Felix "Tekrar anlatsana, neden buradayız biz?" derken anlamaya çalışır gibi bir ses tonundaydı.
Boş havuzdaki bakışlarım hızla yanımdaki Felix' e döndü. Yarışın başlamasına daha vardı ve biz erkenden gelip ön sıralardan bir yer kapmıştık. Yarış derslerin bitiminden sonraydı, okulun çoğu dağılır diye umuyordum ama bizden sonra gelen kalabalık beni şoka uğratmıştı. Erken geldiğimiz için kendimi tebrik ettim ve bana bakan arkadaşımla ona odaklandım.
"Anlattım ya Felix, Minho' yla bir anlaşma yaptık. Bu da anlaşmanın bana düşen kısmı."
Hâlâ anlamamış gibiydi, alayla güldü. "Siz ve anlaşmak mı? Nasıl oldu o?"
Omuz silktim. "Bilmiyorum anlık gelişti işte."
"Neden benim de gelmem gerekliydi peki?" derken gözlerini devirmesiyle hafifçe omzundan ittirdim.
"Ya, Seungmin ve Jeongin' in çıkışta işi olmasa ben de seninle gelmezdim zaten!"
Sahtece kırılmış gibi yapmamla gülümsedi. "Tamam tamam, anladım yalnız kalmak istemedin. Neyse ben de belki Hyunjin' i görürüm."
O bunu dediği sırada içeri girdiğini gördüğüm Hyunjin, Chan ve Hyunjin' in sevgilisi Wonyoung'la bakışlarım durgunlaştı. Felix onu görme umuduyla geldiğinde bu onu omegasıyla beraber görme umudu değildi tabii ki. Uzun süre bakmamla Lix' in de bakışları oraya döndüğünde o da benim gibi durgunlaştı. Üçlüyse geç gelmelerine rağmen en önde boş tutulan üç yere oturdular. Minho ayırmıştı o yerleri büyük olasılıkla. Tamam, Hyunjin' in Felix' ten haberi yoktu ve olsa bile başka biriyle sevgili olamayacak diye bir şey de yoktu ancak yine de arkadaşımın yerine ben üzülüyordum.
Sinirlenmeme engel olmak için onlar yerine Felix' e döndüm tekrar ancak bu sefer o bende değildi. Sessizce Hyunjin' i izlemekten öteye gitmiyordu. Onun bu hâli yutkunmama sebep olurken boğazımı temizleyerek dikkatini çektim. Ne diyeceğimi bekler gibi bana bakmasıyla dikkatinin dağılmasını sağlamak için oflayarak mırıldandım. "Niye bu kadar kalabalıksa sanki?"
Bir anda arkamdaki sıradan yükselen çığlıkla irkildim. Felix üzüntüsünü gizlemek ister gibi sırıttı ve çığlıkların yükselmesine sebep olan soyunma odasından çıkan yarışmacıları işaret etti. "Sebebi ortada bence."
Sırasıyla kendi kulvarlarına ilerleyen yarışmacılardan sadece bir kişinin dikkatimi çekmesiyle yutkundum. Oturduğumuz alana en yakın olan kişinin hemen yanındaki kulvar ona aitti. Havlusunu arkasındaki bir oturağa bıraktıktan sonra kulvarın başına ilerledi. Gözlerimi üstünden çekemediğimde yavaşça onu süzdüm. Koyu kahverengi dalgalı saçlarının önleri alnına dökülüyordu ve yüzü çok güzeldi ama bu her zaman gördüğüm bir manzaraydı. Şu an bakakalmamı sağlayan şeyse mükemmel fiziğiydi. Dışarıdan da iyi görünüyordu kabul ama belirgin karın kasları ve yapılı vücudu ilk defa bu kadar gözümün önündeydi. Geniş omuzlarından aşağıya doğru bakmaya devam ettiğimde sol göğsünün üstündeki yara bandını görmemle duraksadım. Sanki tetiklenmiş gibi gözlerim hızla gözlerine çıktığında göz göze gelmemizle beni yakalamış gibi tek kaşını kaldırıp sırıttı. Utandığımı belli etmemeye çalışarak gözlerimi devirir gibi yapıp bakışlarımı kaçırdım. Bakışlarımı kaçırmamla o da gülerek önüne dönmüştü.
Derin bir nefes alıp daha sonra bunu alay konusu yapmamasını umdum. Felix' e dönerek onunla konuşmaya çalıştım, kaçamak bakışlarla Hyunjin ve Wonyoung' u kontrol ediyordu. İkimizin de odak noktasının dağılmaya ihtiyacı vardı.
"Ben bir sebep göremiyorum, bunlara mı bu kadar çığlık atıyorlar?"
Felix söylediğimle bakışlarını bana çevirerek güldü. "Az önce utanmasan sen de çığlık atacaktın Hanji, bakışlarınla yedin çocuğu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soulmate | minsung ✓
FanfictionJisung sevdiği çocuğa açılmak için harekete geçtiğinde yaptığı bir hatayla nefret ettiği Minho'yla ruh eşi olduğu ortaya çıkar. ✓[omegaverse au] ✓texting+düzyazı ✓hyunlix, chanmin, jeongbin ✓tamamlandı