New York'ta İş Görüşmesi (+18) (Tamamlandı)

(Kısım 16): FİNAL

Biliyorum 3 bölüm sonra final demiştim ama işler bu şekilde şekillendi. Bittiği için üzülenler için benim de fazlasıyla üzüldüğümü söylemek istiyorum.

NYİG için oy kullanıp yorum yapan, okuyan herkese teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

Final bölümü için;

iyi okumalarr

∆∆∆

"Ben... Ben sadece onunla konuşmak istedim."

"Sana hayır demiştim."

Yanına ilerleyerek "Senin işine yarar diye, iyilik yapmak isted-"

"Senden böyle bir şey istedim mi?" diye sesini yükseltti.

"Abartıyorsun!" diye haksız bir tepki verdim.

Parmaklarını saçlarına daldırıp sağa sola yürüdü. Burnundan soluyordu. "Sakinleş, zaten ne onu gördüm ne de konuştum."

"Yanına mı girecektin Lila? Adam katliam yaptı diyorum sana. Nasıl bir manyak olduğunu anlayamıyor musun? Ne duymayı planlıyordun? Bahsettiği dünyanın sonu zırvalarına mı inandın?"

"Ben..." dedikten sonra sustum. Bazen yaptığımız şeyleri savunabilecek bir cümlemiz olmaz ve ben şu an tam da o andaydım.

Öyle bir katilin dediklerine mi inanacağım zaten. Haklıydı.

"O hasta Lila. Şirkette çalışırken teknolojimizin büyüklüğü ve yapabileceklerimiz gözünü korkutmuş olmalı. Şirketin dünyanın sonunu getireceği gibi teorileri kafasında kurup herkesi öldürmeye kalkmış. Herkesi olmasa da o kadar çok kişiyi katletmiş ki... Öldürmek demiyorum, adeta katletmiş."

"İyili-"

"Bana, ben istemedikçe iyilik yapılmasından nefret ederim." diyerek sözümü kesti.

"Anladık orasını." diye ters bir cevap verdiğimde bana aynı şekilde "Hem suçlu hem güçlü." dedi Türkçe bir şekilde.

"Kesin artık." diyen kişi ne ben ne de Oliver'dı. Banyodan gelen ses o adama aitti.

"Ağzındaki bantı çıkarmış piç." diye dişlerinin arasından konuştu Oliver. Türkçe konuşurkenki aksağanı çok hoştu ama şimdi bunun sırası değildi.

"Buraya neden, nasıl girdim merak ediyorsunuz değil mi?" dedi adam.

İkimiz de ses çıkarmadık.

"Eskiden o şirkette çalıştığımı unuttun mu yoksa Oliver. Buraya ulaşmak çok kolay oldu. Sisteme girdim. Kapıyı açıp içeri girdikten sonraki amacım burayı mahvetmekti. Sizinle, üçünüzle birlikte burayı mahvedecektim. Sizin bu manyak projeleriniz sonumuzu getirecek. İnsanlık buralara tıkılacak, her şey yapay olacak... Burayı yok etmek en mantıklısı geldi. Burayı patlatıp her şeyi bozacaktım. Ama o, yanındaki güzeller güzeli kızı gördüm. O masum ve saftı. Hiçbir şeyde katkısı olmadığını anladığımda planımdan vazgeçtim. Buradan çıkmaya çalışırken size yakalandım. Beni onlara teslim ederseniz beni mahvedecekler. Sen, masum kız. Bana yardım et, ikna et onları. Bırakın beni."

Uzunca açıklamasının ardından Oliver "Oma güzel diyen ağzını sikerim piç." diye bağırdıktan sonra banyoya yöneldi. Önüne geçip elimi göğsüne koydum. "Yapma" derecesine kafamı salladığımda sesli bir nefes vererek gözlerini yumdu.

"Açma kapıyı, çocuklar ağzını bantlar geri. Sinirini bozacak anlaşılan. Gel gidelim. Amacını da anladık zaten. Onu teslim ettikten sonra bir sorun kalmayacak." diye anlamsızca fısıldadım.