Jisung gördüklerini algılayamıyordu. Felix ve Changbin de Jisung'un omzunun üzerinden içeriye bakmaya çalışıyorlardı. Jisung daha fazla dayanamadan kapıyı açıp içeri daldı. Chan, Jisung'u görünce hayretle kaşlarını kaldırıp geri çekildi.
"Jisung Bey sizin burada ne işiniz var?"
"Ben de size aynı şeyi sorabilirim Chan Bey. Açıklamayı düşünüyor musunuz?"Chan bir süre Jisung'a baktıktan sonra Jooyeon ve Gunil'e işaret verdi.
"Yakalayın!"
Jisung hemen sağ tarafa doğru yuvarlandı. İleride Changbin'in de kendini korumaya çalıştığını görebiliyordu. Dikkatinin dağılmasından faydalanan Chan cebinden bir çakı çıkarıp Jisung'a doğru savurdu. Jisung güç bela çakıyı savuşturup Chan'a yumruk atmaya çalıştı. Ama Chan'ın fiziği ondan kat be kat daha güçlüydü. Chan Jisung'un yumruğunu tutup Jisung'u kapıya doğru fırlattı. Göz ucuyla Changbin'e bakan Jisung onun da Jooyeon ve Gunil'e karşı zorlandığını fark etti. Tekrar Chan'a döndüğünde, Chan'ın çakıyı havaya kaldırmış kendisine saplamak üzere olduğunu gördü. Ellerini içgüdüsel bir şekilde havaya kaldırıp darbenin gelmesini bekledi ama bir şeyin Chan'ı ileri uçurmasıyla Jisung kollarını geri indirip etrafa şaşkın bir şekilde bakmaya başladı. Birkaç saniye sonra Jooyeon ve Gunil de güçlü bir tekmeyle yere yapışmışlardı. Jisung ellerini silkeleyen Felix'i şaşkınlıkla izliyordu. Birkaç saniyede üç tane yapılı adamı indirmişti. Felix ona doğru dönüp gülümsedi."O kadar şaşkın bakma Jisung. Taekwando'da siyah kuşağım var. Bu amatör spor salonu düşkünleri benimle boy ölçüşemezler."
Jisung gülümsemeye çalıştı ama yanağı Chan'ın attığı yumruk yüzünden acıyordu. Jisung hemen Changbin ve Felix'e lobiden üç tane sandalye getirmelerini söyledi. Chan ve ortaklarını sandalyeye oturttuktan sonra Jisung,daha onlar kendilerine gelemeden yatak çarşaflarıyla hızlıca bir gemici düğümü attı. Artık ellerinden kurtulamazlardı. Bu sırada Changbin etkilenmiş bir şekilde Felix'e baktı.
"Sizin gibi sıska birinin üç tane yapılı adamı yere sereceğini asla tahmin etmezdim Felix Bey. Beni çok şaşırttınız."
Felix ona alaycı bir şekilde baktı.
"Hah sanırım aradığınız kelimeler 'Teşekkür ederim.' olacaktı Changbin Bey. Ben olmasam sizi neredeyse bayıltana kadar döveceklerdi. Asıl sizin gibi spor salonundan çıkmayan bir adamın bu acemileri yenememesi beni şaşırttı."
Daha fazla tartışmalarını dinlemek istemeyen Jisung, onları susturup ayılmak üzere olan Chan'ın yanına gidip diz çöktü.
"Çok kötü bir durumdasınız Chan Bey. Uyuşturucu kaçakçılığından en az 20 yıl hapis yatacaksınız. Sadece emin olamadığım, cinayetle bir ilginiz var mı yoksa bu cinayetler sizden bağımsız mı?
"Sizin gibi meraklı çocuklar olmasaydı her şey yolunda gidiyordu. Tabii ki cinayetle bir ilgimiz yok. Yaklaşık 15 yıldır bu oteli yönetiyorum. Bilirsiniz işlerimiz için güzel paravan oluyordu. Mallarımızı almak isteyenler otele geliyordu ve hızlıca işimizi hallediyorduk. Bu saçma cinayetlerin ve fırtınanın olması işlerimizi neredeyse mahvetti. Yani ne yazık ki aradığınız katil bizden biri değil Jisung Bey."
Jisung geri çekilip düşünmeye başladı. Demek ki Chan Bey'in ilgilendiği gizli evraklar bu işle ilgiliydi. Başından beri yanlış iş üzerindeydi. Changbin'e dönünce, Changbin'in elindeki not defterine hızlıca bir şeyler karaladığını fark etti. Belki de o kadar yanlış bir iz değildi.
"Size ne kadar teşekkür etsem az Jisung Bey. Merkezdekiler raporumu okuyunca deliye dönecekler. Bu civarlarda birilerinin sürekli uyuşturucu aldığını biliyorduk ama kimin sattığını asla ögrenememiştik. Sonunda büyük gizemlerden biri çözülmüş oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything is not what it seems | Stray kids
Mystery / ThrillerGizemlerle dolu eski bir otel , aniden başlayan seri cinayetler, birbirleriyle alakasız görünen yedi kişi ve bir katil...