Bölüm 1: En fazla ne olabilir ki?

166 115 49
                                    

Arkadaşlar kitabımın tanıtım videosu yukarıda isterseniz izleyebilirsiniz.
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Metro Hattı

Bölüm 1: En fazla ne olabilir ki?

°Buradan çıkamazsınız°

"Bıktım artık senden!"
"Madem bıkacaktın niye evlendin lan benimle?"

"Ah! Ah! Cahillik ettim işte seninle evlenerek! Annem yapma demişti. Ama ben senin süslü laflarına kandım. Bilemedim iki yüzlü olduğunu"

"Ben mi iki yüzlüyüm? Ulan iki yüzlü diye sana derler! Dışarıda hanım hanımcıksın. Evde ise sanki hasımımsın. Eskiden de böyleydin sen. Eğer bileydim ne bok olduğunu seni ister miydim hiç?"

"İstemeseydin! Sanki zorla mı verdiler beni sana! Bende sana bayılmıyorum. Zaten bıktım seninde o ananın da ağız kokusunu çekmekten! Baba evinde ben böyle miydim"

"Kalsaydın o zaman baba evinde!"

Ve bunun gibi daha nice sözcük uçuştu havada. Babam küfürler yağdırdı, annem isyanlar etti. Mutsuz evlilikleri için her cümlede birkez daha pişman oldular.

Dedem hep başlangıçta güzel bir evlilikleri olduğunu söylerdi. Ama şimdi savaştan farksızdı.

İki tarafta mağlup olmak istemiyordu. Bazen annem dedemin evine gidiyor babam o günlerde kendini içkiye veriyordu.

Ama onlar bir şeyi hesaba katmıyorlardı. Beni...

Onlar beni hiç düşünmüyor hatta görmüyordu. Tek umursadıkları şey kavga etmek ve hiç bitmeyen işleri. Gerçi onlar hep böyleydi. Doğduğum günden beri ne bir kere başımı okşamış nede bir kere varlığımın farkına varmışlardı. Neyseki artık ben bunlara alışmıştım...

Ah! Doğruya ben size kendimi tanıtmadım. Benim adım Aslı, Aslı Çağlar. Tam 17 yaşındayım. Sorunlu ailemle beraber İstanbul'da yaşıyorum. Çok istesem bile bir evcil hayvanım yok. Ama eğer hemen oturduğum sandalyeden kalkmazsam geç kalacağım yeni bir okulum var. Evet bugün benim yeni okulumda ilk günüm. Annem ve babamın meslekleri -annem pilot,babam ise yardımcı pilot- yüzünden sık sık okul değiştirmem gerekiyor. Bir noktadan sonra ben bile kaç okul değiştirdiğimi sayamamaya başladım. Yurtdışında okumuşluğum bile var.

Hemen çantamı alıp kendime son bir defa bakmak için aynanın karşısına geçtim. Fena görünmüyordum. Mavi gözlerim beyaz tenim ile hafif yuvarlak yüzüme çok yakışıyordu. Vücüdumun kıvrımları beni etkileyici kılıyordu. Herkesin kolayca ilgisini çekebilirdim. Tabi eğer Gözde gibi kendime özenseydim bu olabilirdi. Omuzlarımdan dökülen sarı saçlarım ile Seren beni hep Kathryn Newton'a benzetiyordu. Bunu sık sık reddetsem de sanırım haklıydı.

Seren ve Gözde kim mi? Onlar beni şu koca dünyada seven çok az insandan ikisi. En yakın arkadaşlarım. Sırdaşlarım. Hatta hiç var olmayan bundan sonrada olmayacağını bilidiğim kardeşlerim gibiler. İkiside şuan benden çok uzakta ama kalplerimiz her zaman birbirine çok yakın. Onlarla ilk defa İzmir'de bir kafede karşılaşmıştım. Boş yer olmadığından benimle beraber oturmuşlardı. Daha onları gördüğüm ilk saniyeden kanım kaynamıştı. O kadar içtendiler ki... onlarla kaynaşmamak elde değildi. Şimdi aramıza upuzun yollar girdi. Ama tabiki bağlarımızı koparmadık.

Metro Hattı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin