2.7 - (m)

12.2K 1K 941
                                    

[Bölümün tamamı yetişkin içerik, rahatsız olacaklar okumasın.]

Minho' nun bakışları da sorumla beraber aşağı kayarken dudaklarını birbirine bastırarak bana döndü. Utanarak bakışlarımı kaçırdım, az önce yaşadığımız şeyler anın beni yükseltmesiyle olmuştu ancak şu an utanacak kadar aklım başımdaydı maalesef.

Soruma bir cevap vermemesiyle garip bir sessizlik oluştu, ah tanrım gerçekten antrenman yapılacak vakit miydi!

"Of!"

Oflayarak bir anda sessizliği bölerken ellerimle boynunu kavradığım gibi bana doğru eğdim onu. O da hızla işareti anlamış gibi dudaklarıma yapıştığında gerçekten kendimi sorguluyordum.

Soyunma odasında, havuzda ve büyük olasılıkla birazdan tuvalet kabininde... Lee Minho beni hayatımda hiç yapmadığım şeylere itiyordu.

Dudaklarımı vahşice öpmeye başladığında sırtımın tuvalet kabinine çarptığını hissettim. Ellerinden birini yanımdan duvara bastırırken diğeriyle boynumu sıkıca tutmuş, dudaklarımı yemek istercesine öpüyordu. Ben de ona karşılık veriyordum elimden geldiğince ama büyük olasılıkla kendini tutmasından kaynaklı ekstra hızlıydı hareketleri.

Alt dudağımı emerek ayrıldığında nefes nefese alttan gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Tutkudan adeta kararmış olan gözleriyle bana bakarken hâlâ neden durduğunu sorguluyordum. Neden durduğunu anlamamıştım ki bir anda belimden kavrayarak beni kucağına almasıyla hızla bacaklarımı beline doladım. Kollarım da refleksle boynuna sarılmıştı.

"Ne yapıyorsun?"

Fısıldamama hafifçe sırıtırken çıktığım tuvalet kabinini açtı ve içeri girmemizi sağladıktan sonra sırtımı tuvaletin kapısına yaslarken kilidi çevirdi.

"Birisi gelirse..."

Nefes nefese söylediğiyle alt dudağımı hafifçe ısırdım. Buranın daha güvenli olacağını ben de düşünüyordum, soyunma odasının kilidi sadece görevlide vardı. O yüzden orayı kilitleyemezdik.

"Anladım..." Aynı onun gibi fısıldadığım sırada dudaklarıma tekrar eğilmesiyle hızla karşılık verdim. Kucağında olduğum için altımdaki baskısını hissettiğim sırada aklıma gelen az önceki çocuk yüzünden saçma bir şekilde sinirlenerek alt dudağını kanatırcasına dişledim. Bu canını acıtmak yerine boğuk bir şekilde inlemesine sebep olmuştu.

O da benim dudaklarımı ısırıp emerken bir anda boynuma ilerlemesiyle hızla daha çok alan açmak için başımı kapıya yasladım. Üzerimdeki sweatshirt yüzünden boynum tamamen kapanmıştı. Elleri sweatshirtün altından belimi okşayarak beni olduğum yerde sabit tutuyordu.

Hep uğrak yeri olan adem elmama yine yumulduğunda sesli bir şekilde inlememle şokla ona tutunduğum tek elimi ağzıma kapattım.

"Siktir!"

Böyle inlersem kapının kilitli olması ya da tuvalette olmamız hiçbir şey ifade etmezdi.

İnlemem hoşuna gitmiş gibi sweatshirtü kenara çekiştirip daha çok emdiğinde ağzımı kapattığım için boğuk bir şekilde inledim. O bu şekilde orayı öpmeyi alışkanlık hâline getirene kadar oradan bu kadar etkilendiğimi bilmiyordum bile ve delirecek gibi hissetmeme sebep oluyordu her dil darbesi. Heyecanla yutkunuyordum ve o da bunun sonucu olarak daha sert öpüyor, emiyordu.

"Bu sweat niye bu kadar kapalı?" Hırlarcasına sorduğu soruyla gülmeden edemedim.

Tüm gün bu sweatle gezecektim büyük olasılıkla, şapkasını da kapattığım zaman tüm boynumu gizleyecekti en azından.

soulmate | minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin