Alarmın sesiyle uyanmıştım. Ama evimde değildim. Oteldeydim.
Dün ki yaşadıklarımı düşündüm.Tam
bir bela mıknatısıydım. Nerede bela orada ben.Gözlerimi ovuşturarak banyoya gittim. İlk önce elimi yüzümü yıkadım sonra duşa girdim. Ah, Tanrım hâlâ esniyordum. Daha ayılamamıştım. Uyku problemim vardı. Bir türlü düzeni sağlayamıyordum. Ne kadar denersem deneyim olmuyordu.
Duştan çıkmış üzerimde bornozla yatağımda oturuyordum. Her zaman duştan çıktıktan sonra bi 30 dakaki oturuyordum.
Saate baktığımda daha erken olduğunu düşünüyordum. Ama çok yanılmışım. Geç kalıyordum. Hemen üstümü giydim 5 dakaki bile sürmeden. Ee ben şimdi okula nasıl gidecektim. Ah Jungkook aahhh nasıl düşünemezsin. Otobüs bu saate kalmazdı. Çoktan gitmiş gelmesi yarım saati bulurdu. Benim ise dersim 15 dakika sonra başlayacaktı. Taksiye binecektim.
Odadan çıktığım anda karşımda dün gördüğüm korumalardan biri vardı. "Bir şey mi oldu?"dedim. "Patronun yarası kanamaya başladı. Gelmeniz gerek."dedi. Dersimin başlamasına 15 dakika vardı. Ve ben onunla mı uğraşacaktım.
Ah, Tanrım ne güzel yeni bir hayata sayfa açıyordum. İlk dakikadan bu olur mu ya. "Size hastaneye gitmeniz gerek demiştim. Benim okuluma gitmem gerek dersime geç kalıyorum. Şimdi müsaadenizle be-" Tam cümlemi bitirecekken. Belinde ki silahı gösterdi. Gözlerim şaşkınlıkla kocaman açılmıştı. "Size işiniz var mı diye sormadım. Gelmeniz gerek dedim."dedi derin sesi.
Tanrım ne yapacaktım. Gerçekten hayatıma çok güzel bir şekilde başlangıç yaptım. Ben boşuna demiyordum. Şimdi beni hangi felaketler bekliyor diye. Al işte şimdi başka bir felaket. Şimdi itiraz etsem ne olur diye düşünüyordum ki
"Sanırım dediğim anlaşılmadı."dedi. "Tamam peki."dedim.İçimden söve söve Taehyung denen adamın odasına gittim. Odaya girdiğimde yatakta yatıyordu. E bu adam uyuyor ama. "E uyuyor, ben ne yapacağım ki."dedim korumaya dönerek.
Koruma hemen gidip Taehyung'u uyandırdı. "Patron hadi kalk. Bak doktor geldi."dedi.
"Üş- üşüyorum."dedi sadece. Koruma bana dönerek "Bir şey yap gel çabuk. Ateşi var ve çok terlemiş. Ne yapacaksan yap hemen, bir şey olmasın sakın."dedi.Tanrım ben gerçekten niye şansızdım. Her felaket beni bulmak zorunda mıydı? Cidden ama ya. Başıma şu ana kadar evden atılmam, kira borçlarım ve nasıl hayatıma devam edeceğim diye düşünürken şimdi... Şimdi ise başıma daha kötü bir felaket gelmişti.
Daha kim olduklarını bile bilmediğim silahlı adamlar tarafından zorla patronlarına bakmak zorunda kalıyordum. Neyin nesi bu adamlar. İyi olmadıkları belli. Ona eminim zaten.
Kurşun sıyırmıştı nasıl bu hale gelebilirdi ki. Hemde kendisi demişti ben alışkınım diye. Başka bir şeyi mi vardı yoksa. Düşüncelerimin içinde dönüp dolaşırken koruma bana seslendi. "Hey! Sana diyorum baksana buraya! Hemen elinden geleni yap! Duydun mu beni!"dedi bağıra bağıra. Sağır değildim. Normal bir şekilde söylese ne olurdu acaba. Ah Jungkook bunlar düzgün bir şekilde söyler mi sence. Tanrı aşkına.
"Tamam hallediyorum şimdi." Diyerek Taehyung'un yorganını açtım. Hemen sitem ederek "Üşüyorum diyorum! Duymuyor musun?"dedi bağırarak. Ne yapayım yani. Seni iyileştirmem için yorganını açmam lazım. "Bakın ateşiniz var ve düşürmem içinde yorganınızı üzerinizden açmamız gerek."dedim.
Gözlerini yavaş yavaş açarak bana baktı. Bakışları sinirli değildi. Daha demin bağıran adam yoktu sanki karşımda. Yorgun, bitkin bir haldeydi. Bakışmamız tam 1 dakika falan sürmüştü. Ahahah cidden bunu saydığıma inanamıyorum. Her neyse şimdi bu hastama bakmam lazımdı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only True Love |TAEKOOK|
FanficJungkook'un kira borçları nedeniyle evden çıkmak zorunda kalması ve gittiği otelde karşılaştığı olay. Aslında biliyordu her zaman başına felaketlerin geleceğini. Ama hayatına yeni bir sayfa açacakken nereden bilebilirdi ki başına hayatında yaşadığı...