1.1

9.2K 1.2K 258
                                    

tavşan kılıklı:
Han
Cevap ver
Neredesin sen (21.34)

tavşan kılıklı:
Jisung
Bir daha söyletme beni
Delireceğim aptal herif
Sana ikimizi de düşünerek hareket et dedim (21.37)

tavşan kılıklı:
Kendini tutamadın mı amk
Çıktım yola| (21.38)

tavşan kılıklı:
Tanrım neden korku hissediyorsun
İstemediğin bir şey mi
Seni bir bulayım gerçekten mahvedeceğim
Ama önce yanındaki kimse onu (21.47)

tavşan kılıklı:
Geldim aptal herif
Kalbim sıkışıyor, niye bu kadar korkuyorsun|
Hissediyorum sanki kurdun benden yardım istedi|
Arabayı tamamen içgüdülerimle sürdüm ve bu bardayım|
Ne işin var burada (21.48)

•••

Minho iki güvenliğin üzerini aramasının ardından adeta koşarak içeri girdi. Koşmasının sebebi kendisinin kötü hissetmesi değildi, lanet olası kurdu çıldırmıştı çünkü Han' ın içindeki korkuyu hissedebiliyordu. Dişlerini sıkarak merdivenlerden indi ve müzikle dans eden kalabalığın arasından sanki nereye gitmesi gerektiği belliymiş gibi tereddütsüzce ilerledi.

Kafayı yiyecekti gerçekten, böyle tekin olmayan bir yerde Jisung gibi birinin ne işi vardı anlayamıyordu. Sıktığı yumruklarının farkında olmadan insanları ittirerek kendine bir yol açtı. Gösteri alanının arkasında gördüğü kapıyı hızla açtı ve kısa koridorda ilerledi. Aralarındaki bağ yüzünden saçma sapan şeyler hissedene kadar arkadaşlarıyla eğleniyordu ancak bir yerden sonra kurdu dayanamamıştı ve arkadaşlarını bile içki masasında bırakıp bu bara gelmesini sağlamıştı.

İlk başta hissettiği şey kıskançlık ve sahiplenmeydi ancak son beş dakikadır yalnızca onun korkusunu hissedebiliyordu. Kurdunun haricinde kendisi de Jisung için endişelenmişti, ney onu bu denli korkutmuş olabilirdi? İstemediği birinin ona dokunması düşüncesiyle dişlerini daha sıkı sıktı ve koşar adımları sayesinde birkaç saniyede kapısında belirdiği erkekler tuvaletine baktı. Kapısı kapalı olmasına rağmen ruh eşinin orada olduğunu ve deli gibi korktuğunu hissedebiliyordu.

Dayanamayıp hızla içeriye girdiğinde gördüğü şey karşılıklı kabinlerin ortasında bekleyen kendi yaşlarında bir alfaydı. Yaydığı feromonları bunu anlamasına yetmişti, içinde sebepsizce yükselen sinire engel olamasa da kendini tuttu ve omegasının nerede olduğunu gözüyle görmek ister gibi tuvalete baktı ama görmemesiyle kaşları çatıldı. Yine de onu hissettiği için tuvaletten çıkmadı ve alfanın ona attığı garip bakışlar eşliğinde ağır adımlarla ellerini yıkamak üzere lavaboya gitti. Alfanın hormonlarını yayması elbette ki doğru değildi ancak böyle bir barda herhangi bir uyuşturucu ya da alkol etkisiyle feromonlarını kontrol edememiş olabilirdi. Yine de içinde o alfaya karşı inanılmaz bir sinir vardı, ilk defa görmüştü oysa onu. Aynadan ona ters bakışlarını göndermeye başladı. Tam o sırada sadece musluktan akan suyun sesinin olduğu tuvalette tanıdık bir ses korku dolu olduğunu gizleyemeden seslendi.

"Minho Hyung buradayım."

Minho duyduğu sesle şokla arkasını döndü, Han buradaydı. Sol ve en sondaki kabinden sesi duyduğunda oraya tek bakanın kendisi olmadığını fark etti, karşısındaki sarışın mavi gözlü ve yabancı uyruklu alfa da anında oraya dönmüştü. Kaşları çatılırken tuvaleti feromon banyosuna çeviren alfanın hışımla oraya doğru gittiğini fark etti ve atılarak kolundan tuttu.

"Nereye gidiyorsun?"

Adam sinirle kolunu tutan Minho' ya baktı ve sertçe çekti. Minho yakından baktığında adamın dudağının kenarının hafifçe kanamış olduğunu gördü ve bu ona daha çok bilenmesine sebep oldu.

"Sen karışma, çocuk benim." diyen adam tekrar oraya gitmek için hamle yapmıştı ki Minho duyduğuyla şokla adamı kendine çevirdi ve yakalarından tutarak arkalarındaki kabinin kapısına yasladı.

"Kimsin sen orospu çocuğu?" Adeta öfke soluyarak kurduğu cümleyle adam yakasındaki ellerden kurtulmaya çalıştı. Minho kocaman şaşkınlık dolu gözleriyle ona bakıyordu. Adam aldığı maddelerin etkisiyle belki de hiç kendinde değil gibiydi.

"A-alfası olacağım."

Zorlanarak da olsa kurduğu cümleyle Minho' nun hem kurdu hem de kendisi sinirlerine hakim olamadı ve yakasındaki ellerini sıkılaştırdı.

"Onun zaten bir alfası var piç."

Tek nefeste fısıldayarak söylediği şeyle karşısındaki herif şok olurken zar zor konuştu, rengi giderek morarıyordu. "Mühür- mühürlenmemiş olan omega sahip-sizdir."

Minho sinirle güler gibi bir ses çıkarttı. "Ne bok yedin bilmiyorum ama eğer onun kılına zarar verdiysen seni benim elimden kimse alamaz."

Anlık olarak hissettiği Han' ın korkusuyla bir an tekrar gerçek hayata döner gibi oldu, öfkesine o kadar odaklanmıştı ki korkudan deliye dönen Han' ı unutmuştu. Kendine söverken ellerinin altında belki de kullandığı maddeden belki de bayıltacak kadar sıkmasından kaynaklı hiçbir şey yapamayan alfaya en sert yumruklarından birini geçirdi. Alfa kabinin kapısına yaslıyken kayarak yere yapıştığında Minho hızla sol en arkadaki kabinin önüne gitti. Göğsünden üstündeki siyah tişörte rağmen hafifçe sızan yeşil ışıkla da doğru yerde olduğundan emindi artık.

"Han çıkabilirsin, güvenli burası." demesiyle kapının anında açılması ve bir çift kolun belini sarması bir oldu. Şaşkınlıkla donakaldığında anında kapanan gözleri onu tekrar şaşırttı. Evini bulmuş kayıp bir insan gibi hissederken Han' ın burnunu çekmesiyle kendine geldi ve ellerini onun kollarına koyarak hafifçe aralarına mesafe koydu. Elleri hâlâ belinde olan ve dolu gözlerle ona bakan Han' la neye uğradığını şaşırdı. Ağlıyor muydu? Hayır ağlamıyordu ama gözleri doluydu ve kendini tutuyordu.

"Neler oldu burada? Bir şeyin yok değil mi, iyi misin?"

Jisung kafasını olumlu anlamda salladı ama Minho' nun gözlerine bakarsa daha kötü ağlayacağını bildiğinden göz temasından kaçıyordu.

"İ-iyiyim."

Han' ın kekelemesiyle Minho dolu gözlerini tekrar gördü. Kendisini zorladığını fark edince hızla sırtından tutarak onu göğsüne bastırdı. Bunu yapmasıyla Han' ın ağlamaya başlaması bir oldu. Sessiz sessiz ağlarken kollarını tekrar Minho' nun beline doladı. Minho çoktan onu sarmıştı zaten. Ağlaması onu daha da şok etti, Han' la okulda birbirleriyle o kadar uğraşmalarına rağmen bir kere bile böyle görmemişti.

"Çok korktum."

Sessiz hıçkırıklarının arasından fısıldayan Han' la kurdundan bağımsız olarak hissettiği endişe ve korkuyu görmezden gelmeye çalıştı Minho. Yine de elinden gelmiyordu, gerçekten endişelenmişti.

"Çıkalım buradan."

soulmate | minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin