İlk Paramı Kazanıyorum

5 3 0
                                    

Yanlarında ayrıldıktan sonra köyü incelemeye ve köy şefini aramaya başladım. Şehir fazla hasar almış olsada iyi durumdaydı derken sonunda insanlara emirler vererek yöneten birini buldum.

-Şu odunları diğer tarafa taşı!

-O taşları bu tarafa getir.

-Merhaba siz köy şefi misiniz?

-Evet ne istemiştin?

Köy şefi orta yaşlı hatta genç sayılabilecek biriydi.

-Ben..

Bu sırada birkaç maceracı yanımıza geldi.

-Evet ne buldunuz?

-Ejderden eser yok.

-Ne diyorsun sen, bir anda ortadan kaybolmuş olamadı ya ?

-Bulabildiğimiz tek bilgi kuzey tarafında savaş izleri vardı.

-Yani birisi ile mi savaştı?

-Görünenler bunu gösteriyor.

-Elfler olabilir mi?

-Bilemiyoruz ama bunun olması düşük bir ihtimal çünkü Elfler insanlara yardım etmez.

-Haklısın, kim olabilir o zaman?

O sırada bana döndü.

-Sen ne istemiştin?

-Ejderi öldürdüm ve köyü kurtarmış oldum. Bu yüzden bunun bedelini almaya geldim.

-Ejderi sen mi öldürdün, hem de tek başına!

-Evet, inanmıyorsanız şu düşen eşyalara bakın.

Eşyaları verdim

-Haklı bunlar kara ejder boynuzu ve çekirdeği.

-Sen ne kadar güçlüsün?

-Kendim hakkımdaki bilgileri paylaşmayı sevmem.

-Peki peki ejderi yendiğin için sana yüz altın para vereceğiz, yeterli olur mu?

-Hayır!

-Ne dalga mı geçiyorsun, ne kadar istiyorsun yüz altın yanında ?

-Köyden birilerini hizmetkarım olarak alacağım.

-Hmm tamam fakat gelmek istemeyen birini zorla alamazsın bunu bil.

-Tamam, şimdi diğer konuya gelelim.

-Hangi konu?

-Şehir hasar gördü mahsuller de öyle değil mi?

-Evet ne demek istiyorsun?

-Elimde özellikle mahsulleri kurtarabilecek bir büyü bulunuyor.

-Sen ciddi misin ?

-Evet ama bu size pahalıya patlar.

-Ne kadar?

-Yaklaşık yüz ton ürün zararınız var, kilosu iki gümüşten sattığınızı farzedersek iki bin altın zararınız var, benim sizden istediğim miktar ise yine yüz altın olacaktır.

-Burada saçmalık var, bize geri bin dokuzyüz altın kalıyor, neden bu kadar düşük oran isteyesin ki?

-Demek fark ettiniz!

-Yani Matematik hocam beni sabah akşam dövsede bir şeyler öğretirdi.

-Anladim, neyse bu büyünün büyük bir zaafı bulunuyor: Kurtarılan ürünler normal hallerinde daha çok su ve gübre ister, toprağı zayıflatır.  Bu yüzden sürekli gübreleme ve bakım yapmalısınız bununda size yaklaşık beş yüz altına mahal olacak bu yüzden normalde altı yüz altın alacakken zararı karşılayarak yüz altın alacağım.

-Bu sefer daha mantıklı bir açıklama oldu, tamam kabul ediyoruz.

-O zaman iki yüz altını hazırlayın, bu sırada bizde şu ürünleri kurtaralım.

-Tamam.

Yanındaki adamlara para için emir verip benimle beraber tarlalara gittik. Tarlalar alev ve kül ile berbat bir durumdaydı.

-O zaman başlayalım.

Elimi havaya kaldırdım.

Ei:

-Mistik şifa, doğanın lütfu ve diğer gelişme büyüleri birleştiriliyor, yeni ileri seviye büyü elde edildi.

-Doğa Tanrıçasının Dokunuşu!

Çevremde yeşil parıltılar oluşmaya başladı ve yere dokunmamla toprakta sarsılmalar olmaya başladı, derken bitkiler dirildi, büyüdü eskisi gibi oldu.

-Bu inanılmaz ilk defa bu kadar güzel bir büyü görüyorum.

-Neyse burada işimiz bittiğine göre geri dönelim.

-Tamam.

Döndüğümde paramı hazırlamışlardı keseleri aldım ve kemerime bağladım.

-Şimdi ne yapacaksın?

-Yanımda götüreceğim kişileri alacağım sonrada yola çıkarım.

-Kimi yanında götüreceksin?

-Ejderi indirdiğim yerde bir anne ile iki kızı var onları.

-Hmm demek onları.

-Neden böyle dedin bir şey mi biliyorsun?

-Evet, o kadının eşi bir maceracıydı ama berbat bir adamdı parasını sürekli içkiye kumara yatırırdı, parası bitince kadından almaya çalışırdı, kadında da yoksa onu döver sonra da bir görev alıp para kazanırdı. Bir gün yine bu şekilde göreve giderken görev sırasında bir gurup canavar tarafından tuzağa düşüp öldü. Adamın öldüğünü öğrenen kadın bir rahat nefes almıştı fakat bu seferde eve para girmediği için fakir olan durumları daha da berbat hale geldi.

-Siz ona yardım etmeyi denemediniz mi?

-Denemez olur muyum ama bir sonuç elde edemedim, yardımlarımı hep reddetti, kabul ettiği tek şey komşularından gelen bir öğünlük yemek, bu yüzden sizinle gitmeyi kabul etmesine şaşırdım.

-(Bunun sebebi ona sormadan onu hizmetkarım yaptığım içindir.)

-Neyse o zaman ben gidiyorum.

-Gitmeden önce ismini söyleyemez misin.

Yürümeye başladım, elimi kaldırıp sallarken:

-Zayn Grey unutmasan iyi olur.

Yürüyerek yanlarına vardım.

DarkandiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin