(Kısım 6): Sütyensiz Durmaya İkna Etmek

21.1K 387 69
                                    

Bu nasıl bölüm ismi? dediğinizi duyar gibiyim. 😅

Oy verip yorum yapmayı unutmayınn

İyi okumalar

∆∆∆

El sıkışmamızın ardından gülümseyerek banyodan çıktım. Oliver da peşimden geldiğinde odadan çıkarak mutfağa ilerledik.

Oliver kahvesini koyarken ben de kendime dolaptan kahvaltılık çıkarmaya başladım. Kahvaltıda yemeyi en sevdiğim şey salamdı. Dolapta göremeyince arkamı döndüm. Dirseklerini masaya dayamış kaslarını bütün ihtişamıyla sergileyen Oliver'ı gördüğümde yutkundum. Üzerine tişört giyse bir yerleri eksilirdi sanki.

"Salam dolapta göremedim de var mı?" diye sorduğumda işaret parmağını mutfağın sonundaki kapıya doğru tuttu. "Yemek deposuna bak vardır."

Depoya girdiğimde şaşkınlıkla kaşlarım havalandı. Deponun kocaman bir marketten farkı yoktu. Rafların altında ürünlerin koli koli devamı vardı. Deponun içine ilerlerken bir yandan da ürünleri inceliyordum. Çoğu markette olmayan şeyler bile vardı.

Salamları gördüğümde adımlarımı o yöne çevirdim. Çeşit çeşit salam vardı. En üst raftaki dikkatimi çekince almak için uzandım. Ama uzanamayacağım kadar yüksekti. Bir süre çabaladım.

"Lila?" diyerek bana doğru gelen Oliver'a döndüm. "Merak ettim gelmeyince."

Oliver'dan beklenmedik sözler beni şaşırtmaya devam ediyordu.

"Şunu almaya çalıştım ama yetişemedim." diye üst raftaki salamı işaret ettim. Yanıma vardığında gösterdiğim salama baktı. "Hmm. Benim de ulaşamayacağım yükseklikte. Ne yapsak?"

Alt dudağımı 'bilmiyorum' anlamında sarkıttım. Oliver etrafa bakındı. "Buralarda basamak olması lazımdı ama yok. Felix ve Max'in işidir, bir şeyi aldıkları yere bırakmadıkları için."

"Neyse önemli değil şu alttakilerden alırım. Üst raftaki farklıydı da denemek istemiştim." dedim. Bir salama bu kadar üzülmeye değer mi be Lila.

Oliver eğilerek kollarını bacaklarıma sardı ve beni havaya kaldırdı. "Al bakalım salamını sarışın."

Kıkırdayarak salamı aldım. Beni geri indirdiğinde yüzlerimiz arasındaki mesafe o kadar azdı ki kafamı kaldırmış ona bakarken gözlerini benimkilere sabitlemişti. "Hoşuma gitmiyor." diye fısıldadı.

"Ne hoşuna gitmiyor?" diye sordum.

"Sen." dediğinde anlamayarak gözlerimi kırpıştırdım. Ben mi hoşuna gitmiyordum?

"Ben mi?" dedim.

Dudakları yukarı kıvrıldı. Birine açıkça ondan hoşlanmadığını söylerken gülmek de neydi?

"Hayır sen değil. Senin hoşuma gitmen hoşuma gitmiyor."

Dudaklarımı birbirine bastırdıktan sonra gülümsedim. Bir şey demem gerekiyordu. "Salamı da aldığımıza göre mutfağa dönebiliriz." dedim. Demem gereken bu değildi. Neden böyleyim ben Allah'ım ya.

Oliver'ın boğazından ufak, erkeksi bir kahkaha koptu. "Dişli, dik başlı ve asi Lila'dan sonra bu hallerin beni şaşırtıyor sarışın."

"Senin de kibar ve uysal hallerin beni şaşırtıyor Oliver." dedikten sonra mutfağa geçtim. Kahvaltımı yaptıktan sonra Oliver'la mutfaktan ayrıldık. Havuza doğru giderken hiç konuşmadan yürüdük. Asansörle bir alt kata indikten sonra da bir süre yürüdük ve bir kapıdan girdik.

New York'ta İş Görüşmesi (+18) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin