Yeni hizmetkârım

2 1 0
                                    

-Neler oluyor?

Derken duman aralandı ve ortasında kızıl saçlı güzel bir kız vardı.

-Sende kimsin!

Gülümsedi.

-Ben az önceki ejderhayım efendim, insan formuna geçtim.

-Bu güzelmiş peki adın ne?

-Bir adım yok insanlar bana kızıl ejder der genelde.

-Bu senin türünün ismi, o zaman sana Fiera diyeceğim.

-Teşekkür ederim efendim!

Bu sırada Azazel araya girdi.

-Bu çok güzel bir şey, hem köyü kurtardınız hem de kendinize bir hizmetkar daha edindiniz.

-Beni övmen alacağım ödülün miktarını değiştirmeyecek.

Yutkundu, ne kadar istiyorsunuz?

-Bu seferlik elli altın diyelim oda Aria'nın hatrına.

-Teşekkür ederim!

Altını aldıktan sonra güzel bir ziyafet çektik, Aria'yı da yanıma oturttum, çevreden kötü bakışları hissedebiliyordum. Bu sırada birkaç elf kamp ateşi yakmaya çalışıyordu, işte bu fırsat. Elimi havaya kaldırdım.

-Basit Seviye Ateş topu!

Elimden çıkan ateş odunlara çarparak onları alevlendirdi. Çevreden gelen bakışların azaldığını hissedebiliyordum.

-Güzel mi?

-Evet, bu şimdiye kadar yediğim en güzel yemek.

-(Gülümseyerek)Bunu duyduğuma sevindim.

Yüzü hafif kızarmıştı. O gece bu şekilde biterken hava almak için dışarı çıkmıştım bu sırada Aria yanıma geldi.

-İyi bir gece geçiriyor musun?

-... , Evet bu hayatımda yaşadığım en güzel gece.

Gülümsedim.

-İyi o zaman, peki teklifime ne cevap vereceksin, yarın gideceğiz.

-Ben, sizinle gelmek istiyorum!

-Bu güzel haber o zaman hizmetkarım olabilmen için efendi-hizmetkar paktını yapacağım, hazır ol!

-Tamam.

Elimi ona doğrulttum.

-Sözleşme: Efendi-Hizmetkar Paktı!

Aria'nın etrafında bir ışık halkası oluştu ve küçülerek elinin üstünde bir mühre dönüştü.

-Artık hizmetkarımsın, bundan sonra hayatın bana bağlı.

Gülümsedi.

-Siz nasıl isterseniz efendim!

Geri döndük.

-Hey ihtiyar!

-Sana dedim ben ihtiyar değilim, sadece 732 yaşındayım!

-Bana göre ihtiyarsın, neyse Aria için özel bir oda hazırlat!

-Ne neden böyle bir şey yapalım.

-O artık benim hizmetkarım ona göre davransan iyi olur!

-Oh... yani tamam o zaman.

Bu sırada öfkeden köpüren birisi kalabalığın arasından çıktı.

-Yetti artık lan, o pis elfi görmek istemiyorum!

Aria'ya doğru yürüdü ve vuracakken elini tuttum.

-Ağır ol istersen o artık benim hizmetkarım, şuan seviye olarak senin üstünde!

-Bir yarı elf hiçbir zaman benden üstün olamaz.

Gülümsedim.

-Azazel bu pislik bana ve hizmetkarıma hakaret ediyor görüyor musunuz!

-E,evet, ona en iyi cezayı vereceğiz.

-Hayır.

-Ne anlamadım!

-Draven ırklar arası bir sorundu bu yüzden onu size verdim cezalandırmanız için ama bu ben ile bu elf arasında, bu yüzden onu size vermeye niyetim yok!

Dravenin yüzü gerildi.

-Korkunun karanlık yüzü.

Elf'in yüzüne dokundum ve dizleri üstüne oturdu bir anda çığlık atmaya başladı.

-Ona en büyük korkusunu yaşatıyorum şuan.

Elflere döndüm.

-Bundan sonra beni yada hizmetkarlarımı rahatsız ederseniz acımam bilesiniz!

Sonrada Elfin büyüsünü bozup yatmaya gittik. Güzel bir oda hazırlamışlardı, yatak çok yumuşaktı bu dünyada uyuyacağım ilk yatak olacak bu. Kafamı yastığa koydum.

-Ne gündü değil mi Ei?

-Evet keşke bunları yanında yaşayabileydim.

-Sabırlı olmalısın seni fiziksel hale sokmak için büyük miktarda büyü gücü lazım.

-Peki peki.

Farkına bile varmadan uyumaya başladım. Sabah karnımca büyük bir acıyla uyandım, Kena karımın üstüne ziplamıştı.

-Kena böyle yapmamalısın!

-Neden ki!

Kena'nın başını okşadım.

-Sorun yok Kina sende gel yanıma.

Kinada yanıma oturdu doğruldum ve kafalarını okşadım.

-İkinizde çok çalıştınız bu yüzden ikinize de bir şeyi isteme hakkı veriyorum.

-O zaman büyü kullanmak istiyoruz!

-Büyü mü?

-Evet, sen büyü kullanırken çok havalı görünüyorsun bizde büyü yapmak istiyoruz lütfen bizede öğret.

Güldüm.

-Peki o zaman bundan sonra size büyü eğitimi vereceğim.

Bu sırada Mary odaya girdi.

-Bakıyorum eğleniyorsunuz.

-Evet efendimiz bize büyü öğretecek.

-Bu güzel haber, ama kahvaltıya çağırıyorlar önce oraya gidelim.

-Tamam.

Yataktan kalkıp hazırlandım tam kabanımı giyecekken, Mary odaya daldı.

-Efendim yardıma ihtiyacınız var mı?

-Hayır yok.

-Bari kabanınızı giymenize yardım edeyim.

-P,peki.

Kabanımı aldı ve giydirip üstümdeki bazı yeri düzeltti.

-Hadi gidelim.

Kahvaltıyı yaptık, arabayı hazırladık, yanımıza biraz eşya da aldıktan sonra onlara veda ettik ve yolculuğumuza altı kişi olarak devam ediyoruz.







DarkandiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin