3- KARANLIK KAYGI

34 13 316
                                    

Ara sokaktan çıktıktan sonra, sağa dönmüştük ve karşımızda Tutku ve Özge vardı. Yüzleri bize dönük değildi ama Özge'nin sarıldığı adamın yüzü bize dönüktü. Lidya olduğu yerde durmuş ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ağzı açılmıştı ve şaşkınlıkla karşısında ki görüntüye bakıyordu.

"Abi," Dedi Lidya ardından, "Aşkım," Dedi Özge, bende ne olduğunu anlamadan bakarken Özge Tutku ve Lidya'nın abisi şaşkın gözlerle bize bakıyorlardı.

...

Lidya abi diye seslendiği adama ona doğru adım attı. Kendimi görünmez gibi hissediyordum çünkü karşıda ki üçlü sadece Lidya'ya bakıyor beni görmüyorlardı bile. Lidya attığı adımı geri almış artık aynı hizadaydık. Geri gelmesiyle üçlünün de beni fark etmelerini sağlamıştı.

Lidya'nın abisi Özge ve Tutku'yu arkasında bırakarak bize doğru adım attı. Lidya abisine bakıyordu abisi ise bir Lidya'ya birde bana bakıyordu.

"Abim ilk günün güzel geçmiş. Kimseyle anlaşamam diye ağlıyordun." Dedi Lidya yüzünde sıcak bir gülümsemeyle abisine sarılmıştı."Ben Levent, Lidya'nın abisiyim." Dediğinde Lidya'dan ayrılmış bana elini uzatmış tanışmak istediğini belli etti.

"Yezda Sakra, tanıştığıma memnun oldum." Elini sıkıp tokalaşmıştım ve bir adım geri gitmiştim. O sırada telefonumdan ses yükseldi. Annem arıyordu. "Kızım eve geliyorsun biliyorum ama biraz daha hızlı ol. Babanın bu aralar işleri erken bitiyor, sende biliyorsun." Dedi annem o sırada etrafımda ki insanlara bakarken babamı hatırlayınca içimde ürperti belirdi. Lidya bana bakarken yüzümden gitmem gerektiğini anlamıştı. Ona bakarken kafasını olumlu anlamda sallayıp gitmemde bir sıkıntı olmadığını söylüyordu. Annemin hala hatta olduğunu görünce harekete geçtim.

"Benim bir işim çıktı hızlıca gitmem gerek, kusura bakmayın. Görüşmek üzere." Dedim ve eve doğru ilerledim hatta olan annemle konuşmak için telefonu kulağıma götürdüm. "Anne eve gelirken bir şey lazım mı? Ama lazım olsa bile alamam çünkü param yok." Annemin kahkahasını duyunca istemsiz gülümsedim. Bari soru sorup kadını heveslendirme.

"Arkadaş mı buldun? Onunla yürüyordunuz sanırım." Dedi annem onun görmeyeceğinin bilerek kafamı sallayıp konuşmayı devam ettirdim. "Evet. Kendisiyle beraber yürüyorduk yolda abisini gördük, o sırada sen aradın." Dediğimde binayı gözümün önüne sabitlemiştim. Güvenlik kapısına gelince gereksiz yere koyulmuş, güvenliği sağlanmayan, turnikeden geçip siteye girdiğimde sakin adımlarla ilerliyordum.

"Anne ben siteye girdim. Görüşürüz." Dedim anneme beni onaylayıp telefonu kapatıp yoluma seri adımlarla devam ettim. Camdan oluşan ve yere yakın olan kısmı kırılmış olan kapıyı iki elimle çekip içeriye girdiğimde, site dışında ki insanların bildiği şifreyi girip diğer kapıyı da kendime çekip merdivenlere yöneldim. 3. Kata çıkıyordum yorulacaktım biliyordum ama olduğunca eve geç girmeye çalışıyordum. Oturduğumuz kata gelince sakince, merdivenleri arkamda bırakarak altı kapı olan koridorda en sona ilerleyerek solda kalan kapının önüne gelmiştim. Kahverengi kapıyı tıklayıp bekledim. Annemi karşımda gördüğümde hiçbir şey olmamış gibi gülümsedim ve ayakkabılarımı çıkartıp aynalı ayakkabılığa bırakmıştım.

Babam evde değildi, odama ilerleyip üstümü değiştirdim. Salona ilerleyip Yekta'nın yanına oturdum. Küçüklüğümden kalan oyuncaklarımla oynuyordu. Sakince onu izlemeye koyuldum, içimde bir kaygı vardı ama sebebini bilmiyordum ama günümün içine etmişti.

Annem mutfaktan geldiğinde okulda ne yaptığımı, ne gelişmeler olduğunu sormuştu. İlk hafta nasıl geçtiyse sıradan geçti diye geçiştirip üstümdeki gözlerinin televizyona çevirmişti.

PEKİ, YA BİZ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin