Angel of Death Always Has An Excuse

52 12 4
                                    

Sonraki sabah Jisung lobiyi kendinden emin adımlarla aşıyordu. Yeterince dinlenmişti. Şimdi harekete geçme zamanıydı. Karnı çok aç olmadığı için kahvaltıyı es geçip çalışmaya koyuldu. Otelin kafesinde kuytu köşedeki bir masaya oturup not defterini çıkardı. İpuçlarını elinden geldiği şekilde hızlı birleştirmesi gerekiyordu. Hem Yeji'nin hem de Yeonjun'un ölmeden (ya da kaybolmadan) önce hasta olması tesadüf olamazdı. Bunun altını kırmızıyla iyice belirgin bir şekilde çizdi. Ama o zaman neden Yeji bıçaklanmıştı? İşte burada tıkanıyordu.

Bıçağı düşününce aklına Changbin geldi. Bıçak, onun mutfağındaki bıçak takımına aitti. Aynı zamanda odasının karıştırılmasına sinir olmuştu. Belki bu konuda haklıydı ama Jisung'un içi rahat değildi. Changbin'in bir şeyler sakladığına emindi. Baş şüphelisi olarak Changbin'i seçip adını büyük harflerle en üste yazdı. Sonra diğer şüphelileri düşündü. Özellikle Otel Müdürü Chan çok şüpheli davranıyordu. Sürekli elindeki evrakları saklaması ve samimiyetsiz tavırları Jisung'u şüpheye düşürüyordu. Onu da hemen Changbin'in altına yazdı. Peki ya Seungmin? Jisung rüyasının onu etkilemesine izin vermek istemiyordu ama Seungmin aralarında belki de en şüpheli davrananlarıydı. Her yerden çıkıyordu ve Jisung onun akıl sağlığının pek yerinde olduğunu düşünmüyordu. Jeongin? O da fazla samimi ve kibar görünüyordu ama Jisung ne kadarının rol olduğunu bilmiyordu. Sonuçta otelde istediği her odaya girebilirdi ve kimse ondan şüphelenmezdi. Jisung onu da kağıda büyük harflerle yazdı. O kadar çok şüphelisi vardı ki daha yarısına bile gelmemişti. Oflayıp başını ovarken karşısına Felix'in oturduğunu gördü. Yorgun bir şekilde gülümseyip Felix'i selamladı. Felix de ona gülümsedi.

"Günaydın Jisung neden kahvaltıya gelmedin. Öğünlerini atlamamalısın. Bak sana peynirli poğaça getirdim. Hemen ye lütfen."

Jisung'un gülümsemesi Felix'in bu hareketiyle iyice canlı bir hal almıştı. Felix'in elinden poğaçayı alıp yemeye başladı. Bu sırada Felix her zamanki gibi hızlı ve hararetli bir şekilde konuşuyordu.

"Dün her şeyi istediğin gibi yaptım Jisung. Kendini beğenmiş Changbin kesinlikle bir şeyler saklıyor özellikle dolabını açtığımda ani bir tepki verdi. Aslında yatağının altında da bir bavul vardı. Onun içinde de bir şeyler olabilir. Ne dersin? Changbin'i mutfağa kilitleyip gizlice odasını karıştıralım mı?"

Jisung kıkırdadı.

"Hayır Felix. Chanbin Bey'i sevmediğini biliyorum ama bir şey bulamazsak baya haksız duruma düşeriz. Aslında benim başka bir fikrim var. Neden sen Changbin Bey'i oyalarken ben onun odasına bakmıyorum."

"Neee, neden hep ben oyalayan kişi oluyorum. Ben de ipucu bulmak istiyorum. Ayrıca sen yakalanırsan da haksız duruma düşeriz."

"İşte sen Changbin Bey'i oyaladığın için yakalanmayacağım. Bildiğim kadarıyla odası giriş katının en solunda, mutfağın yanında. Görülmeden girmem zor olacak. Ama bir şekilde Chan Bey'i ve görevlileri de halledersem hızlıca odayı arayabilirim."

"Üff tamam yine sıkıcı iş bana kaldı. Neyse merak etme Jisung çok iyi iş çıkaracağım."
Felix, Jisung'a göz kırpıp mutfağa doğru ilerlemeye başladı.

Jisung planını kafasında kurmaya başlarken eşyalarını toplayıp odasına doğru çıkmaya başladı. Merdivenlerden yukarı çıkarken küçük, kahverengi bir cisim dikkatini çekti. Yakından bakınca bunun bir hamam böceği olduğunu fark etti. Gülümsemesine engel olamadı. Planı artık tamamlanmıştı.
Odasının kapısını açtığında elinde küçük dostu vardı. Hamam böceğine teşekkür edip yere koydu. Hamam böceği hiç beklemeden ortadan kayboldu.

Jisung gülümseyip kapıyı kapattı ve ellerini ıslak mendille temizledi. Kafasını kaldırınca 131 numaralı odayı gördü. Chaeryeong'la konuşması gerekiyordu ama şimdi hiç sırası değildi. Yine de merakına yenilip kapıyı çaldı. Beş kere çalmasına rağmen kapıyı kimse açmadı. İçindeki huzursuzluk gittikçe büyüyordu. Kapı kolunu zorladı ama kimse açmadı. Belki duştadır diye endişelenmemeye çalıştı. Yine dünkü gibi odasını basmak istemiyordu. Yine de Jisung acele etmesi gerektiğini hissetti ve koşarak lobiye indi.
Otel Müdürü Chan her zamanki gibi lobideki masasında bazı evraklarla ilgileniyordu. Jisung derin bir nefes alıp role girdi ve bağırmaya başladı.

Everything is not what it seems | Stray kidsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin