ahuceyy bu bölüm o ve onun güzel kitabı için ;; Katilin Oğlu
Bundan önceki bölümle hikayemi ne kadar saçma bi hale getirdiğimi fark ettiğim için o bölümle ilgili bir kaç değişiklik yaptık. Olay örgüsünu berbat etmemek adına yaptığımız bu değişiklikle koca bi yanlışın içinden döndüğümüzu fark ettik. Hakan balaban sacmaligini yazmama sebep olan sevgili annemin saçma sapan dizilerine lanet okuyorum. Hakan balabanin kızı bölümünü kaza olarak değiştirip sadece hakan balabanin olduğu kısımları sildik. Haricinde başka birşey yapmadık. Lütfen bu hatami yok sayıp okumaya devam edin.
*******
Üşüyorum... Bu soğuk tüylerimi diken diken ederken, içimdeki bu yangının sebebini merak ediyorum. Bana umut olacak bir ışık süzmesi arıyor gözlerim. Yine mi yalnızım? Yine mi sığınacak limanım, saklanacak boyun girintim yok. O tanıdık gelen koku. Her seferinde midemi bulandıracak nitelikte olan hastane kokusu. Korka korka attığım adımla beraber etraf cılız bir ışıkla aydinlandi. Sanki bu adim bana cesaret vermis gibi saglam birkac adım daha attim. Ama ileride beliren silüeti görmem tekrar durmama sebep oldu. Yüzü kapkaranlikti. Sadece sonsuz bir denizin rengine sahip olan masmavi gözlerini görebiliyordum. Ellerini öne uzatmış benim tutmam için yaklaştırmıştı. Bu mavi gözleri biliyordum. Nurdan bir beyazlığın içinden bana bakan o gözlerin sahibini sanki yıllardır tanıyormusum gibiydi. Uzattığı ellerini tutmak için ilerlemeye başladım.
Nihayet ona yaklaştığımda gözlerinin mavisi ile iyice mest olmuştum. Ona bu kadar yakınken bile sadece gözlerini görebiliyordum Uzattığı ellerine artık daha yakın olduğum için hemen tuttum. Ellerini tuttuktan hemen sonra o nurdan beyazlık gitmiş yerini kapkaranlik bi sonsuzun içine bırakmıştı.
Yine olmuştu. Tam aydınliğimı buldum derken yine karanlığın içine gömülmüştüm. Bu sefer beni karanlığa hapseden kendi düşüncelerim değildi.O mavi gözler karşımdaydi hala."Çok aptalsın küçük kız. Herkese güvenmemen gerekirken sen herkese güveniyorsun. Bu yüzden hep kaybediyorsun."
"Kaybettiğim felan yok anladın mı!?!!"
"Onu sevme... ona güvenip durmayı bırakmazsan bu karanlıktan hiç bir zaman kurtulamazsın... Ona güvenme Arya. Onu sevme.. Onun karanlığına aşık olmayı bırak. Onu bırak. Kerem senin karanlığın. Kerem senin ölümün. Kereme aşık olma..."
*****
Yataktan sıçrayip kalktığım için odadakilerin endişeli bakışlarına maruz kalmıştım. Nefes alıp vermekte bile zorluk çekiyordum. Neydi o rüya öyle. Daha doğrusu kabus. Yine karanlıklar içerisinde kalmıştım. Yine siyahtım. Belkide hak ettiğim buydu. Belkide ben hep siyahtım ama kendimi kandiriyordum. Yan taraftan birinin saçlarımı okşamasıyla kendime geldim ve o tarafa doğru döndüm. Daha önce hiç görmediğim biri saçlarımı oksuyordu. Kaşlarımı çatıp saçlarıma dokunan adama bağırmaya başladım.
"Sen kimsin bee?!? Niye saçımı okşuyosun sen. Ne işin var burda.??"
Anneme doğru dönüp
"Anne bu adam kim??" Diye meraklı bi şekilde sormaya başladım. Birden Ahu konuşunca otomatik olarak kafamı onun olduğu tarafa çevirdim.
"Kerem işte. Senin sözlün."
"Ne sözlüsü ya. Tanımadığım biriyle nasıl sözlü oldum ben. Saçmalamayı bırakın sizde."
Ahu konuşacagi sırada içeriye doktor girdi. Minik bi tebessümle bana baktıktan sonra elindeki dosyadan kağıtları karıştırmaya başladı. Daha sonra gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka İntihar
RomanceHastanede başlayan intihar Kerem'le devam ediyor. Sonu bilinmeyen bi karanlıkta düşen Arya Kerem'le hayat buluyor ve hasta kalbi onun için atmaya başlıyor...