22. BÖLÜM

184 23 108
                                    

Bu gün can sıkıntısından duramadugim için kitaba yb yazdims dirnfidikf Bu sefer söz diğer bolum iki gün sonra fln gelir

Neyse iyi okumalarrr
______________________________________

Yazardan;

Yüzüne yediği yumruk ile geriye doğru sendeleyen Reiner'in gözleri öfkeyle parlamış ve karşısındaki eski sevgilisinin abisine bakmıştı. Ağzına gelen hafif bir metalik tatla Eren'in yumruğunun dudağını kanattığını fark etmişti.

Reiner sinirden çıldırıyordu. Riu onu öylece bırakıp gitmişti, onu dinlememişti bile. Reiner belki hatalıydı ama Riu da hatalıydı. Neden kendisine sorduğunda ona kiminle konuştuğunu söylememişti ki?! Eğer öyle yapsaydı şu an bu saçma durumda bulunmazdı!

Reiner, Riu'nun onu terk ediş şeklini hatırladıkça içindeki öfke duygusu artıyordu. Bir haftanın sonunda Riu'dan ayrılacak kişi Reiner olmalıydı! Riu daha üçüncü günlerinde buna son vermişti! Reiner'in planları altüst olmuştu!

Yumruğunu sıktı ve Eren'in yüzüne sert bir tane vurdu. Ardından onu tişörtünün yakasından tuttu ve sertçe kafa attı. Eren'in kaşı patlamıştı. Yüzü kanıyordu. Reiner'in ise umrunda değildi. Bir hafta sonra Riu'dan ayrılıp onu kendine bağladıktan Riu'yu kendi ayaklarına kadar getirecekti ve onlar barışıp bir daha ayrılmayacaktı! Ama bu salak herifler yüzünden planı bozulmuştu!

Eren neredeyse öfke patlaması geçiriyordu. Vücudu öfkeyle titriyor ve yumruklarını Reiner'in yüzüne geçirmek için can atıyordu.

Kavga büyürken Jean ve diğerleri daha da hareketsiz duramamıştı. Restorandalardı ve onların yaptığı kavga yüzünden ortalık karışıyordu. Jean ayağa kalktı ve masasından uzaklaşarak hızla aralarına girip Eren'i geriye doğru iterek Reiner'den uzaklaştırdı. Connie ve Armin ise Reiner'i tutmaya çalışıyorlardı.

"Eren. Yeter. Kavganızı gidin başka yerde yapın, burada insanlar var." diyerek sakin bir sesle onu uyardı Jean. Karşısındaki kişi bir zamanlar ortaokuldaki en yakın arkadaşıydı.

Eren ve Jean beraber takılır, Riu ve Esther ise beraber gezerlerdi. Aileleri yakındı ve birbirlerini severlerdi. Liseye geçtiklerinde Mikasa'nın okula transfer olmasıyla her şey bozulmuştu.

Eren ve Jean birbirinden uzaklaşmış ve düşmanlaşmışlardı. Aslında Jean, Eren'den nefret etmezdi. Kin tutan biri değildi, Eren'e göre daha sakin ve mantıklıydı. Eren ise tam tersiydi, her an patlayacak bir alev topu gibiydi. Her şeyin onun kontrolünde olmasını isteyen mantıksız ve tutarsız bir karaktere sahipti. Kim bilir, belki de Mikasa'nın Eren'den uzaklaşmasının sebebi Jean'nın yanında karakterinin çok boktan kalmasıydı.

Eren'in nefesi ciğerlerini yakarken yüzünde alaycı bir sırıtış oluştu. Bu siktiğimin Jean'ı kendini ne sikim sanıyordu da onu uyarıyordu? Eren'le olması gereken kızla takılırken kendini ne sanıyordu?

Öfkesi bedenini ve düşüncelerini ele geçirirken sanki her zaman bu anı bekliyormuş gibi elini yumruk yapıp Jean'nın yüzüne geçirmişti.

Jean'nın gözleri şokla açılmış, bunu gören Esther ise dakikalardır yaşadığı şoktan kurtulmuştu. Olaya Mikasa dahil olup onları ayırmaya çalışırken Esther buz kadar soğuk bir yüzle hafifçe olduğu yerden kalkmış ve sakin adımlarla restoranın ortasında kavga eden hayvan sürüsüne doğru ilerlemişti.

Eren'in şu anda Mikasa için burada olduğunu biliyordu. Bu zaten canını yakıyordu ama Riu'nun kendine sevgili yapıp da bunu Esther'e söylemeyip gizlemesi canını daha da yakmıştı. Küçüklükten beri Eren'i sevmişti ve içinde az da olsa bir umut vardı. Ama şimdi o da yokmuş gibi hissediyordu.

GAYSİN | Texting [Reiner Braun] (BEKLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin