Eğer O Yabancı,Ölü Kalbimi Bana Hissettirdiyse

75 10 10
                                    


Bu bölümü geçiş bölümü olarak okuyun.Bu bölümden sonra asıl olayları başlatıp final yapacağım.İyi okumalar>3


"Chan işin yoksa biraz konuşalım mı?"

Gelen sesle bilgisayarda olan bakışlarını kaldırdı.Küçüğü mutfak kapısına kafasını eğmiş kendisine bakıyordu.Bu görüntüyü çok sevmişti Chan.Küçüğünü tanıyalı yaklaşık bir ay oluyordu ve fazlasıyla alışmıştı ona.Hala bazı şeyleri bilmiyordu ama küçüğünün kendi isteği ile anlatmasını istiyordu bu yüzden onu zorlamıyordu.

Kafasını sallayarak bilgisayarını kapattı"Gel Jeongin kahve ister misin?"

Jeongin büyüğünü onaylayarak masaya oturdu.Bu üç hafta içinde ağrıları ve kabusları fazlasıyla azalmıştı.Bu durumdan oldukça memnundu fakat bazı şeylerden fazla rahatsız oluyordu.Mesela Chan'ın asla kendisine para harcatmaması.Büyüğü sorun olmadığını söylese de yük gibi hissetmekten kendini alıkoyamıyordu.

"Al bakalım kahveni"diyerek kahveyi ona uzattı Chan."Ne konuşmak istiyorsun?Bir sorun yok değil mi?"

Büyüğünün sorusu onu istemsizce güldürmüştü.Büyük bir sorunu yoktu hayır sorunu olamıyordu.Çünkü Chan onu iyi hissettirmek için elinden geleni yapıyordu.Ona fazlasıyla minnettardı.

"Hayır yani evet var ama küçük bir sorun"omuz silkerek cevap verdi.Chan'ın nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordu.Kendimi yük gibi hissediyorum dese üzülür müydü yada sinirlenir miydi?

"Jeongin anlatacak mısın artık?Gerçekten endişelenmeye başladım"Chan küçüğünün konuşmak için zorlandığını fark ediyordu.İstemeden onu üzecek bir şey mi yapmıştı?Ama onu iyi hissettirmek için fazlasıyla uğraşıyordu.Fark etmeden onu rahatsız mı etmişti?

"Tamam ama sözümü kesmeden beni dinle"Chan'ın sözünü keseceğini bildiği için böyle söylemişti.Onu tanıyalı bir ay oluyordu.Üç haftadır da onunla beraber kalıyordu.Onu çözdüğünü düşünüyordu.Aslında karışık birisi değildi Chan.Ona nasıl davranırsanız o da size öyle davranırdı. Ama kendisi öyle değildi fazla karışık ve kapalı biriydi.Chan'ın zorlandığını biliyordu çünkü çoğu zaman kendisini kapatıyordu.Bazı şeyleri merak ettiğini de biliyordu.Jeongin ona güveniyordu ama anlatamıyordu.Onun için geçmişi hatırlamak sadece acı ve gözyaşıydı.Buna hazır mıydı bilmiyordu.

"Seninle burada kalmaya başlayalı üç hafta oldu Chan ve sen bana bu üç hafta içinde fazla iyi davrandın.Bunun için sana teşekkür ederim ama beni rahatsız eden bazı şeyler var.Bana hiçbir şey yaptırmıyorsun yada aldırmıyorsun Chan bu beni rahats-"

"Bunu konuşmuştuk Jeongin.Rahatsız olman için bir sorun yok ortada"

"Chan lütfen bölmeden dinle"

Chan derin bir nefes alarak arkasına yaslandı ve kollarını bağladı.Bu konuşmanın sonunu görebiliyordu ve hiç hoşlanmamıştı.Bu sorunu çözdüklerini düşünüyordu ama hala bunu konuşmaları çözemediklerini gösteriyordu.Devam et dercesine kafasını salladı

"En azından alışverişi ben yapayım.Böyle kendimi yük gibi hissediyorum"

Chan bu sözlerle kaşlarını çatıp karşısındaki çocuğa baktı.Ona yük değildi ki aksine ona bakmak hoşuna gidiyordu.Küçüğünün bu sözleri canını sıkmıştı çünkü öyle hissetmemesi için çok çabalıyordu.

"Jeongin sen bana yük değilsin ki ayrıca bu konuda-"

"Chan beni de anla lütfen.Böyle hissetmem yanlış biliyorum çünkü çabalıyorsun bunu görüyorum ama elimde değil"

Chan küçüğüne dikkatlice baktı.Bu konuşma hiç hoşuna gitmemişti.Ama küçüğü böyle rahat edecekse bunu düşünmeliydi değil mi?İç çekerek cevapladı küçüğünü"Sadece mutfak alışverişi Jeongin"

"Ama Chan-"

"Devam edersen onu da unut.Bu konudan hiç hoşlanmadım"

Jeongin büyüğünün konuşmasıyla yerine sindi.En azından mutfak alışverişi,küçük de olsa benimde bir katkım olacak diye düşündü.Konuyu dağıtmak istedi bu yüzden uzun süredir merak ettiği o soruyu sordu.

"Her yabacıya kapıyı açar mısınız böyle?"diye sordu küçük olan."Onun kim olduğunu bilmediğin halde yanında kalmasına izin verir misin herkese?"

Chan onun neyden bahsettiğini anlamıştı.Kendisi de bilmiyordu niye böyle davrandığını.Sanki küçüğüne karşı fazla çekiliyor onu fazla tanıyormuş,biliyormuş gibi hissediyordu.Küçüğüne karşı daha yumuşak davranıyor ve onu üzmemek,mutlu etmek için çok çabalıyordu.O hayatı boyunca birinin kırılmaması, üzülmemesi için çabalamamıştı.Ama şimdi bir aydır bu çocuğu mutlu etmek için her yolu deniyordu.Chan evine aldığı oğlanı dikkatlice inceledi.Onun kim olduğunu bilmiyordu,bilmekte istemiyordu zaten.Çünkü Minho korkuları olduğunu söylemişti ve Chan bundan nefret etmişti.Küçüğü bilmesini istediği zaman bilecekti.Onun kendi isteğiyle öğrenecekti her şeyi.

Her defasında olduğu gibi yine küçüğüne karşı dürüst olmayı seçti.Derin bir nefes alıp cevapladı küçük olanı."Eğer o yabancı,ölü kalbimi bana hissettirdiyse tüm kapıları ona açarım"dedi.

Jeongin büyüğünün dediklerini anlamamıştı.Kafasını kaldırıp onunla göz göze geldi.Onun gözlerinde kendini gördü.Chan ona sanki her şeyi oymuş gibi bakıyordu.Jeongin kafasını sallayarak düşüncelerini dağıttı.Böyle düşünmemeliydi bu yanlıştı.Karşısında ki adam sadece onun iyiliğini düşünüyordu.Tekrardan dikkatini toplayarak kafasını kaldırdı fakat bu sefer mutfağı inceliyordu."Ben odama çıkıyorum"diyip hızlıca sandalyesinden kalktı ve koşarcasına odasına adımladı.

Jeongin o masadan,ileride Chan'ın her şeyi olacağını ve onsuz yapamayacağını bilmeyerek kalkmıştı.



'Reviving Hearts'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin