8. Bölüm

92 15 2
                                    

Gözüme güneş ışığının vurmasıyla uyandım. Dün akşam düşünceler içindeyken uyuya kalmışım. Kendimi zorlayarak ayağa kalktım. Oda da ki küçük banyoya gittim. Aynada yüzüme baktım, rezil görünüyordum saçım başım dağılmış ve üstündeki herşey kırılmıştı. Kıyafetlerimi çıkartıp bir kenara attım ve duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra kapıyı açtığımda ödüm koptu ve bağırdım:

- WAAAĞH!?

- Selam yakışıklı~

Bu o tuhaf kızdı, benim odamdaydı ve üstümde sadece havlu vardı:

- Seni sapık! Çık git odamdan!

- Hadi ama bu kadar sinirlencek ne var? Hem o kasları benden saklaman çok bencilce~

Elimdeki kıyafetleri topak yapıp suratına attım ve inlemeyle yere düştü:

- Off... Bu çok acıttı...

- Sana defol dedim!

- Öf tamam ya çıktım. Kaba şey seni, hıh!

Mızmızlanarak odadan çıktı. Kapıya gidip hızlıca kapıyı kitledim.

- Dün akşam kitlemeyi unuttum herhalde?

Üstümü giyinip odadan çıktım ama o kız kapının önünde bekliyordu ve tuhaf bir şekilde gülerek bana el salladı. Onu görmezden gelerek hızlıca yanından geçtim.

- Bir gün beni görmezden gelmeyi bırakacaksın~

- Hiç sanmıyorum.

Dediklerimi umursamadan yanımdan zıplaya hoplaya geçti bende onu arkasından takip ettim. Buraya ilk geldiğimde gördüğüm odaya geldik. Suratında dikişler olan adam koltukta uzanıyordu ve mavi saçlı çocukta ki sanırım adı Tomura idi o da bar sandalyesinde oturmuş boynunu kazıyarak kaşıyordu. Toga dikişli çocuğun yanına zıplayarak oturdu:

- Dabiii saçımı yapar mısııın?~

-Saçın zaten düzgün Toga.

Çok bezmiş bir şekilde bakıyordu sonra bakışları bana kaydı bende tam selam verecektim ki gözlerini devirip iç çekti. Açıkçası bu kırıcıydı ama aynı zamanda sinir oldum. Kendime güvenen bir şekilde bir adım attım ve en sakin ve etkileyici olduğunu düşündüğüm sesimle konuşmaya başladım:

- Ben İzuku. Tanıştığımıza sevindim, umarım bu süreçte iyi anlaşırız.

Ben ne kadar iyi konuştuğumu düşünsemde Tomura öyle düşünmüyor gibiydi ve bana göz devirdi:

- Senin gibi daha küçük bir ana kuzusu burda ne yapabilir ki?

- Çok kabasın el suratlı.

Bunu hiç düşünmeden söyledim ve söylediğime birazcık pişman oldum ama hakediyordu. Birden ayağa kalktı ve yakama yapıştı. Beni yukarı kendi göz hizasına kaldırdı ben parmak uçlarımla yere basıyordum.

- Seni küçük ucube sen kimisinden benimle böyle konuşuyorsun!

Onun bileklerini tuttum ve yüzüne bakarak konuştum:

- Sen benim kim olduğumu bile bilmezken bu ne cürret.

Bakışlarım sinirliydi ve gözlerimin ısındığına hissediyordum yada bana öyle geliyordu. Tomura'nın tuttuğum bileklerini sıktım. Tomura bileklerinin acısıyla beni yere attı ve bileklerini tuttu bilekleri kıpkırmızı olmuştu. Ayağa kalktım ve üstüne doğru yürüdüm.

- Yaklaşma beyaz kafa!

Diğerlerinde bana tuhaf bir şekilde bakıyordu ama ben kendimi kontrol edemiyordum ellerimden değişik ışıklar çıkmaya başlamıştı. Tam Tomura duvara yaslanmış ve kaçacak başka yeri kalmamıştı ki kafama sert bir kitap darbesi yedim ve yere düşüp kafamı tuttum:

- of of of, bu çok acıttı...

- Kendinize hakim olmalısınız.

Çok hoş bir kadın sesiydi. Kim olduğunu merak ederek arkamı döndüm. Uzun boylu, zayıf bir kadındı. Kısa mor saçları ve parlak sarı gözleri vardı. Üstünde siyah bir elbise, altına yeşil topuklu ayakkabılar ve beyaz bir laboratuvar gömleği vardı. Bana ciddi bir şekilde bakıyordu ve hepimizde ona bakıyorduk. Kalkmam için bana elini uzattı ve kendini tanıttı:

- Merhaba Bay İzuku. Ben Ayona Mizuno, bundan sonra sizin her şeyinizle ben ilgilenicem.

- Ah... Sen bana bahsettiği öğretmen olmalısın. Lütfen bana sadece adımla seslenin.

- Pekala ama siz bana resmî bir şekilde hitap edin.

- Ha- ? Ah tamam Bayan Mizuno.

- Pekala tanıştığımıza göre sizi eğitiminize başlamanız için götürmeliyim. Beni takip edin.

- Tamam...

Tomura sinirli ve ne yaşadığını anlamamış bir şekilde çıkıştı:

- Bu ne demek oluyor be!? Ona neden özel muamele var ve sanki hiç bir şey olmamış gibi davranıyorsun!?

Bayan Mizuno Tomura'nın üstüne doğru eğildi (çünkü ondan biraz daha uzun).

- Seni hiç ilgilendirmeyen bir durum mavi çocuk. Eğer bir şikayetin varsa git efendine sor.

Tomura hem öfkeli hem de aciz bir şekilde karşısında sinirden titredikten sonra öfkeyle mırıldanarak ve boynunu tırnaklarıyla kazıyarak gitti. Bayan Mizuno da beni gideceğimiz yere doğru yönlendirdi.
.
.
.
.
.
.
.
Evet sonunda yeni bölüm yazdım :,)
Bu bölümü okuduğunuz için teşekkürler ve iyi bayramlar...

Yeni Bir BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin