18. BÖLÜM

171 23 75
                                    

EVEEEETT!! sonunda yıllar sonra yb attım.

Yarın kimya sınavım var ve ben gerçek anlamda hiç bir şey bilmiyorum. Bildiğin tek bir bilgim yok. Ders çalışmak için çok geç olduğundan ben de kitaba yb atma kararı aldım.

Neyse, hadi size iyi okumalarrr
______________________________________

Attığım her adımda artan sinirim ile ilerlemeye devam ederken derin derin nefesler alıyordum.

Reiner denen manyak herif yüzünden eve gittiğim gibi üzerimi değiştirip onun dediği gibi dondurma almak için yanına gitmiştim.

Şu anda ise terden ölüyordum! Hava çok sıcaktı! Giydiğim koyu yeşil ve arkası baskılı olan tişörtün koltuk altı kısmı ıslanıyordu. Bu iğrençti!

Sinirle elimi hareket ettirip yüzümü yelpazelerken aynı zamanda öfkeyle derin derin nefesler alıyordum.

"Hey, neden o kadar uzakta yürüyorsun?" diyen sarı kafaya çevirdim gözlerimi. Yaklaşık bir buçuk metre uzağından yürüyordum.

"Konuşmaya cürret bile etme! Şu anda evimde klimanın altında oturuyor olabilirdim!" Ses tonumdaki öfke yüzüme yansırken o hiç buralı olmamıştı. Gayet keyfi yerindeymiş gibi sırıttı ve ellerini cebine atıp omuz silkerek konuştu.

"İstersen dondurma aldıktan sonra bizim eve gidebiliriz. Dondurmacıya sizin evden daha yakın." alayla konuşan çocuğa sadece bakmıştım. Gözlerim hayatı sorgularcasına onun üzerinde dolanıyor ve ciddiyetini sorguluyordu.

"Reiner, sen şaka mısın?" diye sordum tüm ciddiyetimle. Adımlarım ileriye doğru devam ediyordu ancak bakışlarım ise onun yüzünü izliyordu.

"Hiç bu kadar ciddi olmamıştım."

Bir anda kolunu benim omzuma atıp bedenimi kolunun altına çekmesi ile gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Tanrı aşkına bu çocuk neden aslında benim onun gerçek sevgilisi falan olmadığımı anlamıyordu?

"Senin evine gelip de ne yapmamı bekliyorsun tanrı aşkına?"

Tek kaşım havadayken sorduğum soruya gülerek cevap vermiş ve benim gibi yoluna devam ederken hafifçe kafasını üzerime doğru eğmişti. Boyu uzundu ve şu an beni kolunun altına çektiği için neredeyse onun kolları arasında eziliyordum.

"Ne yapmak istersin?" Sözleri ister istemez aklımı fesat şeylerle doldururken düşündüklerim yüzünden yanaklarım ısınmıştı. Dirseğimi karnına geçirip onun kolunun altından kurtulmuştum.

"Nesin sen? Sapık falan mı?"

Minik bir kahkaha firar etmişti dudaklarının arasından.

"Hey, neden aklın hemen başka şeylere kayıyor ki? Belki film falan izlerdik diye sordum. Hem ne o, bana karşı içinde farklı bir niyet mi besliyorsun?"

Hadi ama şaka mıydı?! Gözlerim kocaman açılırken onun gittiği yönün tam tersine doğru ilerlemiş ve ondan uzaklaşmak adına adımlarıma devam etmiştim. Aynı zamanda ona bağırıyordum da.

"Seni pis sapık! Ben eve dönüyorum! Ayrıca dondurma falan da alma!"

"Hey, hey, hey! Sakin ol! Nereye gidiyorsun?!" Bileğimi yakalayıp adımlarımı durdurduktan sonra devam etti. "Tamam... Bu kadar utangaç biri olduğunu bilmiyordum. Sadece alay etmek istedim, özür dilerim."

Bunları söylediği sırada bakışlarımı yüzüne doğru çevirmiştim. Bedenim hâlâ arkam dönük bir şekilde duruyordu. Aklıma harika bir fikir gelmişti. Ondan kurtulmamda bana yardımcı olabilirdi!

GAYSİN | Texting [Reiner Braun] (BEKLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin