Bizimkiler yani timdekiler. Seni çağırıyorlar. Oturmaya. Gelmek ister misin?" Diyerek içindekileri bana aktardı.

"Rahatsızlık vermeyeyim." Açıkçası kararsız kalmıştım. Kafasını hızlıca iki yana sallayarak konuştu. "Hayır, rahatsızlık vermezsin. Hem Cüneyt abi ile Alin'in durumunu konuşursunuz. Eğer istemeselerdi çağırmazlardı."

Yaklaşık bir dakika kadar düşündüm. Gidebilirdim aslında. Ama ya anlaşamazsak.

Düşüncelerimi boşvererek kafamı olumlu anlamda salladım. "Tamam." Sessizce konuştum. O da başını salladı. Benim gözüm ilerideyken onun gözü bendeydi. Hissediyordum.

"Gidelim mi?" Sorusuyla gözlerim gözlerine baktı. Kafamı sallayarak onayladım. Arabanın olduğu tarafa doğru gittik. Ben yolcu koltuğuna oturmuşken o da yerini almıştı. Bekledi. Bekledi. Bekledi. "Ne oldu?" Bana baktı ve gözlerini kemere çevirdi. "Kemeri takmayı unuttun." Hemen kemeri bağladım. "Normalde unutmazdım. Aklım karışık o kadar."

Anlayışla salladı başını. Biz ne çok baş sallıyorduk öyle. Radyoyu açtı. Şansımıza çalan şarkı daha demin ikimizinde konuşurken alıntı yaptığımız şarkıydı. Kolpa- Nasıl öğrendin unutmayı

ORENDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin