Birkaç saat geçmişti söylenen yere varmıştık galiba derken karşımızda dev bir canavar çıktı.
-Bu bir Toprak ejderhası!
Hızla ileri atıldım.
-Darbe!
Kafasına sağlam bir yumruk indirmemle yere yığıldı ejderhayı kontrol ederken sırtımda bir acı hissettim derken sırtımdan göğsüme doğru ilerleyen soğuk bir şey hissettim derken göğsümü yırtarak dışarı bir kılıç çıktı.
-A..
Ağzıma kan geldi arkamı dönmeye çalıştığımda kralın koruma olarak verdiği şövalyenin sırtıma kılıç geçirdiğini fark ettim.
-N.neden?
-Kralımız kahramanın düşmanımız olduğunu çok uzun zaman önce göstermişti, sen ve senin gücün insanlık için bir tehdit!
-Tüm insanlar böyle mi düşünüyor!
-Bunun ne önemi var Tüm Arselia senden nefret ediyor, diğer ülkeleri bilmem ama onlarda öyledir bence.
-Sıradan bir kılıcın beni durdurmayacağını biliyorsun değil mi?
-Evet bu lanetli bir kılıç, sadece seni öldürmek için üretilen karanlık bir kılıç, hiçbir yeteneğini kullanamayacaksın şimdi sıra çekmen gereken acıya gelelim. Yapın!
Askerlerden biri Kina'nın sırtına kılıç geçirdi.
-Kinaa!...
Ei saldırıya geçti!
-Kıpırdama yoksa Efendini ikiye bölerim!
-Onu dinleme saldır!
Ei yine de durdu ve kılıcını kınına soktu.
-Hayırr, yapma, yalvarırım!
Hepsini tek tek kılıçtan geçirdiler, gözlerimdeki yaşlar akmaz oldu artık, yüzümün rengi soldu, ne kadar uğraşsam da yine birilerine değer verdim ve yine kaybettim, artık ölebilirim değil mi? Çok uğraştım sonuçta başaramadım yine de, reenkarne olduğumda ikinci bir şans elde ettiğimi düşündüm ama yine şansımı kaybettim galiba artık ölebilirim sıradan bir insanın hak edeceği şey bu olmalı, yere düştüm ve görüşüm bulanıklaşmaya başladı ölüyorum galiba.
-Hayır, biz ölemeyiz!
Bir anda kendimi bembeyaz bir yerde buldum.
-Sende kimsin?
-Ben senim, yaşamak isteyen halinim.
-Sadece bir rüyasın o zaman.
-Belki bir rüyayım ama emin misin bu şekilde ölmeye.
-Ne yapabilirim ki?
-Yaşayabilirsin, madem değerli şeylerini senden alıyorlar o zaman sende onlardan al, iyi yada kötü kendin için ilerle, yoluna çıkan her şeyi yok et, vur kır parçala ama kendi yolunda ilerle.
O sırada karşımda bir ayna olduğunu fark ettim.
-Bunlar kendi düşüncelerim değil mi! Güzel bir rüya, artık uyanma zamanı!
Gözlerimi hızla açtım ve ayağa kalktım, Ellerimi avuç içleri değecek şekilde birleştirdim. Bu sırada korkuyla ellerindeki kılıçları bana sapladılar.
-Reenkarnasyon Büyüsü yada adı her neyse beni elbet beni izleyen biri yada birileri var beni tekrar reenkarne edin!
Fakat herhangi bir şey olmadı.
-Neden! Neden beni duymuyorsunuz!
Bu sırada yağmur yağmaya başladı.
-Demek bu dünyada Tanrı yok yada beni izleyen biride..
Berbat bir halde kanlı suratımla, berbat bir ifade ile sırıttım.
-O zaman ben Tanrı olurum!
Ellerimi ayırıp sert bir şekilde birbirine vurdum.
-Sonsuz Zihin!(Bu büyü binlerce düşünceyi aynı anda düşünebilip çözüm üretmeyi sağlar(zekayı bile geliştirir))
Tüm büyüleri ve yapılarını inceledikten sonra binlerce büyüyü birleştirip yeni bir büyü elde etmeyi başardım.
-Reenkarnasyon Büyüsü: Yeniden Dönüş!
Gökten devasa bir yıldırım bana çarptı ve her şey karardı.
