8-Mafya mı?

5.5K 301 29
                                    


Yazar'ın anlatımıyla;

Hastanenin bahçesinde oturan beden elindeki kahveyi ağır ağır yudumlarken gecenin karanlığına dikti gözlerini. Aya baktı uzun bir süre. Bu gece sanki her gecekinden daha parlaktı ay. Sanki her gecekinden daha çok yıldız vardı gökyüzünde.

Duygular tartışılmaz gerçeklerdi. Ne hissettiğinizi bilmediğiniz anlar yaşardınız. Aklınızdan geçen mantıksız cümleler, saçma şeyler sizi düşünmeye iterdi.

Onur da o anlardan birindeydi sanki. Zihninin içinde dönen düşüncelerin içinde tur atıyordu. Ege'ye karşı öylesine soğuk ve kötü davranışlar sergilemek, içinde bazı duyguların körelmesine sebep oluyordu. Onun teninde ellerinin bıraktığı yara izleri yoktu belki ama, kalbinde söylediklerinin derin yaraları olduğuna emindi.

Kendi kendine gökyüzünde tüm ihtişamıyla parlayan aya bir gülüş sundu. Oturduğu yerden kalktı ve hastaneye adımladı. İçeri girdiğinde asansörün olduğu yere yöneldi. Asansöre binip yataklı servislerin olduğu katın tuşuna bastı. Asansörün kapıları o kata çıkıp açıldığında Onur asansörden çıkıp servise doğru yürümeye başladı. Ege'nin olduğu odanın kapısının önüne geldiğinde derin bir nefes aldı. Ondan nefret ettiğini bildiği için uyumasını umuyordu. Gecenin geç saatleri olduğu için uyumuş olduğunu umuyordu.

Kapının kulbunu tutup aşağıya iterek kapıyı açtı ve içeri girdi. Yatakta diğer tarafına yatmış Ege'yi görünce uyumasına sevindi. Yeni bir tartışma içine girmek istemiyordu. Ege'nin başucundaki sandalyeye oturup geriye yaslandı. Rahatlamak için kendine biraz zaman tanıdı ve kısa süre içinde gözleri uykunun yollarına kapıldı.

Ege'nin anlatımıyla;

Gözlerimi yeniden açtığımda hiç bilmediğim bir arabada uyanmıştım. Adam beni taşıyarak buraya getirmiş olmalıydı. İki yanımda oturmuş öylece önüne bakan iki adamla göz gezdirdim. İkisi de birbirinden salak görünüyorlardı. Birinin kafasında üç beş tane saç teli vardı ve gece olmasına rağmen gözünde güneş gözlüğü takıyordu. Ağzında ki siyah maske yüzünü tamamen görmemi engelliyordu. Diğeri ondan daha komikti. Saçaklı sarıydı ve kaşları resmen birleşikti.

Adamları inceleme işim bittikten sonra sağ tarafımdakine dönüp sordum

"Beni nereye götürüyosunuz? Söyle lan kel."

"Ağzını bantlamamı istemiyorsan sessizce otur"

"Konuşmamı istemiyorsan baştan bantlasaydın o zaman amın oğlu."

Adam bana sınırı bakışlar atarken güneş gözlüğü takan herif konuştu.

"Bantla şunun ağzını oğlum valla çekemem dünden beri başım ağrıyor zaten. Birde başımıza Onur'un sevgilisi çıktı."

Gözlüklünün dediğiyle birlikte ona şaşkınca baktım. Biz onur'la ne zamandır sevgiliydik?

"Ne diyorun-"

Malesef cümlemi tamamlamama izin vermeden ağzıma yapıştırılan bantla sinirle yanımda oturan adamlardan farklı bir yöne döndüm. Gerizekalı herifler bizi Onur'la sevgili sanıyor olamlıydılar. Bu kanıya nerden vardıkları da muammaydı.

Arabada uyumuş olmalıydım ki uyandığımda iğrenç bir odadaydım. Gözlerim açılmış, ellerim kollarım çözülmüştü. Odayı baştan sona süzdüğümde içimde bir ürperti hissettim. Odanın rutubetli duvarlarında asılı duran çeşit çeşit bıçaklar, tabancalar, tüfekler vardı ve hepsi duvara sabitliydi. Almak isteyen birinin alması imkansızdı. Odanın en korkunç kısmı ise, yerde kafasında kanlar içinde yatan biri olmasıydı.

DUDAKLARIN[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin