BÖLÜM 4

75 9 0
                                    

Taehyung
Jungkook ile daha çok geçmişte sevdiği şeyleri yapmayı istemiştim. Ama daha ilk buluşmadan böyle olsun istemediğim için normal bir yemek yemiştik.

Asıl amacım neden geçmişi hatırlamadığıydı. O kazadan sonra neler değişmişti. Neler olmuştu çok merak ediyordum. Ama bu soruların cevaplarını öğrenmem için, ilk önce Jungkook'un beni hatırlaması gerekiyor.

Öğrendiğim kadarıyla tıp okuyor ve son sınıf öğrencisi. 4 aydır biriken kirası varmış ve 1 ay otelde kalacakmış. Peki ya 1 ay sonra nerede kalacak.

"Patron çok önemli bir şey var." Gelen Yeonjun'a bakarak ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Yeonjun nefes nefese karşımda durmuş bana nasıl anlatacağını düşünüyordu. Kaşlarım çatılmaya başlamıştı.

Sinirle dişlerimi sıktım. Sıktığım dişlerimin arasından konuşmaya başladım. "Yeonjun ne olduğunu anlatacak mısın?"

"Patron Jungkook'un peşinde ki adam bi adamla işbirliği yapıyormuş. Kiminle işbirliği yaptığını bilmiyoruz. Otelde ki çalışan adam ise işbirliği yaptığı adamın çalışanıymış."

Elimi yumruk yapıp masaya vurdum. Hangi siktiğimin pezevengi Jungkook'un peşinde. İşbirliği yaptığı kimdi.

Sinirle Yeonjun'a bakarak konuşmaya başladım. "Bana o piçin kim olduğunu bul. Kimin için çalıştığını bul hemen. Çabuk!"

Bulacaktım o şerefsizi.






_









Yazarın Anlatımıyla

Taehyung'un aklında ki sorular bitmiyordu. Bir türlü susturamıyordu. Düşmanlarından biri olduğunu düşünüyordu. Daha fazla bu düşüncelere kafa yorarsa aklını kaçıracağından emindi. Kendine bi kadeh doldurdu. Hemen dikti kafasına. Ardından bi kadeh daha, sonra bi kadeh daha... Yetmiyordu.

Kaç kadeh içti bilmiyordu. Asıl kaç şişe bitirdi onu bilmiyordu. Masanın üstü full şişelerle doluydu. 15 şişe mi? 25 şişe? Taehyung alışıktı içmeye.

Koltuğa uzanmış tavanı izliyordu. Zaten gözleri kapanıyordu. Daha fazla dayanamayıp gözlerini kapattı. Kendini uykunun kollarına teslim etti.







_







Jungkook
Uyandığımda saate baktığımda 7.36ydı. Daha çok erkendi. Bugün işe öğleden sonra gidecektim. Dersim öğlen bitiyordu.

Erken uyandığım için dün işlediğimiz konuları gözden geçirip çalıştım. Daha sonra kahvaltımı ettim. Hızlıca duş alıp üstümü giyip hazırlandım.

Saat 9.30da dersim başlıyordu. Dersimin başlamasına yarım saat kalmıştı. Otobüse yetişmem gerekiyordu bu yüzden hemen çıkıp durağa gidip otobüsü beklemeye başladım.





_








Teneffüste bahçede oturmuş kitap okuyordum. Arkadan kavga sesleri geliyordu. Pek çevrem olmadığı için umursamıyordum. Sadece sınıfta dersle ilgili bir konu olduğunda konuşurdum.
Ders haricinde konuşmazdım. Gerçi benimle konuşmaya çalışırlar ama ben pek sıcak davranmazdım.

Hep bi mesafeli olurdum onlara karşı. Bazıları dalga geçerdi böyle davrandığım için. Bazıları da böyle olduğum için bir şey demezlerdi. Arkadan gelen kavganın sesi gittikçe artmaya başlamıştı. Herkes kavganın olduğu tarafa bakıyordu. İlk defa böyle bir şey yaşanıyordu.

Daha fazla dayanamayıp bende baktım. İki çocuk birbirleriyle tartışıyordu. Karşısında ki çocuk ellerini göğsünde birleştirmiş, karşısında duran çocuğu dinliyordu. Aslında pekte dinliyormuş gibi degildi. Ama diğer çocuğun arkasında arkadaşları vardı. O çocuk ise tek başınaydı.

Only True Love |TAEKOOK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin