Sadece Birazcık Yuvarlandın

127 15 31
                                    

Yatakta yatan beden oflayarak tekrardan sağına döndü.Uykusu yoktu ve canı sıkılıyordu.Koltukta oturan adama çevirdi gözlerini.Odaya geri döndüğü andan itibaren telefonuna odaklanmıştı ve hiç konuşmamıştı.Minho resmen adamı başına azrail gibi dikmişti.                                                               "Şşşt ihtiyar küsmüyüz?"                                                                                                                                                   

Chan telefonunda ki bakışlarını çocuğa çevirdi.Sıkıldığının farkındaydı çünkü kendisi de çok fazla sıkılmıştı ama konuşamamıştı da.Ona her şeyi sormak istiyordu.Ama Minho anlatacağını söylemişti ayrıca karşısında ki tam bir çocuktu.Anlatmayacağını biliyordu.                                              "Çocuklarla konuşmuyorum"                                                                                                                                         

Küçük olan bu kelimeyle göz devirip kalkmaya çalıştı.Sadece çalıştı çünkü vücudu çok ağrıyordu.Karnına giren acıyla sesli bir şekilde inledi.Chan onun bu yaptığını kesmek için hemen yatağın başına gitti.Onun oturmasına yardım ederken bir yandan da söyleniyordu.                              "Dikkat etsene!Araba çarptı sana farkındasın değil mi?"diye sordu onu oturttuktan sonra yanına sandalye çekerek.

"Araba değil sen çarptın"diyerek parmağıyla onu gösterdi çocuk gibi Jeongin.Büyük olan ona sen ciddi misin bakışları atıyordu."Of tamam be sıkıldım sadece,senle de uğraşılmıyor ha"

Chan onun söylenmesine güldü."Aç değil misin sen?"diye sordu konu değiştirmek için.Karşısındakinin aç olduğunu biliyordu.

Chan bu çocuğa hiç yabancı hissetmiyordu kendini.Sanki yıllardır yanındaydı,onu çok iyi tanıyormuş gibi hissediyordu.Jeongin büyüğünün sorusunu dudaklarını büzerek cevap verdi"Açım.Sen beni havaya uçurmadan önce yemek yemeye gidiyordum"Chan tekrardan gözlerini devirdi.Gerçekten bugün ne kadar çok devirmişti gözlerini.

"Seni havaya uçurmadım,sadece birazcık yuvarlandın"                 

 "Yok artık birde yuvarlandın diyor ya"diye sesini yükseltti Jeongin.

"Bağırma bana yalan mı söyleyeyim Jeongin?Bir kaç kez yuvarlandın işte abartma"Chan çocuğun abartmadığını biliyordu ama onunla uğraşmak sebepsizce hoşuna gidiyordu.

"Bir kaç kez mi?Ayrıca sen benim adımı nerden biliyorsun?" 

 "Koridorda bende vardım ya hani duydum falan"

 "Doğru unutmuşum ama ben senin adını hala daha bilmiyorum"diyerek yanaklarını şişirdi Jeongin.Büyük olan çocuğun şişmiş yanaklarına baktı.Bu halde bile nasıl bu kadar tatlı olabilirdi ki.Kafasını iki yana sallayarak düşüncelerini kovdu ve cevap verdi"Chan"dedi.

"Bang Christopher Chan"

Jeongin kafasını salladı bu cevapla.Büyüğünün adını çok havalı bulmuştu,istemsizce kıskandı."Ama ben hala açım"Chan unutmuş gibi hemen ayağa kalktı."Hemen bir şeyler alıp geliyorum"Kapıyı açmak için hamle yapmıştı ki bir anda kapı açılarak ona çarpttı.

"Yavaş be!"bağırırken bir yandan da kafasını tutuyordu.Kafası acımıştı hangi öküz bu diye sorgularken onu gördü.Elleri kafasından yavaşça indi.Bu sırada Jeongin ona gülüyordu.

"Ya işte benle uğraşırsan sonun bu ihtiyar"gülerek ona baktı Jeongin.Ama büyüğü karşısında ki bedene hiç hareket etmeden bakıyordu.Gülüşü yavaş yavaş solarken giren bedenlere baktı Jeongin.

'Reviving Hearts'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin