GAYSİN | Texting [Reiner Braun] (BEKLEMEDE)

24. BÖLÜM

Evet en son seksen yıl önce yazdım biliyorum sxifnrienie ama valla elim gitmedi hakim beyler hiç benim suçum değil

Ay bir de bizim okulda e okul pp çekimi yaptılar amk bir de okul albümüne koyacaklarmis herkes görecek aq

Neyse boş yapmim iyi okumalar
______________________________________

Riu Jeager

"İris, bu gün beraber oturalım." Dedim okul koridorunda, yanımdaki kızla yürürken. Omuzlarından biten kahverengi saçlarını, elindeki telefonun kamerasına bakarak düzeltmeye çalışıyor, uzamış ve perçeme benzemeye başlamış kahküllerine şekil vermeye çalışıyordu.

"Olur, eğleniriz." Dedi ve kameradaki görüntüsüne son bir iğrenen bakış atıp telefonu kapattı.

"Neden Esther'le beraber oturmuyorsunuz?" edi meraklı gözlerle bana bakarken. Bana nazaran kısa olan boyu onu oldukça minyon gösteriyordu. Hafifçe güldüm ve elimi beline sarıp onu kendime çekerek alayla konuştum. Arada flörtleşiyormuş gibi davranmak eğlenceliydi ve birbirimizle alay etmeyi severdik.

"Trip atıyor. Ama öyle normal trip değil, ciddi olandan." diyerek burnumu çektim ve koridora bakındım. Herkes gevşek ve rahat adımlarla sınıflarına ilerliyordu.

Bu son birkaç gündür modum düşüktü ve hiçbir şeye katlanamayacak kadar öfkeli hissediyordum. Reiner denen göt ve abim olacak ikinci götü gördüğüm ilk yerde ateşe vermeyi planlıyordum.

Sadece yeni nakil alacağım okulun sosyal medya hesabından bir öğrenciye yazıp onu işletmek istemiştim. Amacım eğlenmek ve gülmekti. Şimdi ise en yakın arkadaşlarımdan biri yüzde doksan ihtimalle benimle olan ilişkisini kesmişti ve abimle aram bozulmuştu.

Gerçi neden bu kadar umursuyordum onu da bilmiyordum. Sadece her şeyi boşverip keyfime bakmak istiyordum.

Elini tutmuş olduğum İris'i peşimden sürüklerken koridorun karşısından geleni görmemle beraber duraksamıştım.

Sanki hiçbir halt yememiş gibi rahat rahat yürüyor, sarı saçlarını eliyle karıştırırken etrafına bakınıyordu. Göz altları yorgun duruyordu, dudağındaki ve kaşındaki yaralara küçük yara bantları takılıydı. Eren'le yaptıkları kavgada yediği dayağı düşündükçe içten içten sevinirken onun gevşek gevşek yürüyüşünü izliyordum.

Her zamanki gibi kravatı elinde, çantası tek koluna takılı şekilde yürüyordu. Yanında ise Porco denen üçüncü göt vardı. Hepsi pislikti bunların, karaktersiz şerefsizler.

Bıkkınlıkla iç çekip İris'le beraber yürümeye devam ederken içimden küfürler sayıyordum. Çünkü sınıfıma gitmek için sarı kafanın geldiği yönden gitmem gerekiyordu.

Adımlarım aceleci bir hâl alırken yüzümdeki ifadeyi nötrleştirip herhangi bir mimik yapmadan yürümeye devam ettim. Aniden sinirlenip aptalca bir yüz ifadesi yapmamalıydım.

Aradaki mesafe giderek kapanırken Porco ile gülerken sohbet eden Reiner'in yanından adımlayarak geçerken gözlerim hafifçe ona kaymıştı. Sanki yanından geçen kişi bir gün önce bütün samimi ilişkilerini mahvetmesine sebep olduğu kişi değilmişim gibi geçip gitmişti.

Bakmamıştı bile, öylece arkadaşıyla sohbet ederek gitmişti. Gerçekten yapmıştı, beni görmezden gelmişti. Bu nasıl bir şerefsiz türüydü? Daha bir gün önce bana yazıp seviyorum ayaklarına yatmıştı. Şimdi ise sanki yokmuşum, varlığımdan haberdar bile değilmiş gibi geçip gitmişti.

Adımlarım birkaç metre ileride dururken bakışlarımı yere çevirmiştim. Dudaklarım hafifçe yukarı doğru kıvrılmış, kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Bilmiyorum, komiğime gitmişti sanırım.