Jisung korkuyla banyo kapısına baktı. Seungmin çıkmak üzereydi. Hemen en sondaki iki fotoğrafı cebine koyup kalanları bölmeye geri koydu. Çekmeceyi kapattı ve yatağın yanına yuvarlanıp fotoğraf makinesini aldığı yere koydu. Tam banyo kapısı açıldığında o da odanın kapısını açıp yavaşça dışarı süzüldü. Rahatlamış bir şekilde nefes verip sırtını yanındaki duvara yasladı. Ucuz atlatmıştı, tam parmak ucunda merdivenlere doğru ilerlerken Seungmin'in odasının kapısı açıldı. Seungmin kapıya yaslanıp Jisung'a seslendi.
"Jisung Bey?"
Jisung gözlerini yumup yavaşça arkasına döndü. Gözlerini açtığında Seungmin'in üzerine bir eşofman ve siyah, kalın bir kazak geçirdiğini gördü. Saçları hala ıslaktı. Derin bir nefes alıp söyleyeceği yalanı düşündü.
"Merhaba Seungmin Bey. Şey, ben aslında size teşekkür etmek için gelmiştim. Siz olmasaydınız Felix'le beraber o buz odasında donabilirdik. Ama kapınızı çaldığımda açmadınız. Ben de yemeğe indiniz sandım."
"Önemli değil Jisung Bey. Asıl ben sonradan sizi ziyarete gelmediğim için üzgünüm. Nasılsınız daha iyi misiniz?"
"Evet, teşekkürler. Sayenizde çok iyiyim. Ama merak ettiğim bir durum var. O saatte orada ne işiniz vardı?"
"Ben... uyurgezerim Jisung Bey. Yine geceleri dolaşırken kendimi bodrum katında bulmuş olmalıyım. Buz odasının kapısını açınca yüzüme çarpan soğuk hava da beni uyandırmış olmalı. Yani, tamamen şanstı."
Jisung bir an duyduklarına inanamadı. Bu o kadar saçma bir yalandı ki bir an Seungmin gibi birinin böyle saçma bir şey söylemesi ona imkansız geldi. Sanki Seungmin; Jisung'un, yalan söylediğini anlamasını istiyor gibiydi. Jisung düşünceli bir şekilde başını sallayarak aşağı inmeye başladı. Sonra birden neyi gözden kaçırdığını anladı. Jisung çıkarken kapıyı kilitlememişti. Yani Seungmin kapının biri tarafından açıldığını anlamış olmalıydı. O psikopat belki Jisung'un kamerayı yerinden aldığını bile fark etmişti. Jisung önemi yok diye düşündü. Her şey sona ermek üzereydi.
-----------------------------&------------------------------Jisung; Felix, Changbin, Hyunjin ve Minho'yu kendi odasında toplamıştı. Hyunjin'in resim defterinden büyük bir kağıt koparıp odadakilere döndü.
"Hepinizi buraya toplama nedenim. Sonunda katilin kim olduğundan emin olmam."
Kopardığı kağıda elindeki keçeli kalemle büyük bir şekilde yazdı.
"KİM SEUNGMİN"
Felix dramatik bir şekilde elini kalbine götürdü.
"Neee!"
Changbin gözlerini devirip odaklanması için Felix'i dirseğiyle dürttü. Minho elini kaldırıp söz istedi.
"Jisung, Seungmin otele geldiğinden beri onunla arkadaşım. Tuhaf biri olduğunu biliyorum ama katil olduğuna emin misin?"
"Eminim Minho. Emin olmasaydım hepinizi buraya toplamazdım. Bütün kanıtları birazdan açıklayacağım. Sonra da onu yakalamak için bir plan yapacağız. Bildiğiniz gibi fırtına neredeyse dindi. Şu anda sadece yağmur yağıyor. Polisler yarın sabah bile gelebilirler. Bu akşam her şeyin bitmesi gerekiyor."
Başka bir kağıt çıkarıp onun üzerine yazmaya başladı.
"Kim Seungmin'in tuhaf davranışları olduğunu biliyoruz. Tabii ki bu onu katil yapmaya yetmez. Ama beni en çok ikna eden Kim Seungmin'in çektiği fotoğraflar. İstediği her yere girip herkesin fotoğrafını çekiyor. Ama benim özellikle dikkatimi çeken fotoğraf, bu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything is not what it seems | Stray kids
Mystery / ThrillerGizemlerle dolu eski bir otel , aniden başlayan seri cinayetler, birbirleriyle alakasız görünen yedi kişi ve bir katil...