"Pekâlâ sonra tekrar arayacağım." Kaşlarım içimdeki şüpheyle çatıldı. Kapıya iyice yaklaşıp içeri girdim.
"Kiminle konuşuyordun?" Beni sonunda farkeden Jimin şaşırmış görünüyordu.
"Ne zaman geldiniz? Görmedim" diyen Jimin'e karşı sadece kollarımı bağlayıp zihinsel problemleri mi var diye uzunca süzmek istiyordum.
"Soruya soruyla karşılık vermek nerenin geleneği?" Omuzlarımdan tuttu.
"Sakin ol bebeğim. Benimle ısrarla iş yapmak isteyen bir iş insanı vardı onunla kısa, gereksiz bir görüşme yaptım." Jimin'in dediklerini donuk bir yüz ifadesiyle dinledim.
"Madem gereksiz o zaman neden tekrar arayacağını söylüyorsun?" Ellerini pantolonun ceplerine soktu.
"Geçiştirmek için Rosé. Bu kadar sorgu yetti mi, devam edecek misin?" Jimin'in cevabı üzerine kısa bir bakışma geçmişti aramızda fakat Jimin'in çalışma masasına dönüp koltuğuna oturmasıyla son bulmuştu.
Bir süre odadaki yüzlerce kitaplarla bakıştım ve yaptığımın belki de hata olduğunu düşünüp diğer odaya -Jimin'in yanına- geçtim.
Önündeki mavi dosyanın içindeki kağıtları sert bakışlarıyla inceleyen Jimin'e yaklaşmaya önce çekinsem de sonradan cüretkar olmanın şu an daha uygun olduğuna karar verip Jimin'in koltuğunun arkasına geçip omuzlarını yumuşattım ve ellerim omuzlarından beline kadar indi, o sırada da boynuna dudaklarımla ruj izleri bıraktım.
Boynuna tekrar ulaşan elim tırnaklarımın uçlarıyla yavaşça okşadı ensesini. Kafasını arkaya attığı sırada bacağımı iki yana ayırıp kucağında yerimi aldım. Boynunda duran ellerimden yardım alarak kafasını dikleştirdim ve dudaklarında çabucak hakimiyetimi kurdum. Belimden kalçalarıma inen elleri durumumuzu daha da hararetli hâle getirmişti. Öpüşürken hareket eden kalçam ister istemez ona sürtünmemi sağlıyordu. Jimin'i zorladığım çıkardığı iniltilerden gayet açık anlaşılıyordu. Dudaklarımı dudaklarından kurtarıp gömleğinin düğmelerini hızlıca açmaya başladım. Jimin'in gömleği güzel vücuduna veda ettiğinde sinsice gülümsedim. Onun da elleri siyah kazağımı çekiştirmeye başladığında gülüp ellerini üzerimden çektim ve ayağa kalktım. Dağınık görünen Jimin ne yaptığımı sorgulamaya çalışıyordu. Önce pantolonumu yavaşça çıkardım sonra da kazağımı. Geriye siyah, dantelli, transparan iç çamaşırlarım ve ben kalmıştık. Ha bir de elmas madeni görmüş gibi bakan Jimin. Tekrar kucağına yerleşmiştim fakat bu sefer sert bir iniş olmuştu...
Jimin'in sertliğini altımda hissederken dudaklarını tekrar kaptım ve kalçalarımı yavaşça ileri geri hareket ettirdim. Ani bir hareketle iki eliyle kalçamdan kavrayıp hemen önündeki masaya oturtan Jimin gittikçe beni şaşırtmaya devam ediyordu. Bacağımı iki yana ayırıp arasına girdi ve üzerime doğru eğilip dudaklarımı büyük bir hayvani güçle yalayıp yuttu. Bir eli boynumdan göğüslerime ilerlerken diğer eli kasıklarımda mekik dokuyordu. Çok ses çıkarmamaya çalışarak inlemek o kadar zordu ki! En sonunda Jimin dudaklarımı serbest bırakıp göğüslerime kadar diliyle sulu bir yol çizmişti. Sütyenimi dişleriyle aşağı çeken Jimin kan görmüş köpek balığı gibi mememi ağzında bir oyuncak misali oynamaya başlamıştı. Bir yandan inleyip bir yandan da ensesindeki saçları sertçe çekiştirmekle meşguldüm. Göğüslerimi rahat bırakıp aşağı doğru diliyle inen Jimin her geçtiği yeri yakıyordu. Kasıklarıma değen dili vücudumun kontrolünü kaybetmeme neden oluyordu. Külodumu dişleriyle bacaklarımdan sıyıran Jimin dağınık halimi görüp gülümsedi ve bacaklarımı iki yana iyice ayırdı. Yerimde biraz doğrulup bi elimi masaya yasladım ve Jimin'in dudaklarına uzandım. Bir eli yanağıma çıkmıştı fakat diğer eli vajinamın üstünde sürtünüyordu. Öpüşmemiz daha derin bir hale geldiğinde parmağını içime itip çığlık atmamı sağladı. Parmağı içimde gidip geldiğinde daha çok inledim. Bir süre daha bu devam etti ve geri çekildiğinde sırıttı. Parmağını havaya kaldırdı ve güzelce yaladı. Nefes nefese güldüm ama artık bende bir şeyler yapmalıydım. Pantolonunun fermuarını açmamla pantolonun yeri boylaması bir olmuştu. İç çamaşırını çıkarmadan bile ne kadar vahim durumda olduğu görünüyordu. Masanın ucuna iyice yaklaşıp bacaklarımla Jimin'i kendime çektim ve dudaklarına uzandıktan sonra elimi iç çamaşırının içine soktum. Şimdi de Jimin delirmeye başlarken dudaklarından dudaklarımı çektim.