2

2.1K 274 223
                                    

Jisung

Elimdeki kek tabağıyla evden çıkmış ve üst kata çıkarak Felixlerin kapısını çalmıştım. Lix'imin açmasını beklerken hemen kapının yanındaki duvara yaslanmıştım.

Kapı açılma sesi geldiğinde başımı kaldırmıştım ama açılan kapı Felix'in değil, Minho hyungundu.

Göz göze geldiğimizde kalbimin ritminin bozulduğunu hissetmiştim. Alışkın olmadığım biri olduğu için bu heyecanımın normal olduğunu düşünüp gülümseyerek eğildim hafifçe.

"Merhaba Jisung, nasılsın?" demişti kapıyı kapatırken. Bir yere gidecekti sanırım.

"İyiyim hyung, sen?"

"İyiyim ben de. Lezzetli görünüyor." demişti ve elimdeki tabağa bakmıştı birkaç saniye.

"Babaannem yaptı, bir dahaki sefere sana da getireceğim hyung." demiş ve gülümsemiştim.

"Teşekkürler, görüşürüz." demiş ve göz kırptıktan sonra merdivenlere yönelmişti.

Chan hyungun arkadaşlarının alışkanlıklarından biri de buydu, göz kırpmak. Chan hyung da sürekli göz kırpar ve dalgasına flörtleşirdi bizimle. Hyunjin hyung da yapardı çok sık olmasa da. Changbin hyung sadece Seungmin'e yapıyordu çünkü sevgililerdi. Az önce gördüğüm şey sayesinde Minho hyungun da onlarla aynı olduğunu öğrenmiştim.

Oflayıp kapıyı tekrar çalacağım sırada Felix beyimiz sonunda kapıyı açabilmişti.

"Ağaç oldum ağaç, ne diye bekletiyorsun bu kadar?" diye söylenerek girmiştim içeri.

"İşedim." dediğinde göz devirmiş ve ona dönmüştüm.

"Yarım saat mi işiyorsun Felix?"

"Abartma, Han. Taş çatlasın beş dakika beklemişsindir."

"Ay neyse, size kek getirdim!" demiş ve elimdeki tabağı Lix'ime uzatmıştım.

"Babaannen hissediyor mu ne yapıyor ya? Tam da Hyunjin hyung gelecekti. Oturacaktık üçlü." dediğinde kaşlarımı çatmıştım.

"Bensiz?"

"Her gün okulda görüyorum seni zaten Jisung, Hyunjin hyung gelemiyor her zaman."

"Haklısın... Ben de özlemiştim onu, iyi oldu." dediğimde Felix sızlanarak tabağı sehpaya koymuş ve koltuğa oturmuştu.

"İkiniz bir araya geldiğinizde hiç çekilmiyorsunuz, yaşayan kaossunuz resmen!" dediğinde gülüp Lix'imin yanına oturmuş ve kollarımı ona sararak dudaklarımı büzerek ona yaklaşmıştım.

"Bırak beni!" diye bağırıp beni itmeye çalıştığında izin vermemiş ve iyice sırnaşmış, öpmüştüm yanağından. Gülerek geri çekildiğimde o yanağını siliyordu yüzünü buruşturmuş bir şekilde.

"Hyunjin hyung öperken ses çıkarmıyorsun da ben öpünce neden sızlanıyorsun?"

"Çünkü o Hyunjin hyung." demişti.

"Ondan hoşlanıyorum demiyorsun da Hyunjin hyung diyorsun, hı hı." dediğimde yanındaki yastığı alarak bana vurmuştu. O sırada Chan hyungun gülüşünü duymuştum.

rain. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin