3 - Dehşet

182 12 4
                                    




Arzu~
Uykum hafif olduğundan. Yatakta oluşan hareketlilikle uyanmıştım, Ayaz yataktan kalkmış ve kapıya doğru ilerlemişti.

Odadan çıkıp kapıyı ardından kapatmasıyla bende yatakta doğruldum ve yatağın yanındaki komidinin üzerinden telefonumu alıp saate baktım.

Saat gece 02:45 di. Peki Ayaz bu saatte nereye gidiyordu?

Merakıma yenik düşerek bende hemen yataktan kalktım ve üzerimdeki pijamaları umursamadan odadan çıkıp merdivenlerden aşağı inmeye yeltenmiştim ki aşağıdan gelen sesle durdum.

"Bana bak eğer o adam polise öterse yemin ederim ki seni sikerek gebertirim!!"

"Tamam kapat! Yarım saate orda olurum"

Ve telefonu kapatmıştı. Telefonda konuştuğu kişi kimdi? Acaba kimden bahsediyordu? Ve o bahsettiği adam polise ne söyleyecekti?

Kafamda oluşan sorular beynimi yerken Ayaz dış kapıyı açıp evden çıkmıştı.

Bende onun ardından merdivenlerden indim ve portmanto dan montumu alıp üzerime giydim ve ayakkabılarımı giyip bende evden çıktım.

Az ileride sokağın köşesinden dönmekte olan bedeni görünce bende arkasından o tarafa doğru ilerlemeye başladım.

......

En sonunda izbe bir mahalleye gelmiş ve ara sokağın birine girmişti. Bende ardından sessizce sokağa girecektim fakat bir çığlık sesi geldi.

Arkasında durduğum duvarın kenarından kafamı hafif uzatıp ara sokağa baktım, gördüklerimle ağzım ve gözlerim otamatik olarak açılırken ellerim ve ayaklarım titremeye başlamıştı.

Ayaz ve onun karşısında kanlar içinde yatan bir adam!

Bu olamaz öyle değil mi? Ayaz katil olamaz!

Ben halâ orda öylece dururken kolumdan tutulup çekilmem ve sırtımın duvara yaslanması saliselik bir olay olmuştu. Çığlık atacaktım fakat ağzıma kapanan büyük bir el buna izin vermedi.

Karşımda duran kişinin yüzüne baktığımda bu kişinin Yalçın abi olduğunu gördüm. Onun burda ne işi vardı? Ayaz ve o adamı görmüş müydü peki?

Sessizce konuşmaya başladı.

"Sakın sesini çıkartma"

İkimiz öylece dururken bir kahkaha yükseldi boş sokakta ve ardından o ses.

"Cidden beni tuzağa düşürebileceğini mi zannettin sen?"

Sessizlik. Ve ardından tekrar gelen bir gülme sesi.

"Ne dedin? Üşüyor musun? Ah pekala o zaman seni ısıtalım"

Yalçın abi aynı benim yaptığım gibi kafasını hafifçe uzatarak ara sokağa bakmıştı daha sonra yutkunmasıyla bende kafamı eğip baktım.

Gözlerim dehşetle açılırken. Yerde öylece alevler içinde yanan cansız bedeni izledim.

Kulaklarıma dolan sesle gözlerimin odağı bu sefer o oldu.

"Artık üşümüyorsun öyle değil mi?"

Sessizlik.

"Teşekküre hiç gerek yok. Rahat rahat uyuyabilirsin artık"

Ayaz'ın lafının bitmesiyle Yalçın abi beni kendine çevirmişti.

"Git buradan Arzu. Seni görmemesi lazım"

Endişeli bir şekilde ona baktım. Konuşmak istiyordum ama olmuyordu, Olanlar karşısından dilim tutulmuştu resmen.

Yalçın abi bir anda beni kendine şekip sarıldı ve tekrar konuştu.

"Bu gördüklerinin hepsini unut Arzu, hepsinin birer kâbus dan ibaret olduğunu düşün ve unut"

Benden ayrıldı ve beni tutup geriye doğru hafif bir şekilde ittirdi.

"O sana zarar vericek, o kendinde değil. Kaç burdan Arzu vaktin varken kaç"

Ben dediklerine bir anlam veremezken o halâ benim gitmemi bekliyordu.

"Yalvarırım git. Sana zarar vermesini istemiyorum"

Acı çeker gibi kurduğu cümleyle dayanamayıp ona sarıldım. O da aynı şekilde bana sarıldı ve saçlarımı öptü.

Daha sonra Yalçın abiden ayrılıp son kez çaresizce bana bakan siyah harelere baktım ve arkama bile bakmadan hızla koşarak ordan uzaklaştım.

Köşeyi döndüğüm zaman gelen silah sesiyle anında olduğum yerde dururken. Dudaklarımdan bir hıçkırık koptu.

Aklımdaki şeyin olmamasını dilerken bir silah sesi daha geldi, içimdeki korkuyla arkamı döndüm ve tekrar o ara sokağa doğru koşmaya başladım.

İçimden sürekli nolur ona bir şey yapmış olmasın diye sayıklıyordum.

Tekrar o sokağa geldiğimde yerde kanlar içinde yatan Yalçın abiyi görünce beynimden vurulmuşa döndüm. Duvarın arkasındaki beni görünce dudaklarından iki kelime döküldü.

"Git burdan"

Yalçın abinin son sözleri bu olurken gözleri yavaşça kapanmıştı, o artık derin bir uykuya dalmıştı.

Gözlerimden yaşlar akmaya başlarken bir çift ela gözün bana baktığını hissettim ve yaşlı gözlerimi ona çevirdim.

Yüzüne sıçramış kanlar ve dudağındaki sırıtmasıyla çok korkunç görünüyordu.

Ben ağlayarak ona bakarken o hızlı adımlarla yanıma gelmeye başladı. Ben korkuyla geri geri giderken o inadına geliyordu, en sonunda arkamı dönüp koşmaya başladım.

Peşimden onunda koştuğunu gördüm ve daha hızlı koşmaya başladım. Göz yaşlarım çoğalmaya başlamıştı. Daha fazla ağlamaya başladım.

Ne kadar koşarsam koşayım pes etmiyor ve o da arkamdan koşmaya devam ediyordu. Yardım istesem, bağırıp çağırsam bile bu boş sokaklarda beni kimsenin duymayacağına eminim.

.....

Fazla koştuğum için bacaklarım acımaya başlamıştı. Bu acıya daha fazla dayanamayan bacaklarım istemsiz bir şekilde durmuş ve benim yere yığılmamı sağlamıştı.

Arkamdan gelen ayak sesleriyle daha çok ağlamaya başladım. Bir anda kolumdan tutup yerden kaldırılmamla ona baktım.

O iğrenç yüzüne baktım.

Hızla dudaklarıma yapıştı ve öpmeye başladı. Ben ne kadar geri çekilmeye çalışsam da izin vermedi ve dudaklarımı açlıkla öpmeye devam etti.

Bir süre sonra dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ve bana bakmaya başladı.

Ben dolu gözlerle ona bakarken aramızdaki sessizliği bozdu.

"Çok yaramaz bir kız oldun. Beni cidden sinirlendirdin! Ve bunun bir cezası olmalı"

Yüzünde beliren tehlikeli sırıtış ile durmuş olan göz yaşlarım tekrar akmaya başladı.

Ben bunları hak edecek ne yaptım?









Bölüm Sonu

Bölüm nasıldı?

Umarım beğenmişsinizdir

Oylarınızı bekliyorum










Solan Yapraklar |BXG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin