Death Parade

52 12 10
                                    

   Jisung birinin omuzlarını sarsmasıyla isteksiz bir şekilde uyanıp gözlerini kırpıştırmaya başladı. Ne olduğunu algılamaya çalışırken karşısında ona kocaman gülümseyen Minho'yu görünce gerinip o da Minho'ya gülümsedi. Birden ne olduğunu fark edince gülümsemesi soldu. Nasıl bu kadar savunmasız olabilirdi? Yapacak bir sürü işi olmasına rağmen Minho'nun odasında uyuyakalmıştı. Hem çok utandığı hem de kendine çok sinirlendiği için Minho'nun yüzüne bakamıyordu. Minho kıkırdayıp Jisung'un çenesini kaldırdı ve Jisung Minho'yla göz göze gelmek zorunda kaldı. Minho başını yana eğip daha geniş bir şekilde gülümsedi.

    " Uyandırdığım için kusura bakma. Çok güzel uyuyordun ama akşam yemeğini kaçırmanı istemedim."

    "Önemli değil. Asıl sen kusura bakma. Seni rahatsız ettim."

   Minho anlamlı bir şekilde Jisung'a bakıyordu.

    "Asla rahatsız olmadım."

   Boğazını temizleyip birden siyah yatak örtüsü ilgisini çekmiş gibi örtüyle oynamaya başladı.

    "Son olaylar seni çok yormuştu. Dinlenmeye ihtiyacın vardı. Ayrıca kitabım konusunda da bana ilham verdin."

    "Gerçekten mi?"

    "Evet. Şu durumda kitabıma devam etmem biraz saçma gelebilir ama başka türlü kafamı rahatlatamıyorum. Kitabımın ana karakteri olan dedektifin kişiliği konusunda bana ilham verdin. Onu senin gibi düşünceli ve empati kurabilen, adaleti her şeyden çok önemseyen bir dedektif olarak yazmak istiyorum."

   Jisung çok gururlanmıştı ama kimliğini belli etmek üzere olduğunu fark edince boğazını temizleyip hemen yataktan fırladı.

    "Sanırım akşam yemeğine gitsek iyi olur. Yemek salonunda görüşürüz."

   Jisung, Minho'yu şaşkın bir şekilde odasında bırakırken hızla yemek salonuna doğru ilerlemeye başladı. Kendi dikkatsizligine sinirlenirken birden koridordaki aynada kendisini görmesiyle morali daha da bozuldu. Saçı başı dağılmıştı ve en sevdiği takım elbisesi buruşmuştu. Üstünü düzeltmek için lobideki tuvalete giderken Otel Müdürü Bang Chan'ın sinirle önündeki evrakları yırtacak şekilde imzaladığını gördü. Onu kim bu kadar sinirlendirmişti acaba?

   Hızlı bir şekilde tuvalete girip elini yıkarken daha önemli sorunları olduğunu düşündü. Doktor Yeonjun'u araması gerekiyordu. Tuvalet aynasında kendisine suçlulukla bakarken Changbin'in içeri girdiğini fark etti. Changbin'e gülümseyerek selam verdi ama Changbin ona sinirli bir şekilde bakıyordu. Nedenini anlayamayan Jisung ellerini yıkayan Changbin'in yanına gitti.

    "Merhaba Changbin Bey. Bir sorun mu var?"

    "Merhaba Jisung Bey. Evet bir sorun var. Sorun sizin arkadaşınız Lee Felix."

   Jisung derin bir şekilde nefes verdi. Felix bu sefer ne yapmıştı.

    "Arkadaşınız Lee Felix odama dalıp eşyalarımı karıştırmaya başladı. Sizin mutfağımdan kaybolan bıçağı sorduğunuzu söyledi. Odamı karıştırmasını da siz mi söylediniz?"

    "Hayır tabii ki. Bıçağı gerçekten merak ediyordum ama Felix yetişkin bir erkek kendi davranışlarının farkında ve sorumluluğunu alabilir. Kötü bir niyeti olduğunu sanmıyorum. Belki sadece aranızı düzeltmek istemiştir."

    Changbin bir an duraksadı ama sonra tekrar kaşlarını çattı.

    "Aramızı odamı karıştırarak mı düzeltmeye çalışıyor.Gerçekten değişik bir yöntemi varmış."

    "Lütfen sinirlenmeyin. Felix çok iyi bir insandır ama bazen yaptığı eylemlerin sonuçlarını düşünmez. Mazur görün lütfen. Hem kendisi yaptığınız yemekleri en çok beğenenlerden biri, her gün tabağını silip süpürüyor. Bu yüzden bile size asla bilerek saygısızlık yapmak istediğini sanmıyorum."

Everything is not what it seems | Stray kidsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin