O olaydan sonra Atakan beni arabasına bindirmiş ve evine götürmüştü.
Şu an da onun odasında ayakta öylece dikiliyodum. Bana kıyafet getirip geleceğini söylemişti ama 20 dakika geçmesine rağmen hâlâ gelmemişti.
Gözlerim odanın içerisinde gezindi bir süre. Siyah, gri duvarlar, siyah saten çarşaflarla süslenmiş bir yatak, iki tane siyah deri koltuk... Kısacası oda tamamiyle siyahtan oluşuyordu. İnsanın içi kararıdı be burada.
Deri koltuğun tekli olanına doğru ilerledim ve kendimi koltuğa bıraktım. Yorulmuştum, bütün bu olaylar beni yormuştu. Normal giden hayatım birden yalanlarla dolu bir hikayeye dönüşmüştü. Ve daha bilmediğim bir çok şeyde vardı eminim.
Sırtımı koltuğun başlığına yaslamış, gözlerimi kapatmış bir şekilde dururken kapının açılmasıyla gözlerimi açtım. Atakan gelmişti.
"Hadi kalk bebeğim, üzerini değiştir daha sonra dinlenirsin" dedi gülümseyerek.
Neden bilmiyorum ama Atakanın hareketleri bana çok yapmacık geliyordu. Beni sevdiğini, hatta aşık olduğunu söylemişti ama hiç inanasım gelmiyordu.
Dediğini yapıp kalktım koltuktan, yatağın üzerine bıraktığı gündelik kıyafetleri aldım. Ve ona döndüm.
"Eee çıkmayacak mısın?" Dedim.
Tekrar güldü. Suratına geçirmek istemem normal mi?
"Yapma ama böyle güzelim. Senin sevgilinim ben artık, yanımda giyinebilirsin rahat ol" dedi.
Kaşımın birini yukarı kaldırdım.
"Sen benimle dalga mı geciyorsun? Birincisi ben senin sevgilin değilim. İkinsici ise sevgili olsak bile bu senin gözünün önünde giyinecegim anlamına gelmiyor" dedim ciddi bir ses tonuyla.
Sırıtan yüzü soldu. Buz gibi bakmaya başlamıştı şimdi ve ister istemez tırsmıştım. İfadesiz suratı insanı aşırı geriyordu.
"Peki tamam" dedi. Geldiği kapıdan geri çıkmış ve ardından kapıyı da kapatmıştı.
Umursamadım, aksine işime bile gelmişti. Onun yanında giyinemezdim ne de olsa.
....
Üzerimi değiştirdikten sonra dinlenmek yerine oda dan çıktım. Merdivenlere ilerledim. Bir aşağı birde yukarı çıkan merdiven vardı. Aşağısı fazlasıyla karanlıktı ki Büyük ihtimal bodrum gibi bir yerdi. Yukarı kata çıkacaktım fakat merdivenlerden inen Atakanla durdum.
O dan beni görünce duraksadı fakat inmeye devam etti.
"Noldu güzelim?" Demişti. Tam önümde durmuş gözlerime bakıyordu.
"Bir şey yok. Sadece evi gezmek istedim" demiştim.
Anladım dercesine kafasını salladı. "İstediğin gibi gezebilirsin güzelim, yalnız aşağıya inme. Orası bodrum pek görebileceğin bir şey yok" sonlara doğru gülmüştü.
Tamam diyerek yanından geçip gittim. Bulunduğum katta pek bir şey yoktu. Yukarı kata çıktım. Mutfak ve salon yukarıdaydı, evin dış kapısı bile bu kattaydı.
Salona girdim, geniş ve büyük olan eh tabiki de siyah renkte olan, son derece rahat koltuklara oturdum.
Belliki Atakan da bok gibi para vardı. Bende böyle bir hayat yaşamak isterdim ama maalesef bir çoğumuz bu hayatta ağzında altın kaşıkla büyümüyor.
Bir kez daha babam olacak adama sövdüm. O bizim ailemizin içine etmeseydi belkide çok farklı bir hayatım olacaktı. Zengin olmasak da mutlu bir aile tablosunda yer alırdım belki..
Annem geldi yine aklıma, fotoğraflarda gördüğüm nur yüzü, hâlen daha unutamadığım o kokusu...
Gözlerim doldu. Ağlamak istiyorum ama yapamıyorum. Ağlarsam sanki annemi üzecek mişim gibi geliyor.
Ağlamamak icin kafamı yukarı kaldırdım, göz yaşlarım geri giderken içeriye Atakan girdi. Elinde tuttuğu poşeti gördüm.
İçinde ne var diye merak ederken poşeti kapının kenarına koydu ve yanıma geldi.
"Seninle konuşmamız gereken şeyler var" dedi sakin bir şekilde.
Ne konuşacaktı?
"Ne konuşacağız?" Dedim.
"Asıl gerçekleri" dedi ama ben hiçbir şey anlamadım.
Yanıma oturdu ellerimi tuttu ve okşamaya başladı.
"Belki inanmayacaksin ama birazdan anlatacaklarımın hepsi gerçek... Maalesef ki" dedi. Ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladı....
Öptüm kip bayy💋💋