11. Bölüm

68 12 2
                                    

(Uyarı! Bu bölüm şiddet ve olumsuz davranışlar içerir)

Uyandığımda çoktan sabah olmuştu beni yatırdıkları odanın küçük canından güneş ışınları yüzüme vuruyordu. Gözümü ovarak doğruldum, kolumda serum takılıydı. Herhalde doktor ben uyurken takmıştı ve artık canım daha az acıyordu. Serum iğnesini çekip çıkarttım ve ayağa kalktım odanın kenarındaki aynaya yöneldim. Kolum sargılıydı, boynumda morarmalar ve yarabantları vardı, yanağımda morarmıştı ve daha bir çok yerimde öyle. Vahşiçe bir kavga olmuştu ve bez az kaldın kolumdan olucaktım. Ben aynada kendimi süzerken doktor içeri girdi.

-Genç efendi, sonunda uyandınız demek.

-Merhaba doktor.

Doktor yavaş yavaş bana yaklaştı ve vücuduma baktı.

- 12-13 yaşındaki biri için fazla sağlam bir vücudunuz var.

- A-ahaha teşekkürler.

Biraz utandım doğrusu ama doktorun elini birden göğüsümde gezdirmesi beni ürperttti.

- Ee... Doktor sen ne yapıyorsun?

Durup parmağı ile göğüsümde bir yere bastırdı ve bende canımın acımasıyla inledim.

-Ih!

-Burada doku hasarı var.

-Bunu sen bastırmadan öncede anlayabiliyordum!

Bana yan yan baktı ve sonra odanın kenarındaki masaya gidip ordan bir iğne aldı.

-Yatağa geri geçin lütfen.

- O iğne ile ne yapacaksın doktor?

- Size yapıcam.

- Niye ya?!

İğnelerden hiç haz etmediğimi daha önce söylemiş miydim! Etmediysem söylemeyeyim, NEFRET EDERİM! Ama doktora şu an karşı çıkabileceğimi düşünmüyorum o yüzden onu dinleyip yatağa geri oturdum.

- O iğne ne için doktor?

- Doku yenilenmesini hızlandırıp daha kısa sürede iyileşmene yardımcı olucak.

- Neden iyileşmem için acele ediyorsun?

- Yoksa 1-2 ay yatalak mı olmak istersiniz?

- Hayır onu kast etmediğimi biliyorsun doktor benimle dalga geçme.

- Ahh... Efendimiz ceza görevini yakın bir zamanda vermeyi planlıyor ve şeninde bu yüzden formdan düşmeyen lazım anlıyor musun?

- Cezam demek...

Kolumu iğne için ona isteksizce uzattım ve o da hiç umursamadan iğneyi sertçe derime sokup yaptı.

- Kendinizi hazırlasanız iyi olur genç efendi.

- Neden ki?

- Çünkü bu görev sizi zihinsel olarak etkileyebilir.

- Ne? Ne demek istiyorsun?

Bana hiç bir cevap vermeden arkasını dönüp işini yapmaya devam etti ve kapıya yaklaştığında durup arkasını döndü ve bana şunları söyledi.

- Bı gün taburcu olabilirsiniz ama akşamları laboratuvarıma uğramayı unutmayın, iğne için.

Ve gitti. Kendimi tedirgin hissetmeye başladım. Babamın benim için okunduğu şey ne ki beni zihinsel olarak etkileyebilir? Off şu an bunu düşünsem bile bir anlam bulamayacağım o yüzden üstümü değiştirip bu odadan çıktım. O danın dışında uzun ve karanlık bir koridor vardı. Gidebileceğim başka bir yön olmadığı içinde burdan ilerledim. En sonunda bir kapıya ulaştım. İçeri girdiğimde ise babamın bilgisayar ekranlarının olduğu o odasına geldim. Orada oturmuş bir şeyler yapıyordu bende selam verme gereksini duydum.

Yeni Bir BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin