Kalabalığa karışmak hiçbir yetenek gerektirmez ama yalnız ve dik durmak gerçekten çok şey gerektirir
~Charles Bukowski~"Kalabalıklar, yalnızlığın sonucudur." demişti babam ben on yediden on sekize geçerken. Haklıydı. Herkesin yüzü bir başkasına "benimle tanış" umuduyla yanarak bakıyor. Bazıları ise kabullenmiş bile olanları çoktan. O kabullenmenin yüküyle başlarını öne eğerler suçunu kabullenmiş katiller misali. En çok da onlar yalnızdır. Diğerleri umutla yanarken onların umutları yanmıştı. Ama ne kadar umut olursa olsun herkes kabullenerek en sonunda. Kabullenecekler ne kadar kalabalıkta olursa olsunlar yalnız olacaklarını.
Ben kabullenenlerden değil hiç inanmayanlardandım. Onlar ki kabullenmiş ben ise çoktan yalnızlıkla bütünleşmiştim.
Onlar yalnız birer ruhtu ben ise yalnızca yalnızdım.
Ne kızdım, ne insan, ne beden, ne kişi, ne ölü, ne de ruhtum.
İnsanlar çift yaratılmıştı ben ise diğer yarımı öldürmüştüm. İstememiştim ama yapmıştım.
Kimsem yoktu ve bunun tek sorumlusu yine bendim. Çevremde ki herkesi öldürdüm kimse kalmadı. Ben bile yoktum artık.
Kafamı boşaltmak için kaset bile doldurmak istemedim ama istemesende yapmak zorundaydım. Kısa tutmalıydım."KASET NO: 227
TARİH: 13 Aralık 2032
SAAT:01.47
Yalnızlığımı hatırlattığı için sağol kendim. Yüzüme vurduğun milyonuncu yalnızlığım bu. Ama benim canım hiç acımıyor. Ölüler hissetmez kendim. Senden korkuyor olmam canımı acıtabileceğin anlamına gelmiyor. Bir şarkı sözü vardı ya
"Kimse yeni yara açamaz artık.
Çok canım yandı acımaz artık." diye. Kendim. Artık kimse bana ve kalbime yeni yara açamayacak çünkü bunu yapabilecek kimse yok. Senden nefret ediyorum kendim. Umarım ölürsün! Tıpkı benim gibi."Kasetin üzerine numarasını ve tarihini yazıp kutuma koydum. Kutudan rastgele bir kaset aldım. Kaset No: 12. Tarih 6 Şubat 2023...
Deprem olduğu gün. O depremde teyzemi kaybetmiştim. Ne garipti değil mi insanların para uğruna insani değerlerden vaz geçmesi. Kimileri haklıydı fakat bu birinin hayati değeri olunca para cidden küçük bi bedeldir. Dediğim gibi para herşeydir. Ama bazen "her şey" hiçbir şeye dönüşebiliyordu.
Kaseti, üstünde gelincik desenleri olan kaset çalarıma taktım. Anında odayı benim sesim doldurdu.
Yanımda olan ve benden en uzak olan şey. Benim..."KASET NO:12
TARİH: 6 Şubat 2023
SAAT:04.56
Arabadayım. Babam dışarıda bazı insanlara yardım ediyor. Bizim bir komşumuz var. Vehbi amcam. Arabası olmadığı için şuan bizim ön koltukta uyuyor. Babamın bu huyunu çok seviyorum. Kimseden yardımını esirgemez. Duyduğum ve hissettiğim kadarıyla Gaziantep ve Güneydoğu'da büyük bir deprem oldu. Radyodan haberleri duyuyorum. Her yer ama her yer yıkılmış. Arkadaşımın yaşadığı Polat sitesi yerle bir olmuş. Yine yalnız kaldım... Ne bekliyordum ki.
Nurdağı'ndaki teyzemlere ulaşamıyoruz. Büyük ihtimal evleri yıkılmış ve ölmüşlerdir. Ne garip kelime değil mi şu ölüm? Sadece 5 tane harf milyonlarca insanın başına saniyeler içinde geliyor. Kimi kelimeyi yaşıyor, kimi kelimenin arkasından yaşıyor.
Müteahhitler malzemelerden para uğruna çaldı. O para bizden hayatımızı çaldı.
Eskiden 'İnsanlar bu parayı neden bu kadar önemsiyor?' diye durup düşünüyordum. Bilmiyordum. Şuan ise biliyorum nedenini ama bilmek istemiyorum. Düşündürecek ve zihnimi dolduracak yeni bir konu istemiyorum.
Ama yinede her şeyi düşünüyor ve zihnime hapsediyordum.
Geçen çok doğru bir söz okudum. 'İnsanlar sevmek için yaratıldılar. Eşyalar ise kullanılmak için. Dünyada ki kaosun nedeni; Eşyaların sevilip insanların kullanılmasıdır.' demiş Cemil Meriç. Haklı. Çünkü bir binanın yapılması için insanları kullanıyorlar sonra o binayı insanlardan daha çok seviyorlar.
Doğru ve biz bunu şuan-" dedi ve biraz nefes aldı eski ben. Sonra devam etti. "'Anladık' diyecektim ama hayır. Bizim sapkın, azmış ve halinden memnun kölelere dönmüş halkımızı anlamaz."
Ve kayır bitti. O gün sadece kayıt değil çoğu şey bitmişti. Umutlar, hayaller, mutluluklar değil sadece. Daha özür dilenmemiş küslükler bitti. Ama iki taraf da bir kez bile barışmadı. Aşklar bitti. Biri öldü ve diğerinin hiçbir zaman haberi olmadı. Nice evlatlar gitti daha "anne" diyememiş. Nice anneler gitti daha evlat nedir bilmemiş.
Nice gözyaşları bitti ama bir daha mutluluk da gelmedi.
Zihnimi daha fazla zorlamak istemedim. Kafamı yastığa koydum. Kendimi kabus göreceğimi bile bile geçmişimi hatırlatan uykuya bıraktım.***
Sabah telefonumun sesi ile uyandım. Telefonu elime aldım. Bilinmeyen numara...
Meşgule attım. Sonra yine aradı. Bu sefer WhatsApp üzerinden aramıştı. Bu kim ya? Yine meşgule attım ve profiline baktım.
Karşımda siyah karışık saçlar, düzgün bir gömlek, siyah bir pantolonla kameraya gülümseyen... YAKUT ER Mİ?
Bu çocuk neden beni arıyordu? Ve numaramı nereden buldu? Yoksa tabi ki Aylin'den. Bir daha arayınca çocuğu engelledim.
Saat dokuzu otuz dört geçiyordu. Ayağa kalktım ve kahvaltı filan yaptım. Üstüme beyaz gömlek, siyah bir pantolon ve yine siyah bir ceket giydim. Makyaj ve saçımı halledip çantamı da alıp evden çıktım.
Arabaya bindim ve müzik açtım. Yaşlı Amca- Yakamoz Güzeli...
Bu şarkı kendimi bildim bileli en sevdiğim şarkı.
Hafifçe söylemeye başladım.
"Bekleye bekleye paslanır
Bu sevda.
Sen dışında, sen dışında
Sıcak bir Aralık gecesi
Islatır yanmış tenimi
Yaklaşır o güzel bedeni
Kendisi yakamoz güzeli..."
Yol boyunca müzik dinledim ve en son Adalet Sarayına vardım. Kendi odama gidip kapıyı kapattım. Dolaptan ilk intihar dosyasını alıp incelemeye başladımAd: Eda
Soyad:Taşçelik
Durum: Ölü
Anne Adı: Tuğba Taşçelik (yaşıyor)
Baba Adı: İdris Taşçelik (yaşıyor)
Kız Kardeş: Begüm Taşçelik(yaşıyor)
Erkek Kardeş: Berk Taşçelik (yaşıyor)
Erkek Kardeş: Batu Taşçelik (yaşıyor)
Doğum Tarihi: 06.10.2007
Ölüm Tarihi: 01.01.2023 (yaş:15)
Ölüm Çeşiti: İntihar/ Kendini kalbinin merkezinden biraz yukarısından babasının (İdris Taşçelik) silahı ile vurmuştur. Olayın tanığı ölen şahısın sınıf arkadaşı Çağrı Yarın'dır.Dosyanın içinde bir de mektup vardı. Alıp okumaya başladım.
Naber gençlik. Bölüm nasıl? Nehir karakterini sevdiniz mi? Sevmediyseniz ilerde daha çok seveceksiniz. Diğer bölüm Eda ağırlıklı olacak. Bu arada Yaşlı Amca- Yakamoz Güzelini dinlemediyseniz dinleyin. Çok iyi yine aynı şarkıcının İstanbul Beyfendisi şarkısıda mükemmeldir.
Oy ve yorum atmayı unutmayın<3Kelime sayısı: 883
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar
Teen Fiction"Ne 'ben'dim, ne kızdım, ne insan, ne biri, ne beden, ne kişi, ne ölü, nede ruhtum. Yalnızca yalnızdım.". Yıllar önce intihar eden yedi arkadaştan son kişi Deniz Mert Türk'ün cesedinin bulunmaması bu dosyanın açılmasına neden oldu ama açılan tek şe...