Jeongin'in yaşadıkları kolay değildi ve Jackson olayıda patlama noktası oldu.Aslında önce ki bölümü final yapacaktım fakat daha jeongchan göremedik bile.Bu yüzden biraz daha uzatmaya karar verdim.İyi okumalar>3
Final 2.Kısım
5 ay sonra
"Chan geç kalmazsın değil mi?"
Genç adam gelen soruyla güldü ve yanındaki beyaz çiçeklere baktı"Ben ona bir daha geç kalamam Lix"
Telefonun kapanmasıyla gaza biraz daha bastı.Bugün işten geç çıkmıştı ve geç kalmak istemiyordu.Tekrardan çalan telefonuyla ofladı"Efendim?"
"Chan dava bitti.Boşandık"
Chan arkadaşının konuşmasıyla iç çekti"Sence de iyi olmadı mı Hyunjin?Birbirinizi incitiyordunuz"İstediği yere gelince arabayı park etti ve telefonu eline aldı
"Evet onun için iyi oldu ama benim için değil"
Chan çiçekleri eline alarak arabadan indi"Seungmin için çok geç kaldın Hyunjin." Arkadaşıyla biraz daha konuşup telefonu kapattı ve beyaz binadan içeriye girdi.Ezberlediği odanın kapısına geldi ve durdu.Her gün bu kapıyı geçmek onun için zor oluyordu.Kendini toparlayarak nefes aldı ve içeriye girdi"Ben geldim güzelim.Üzgünüm bugün toplantılarım vardı o yüzden geciktim biraz"diyerek elindeki çiçekleri komodinin üzerinde ki vazoya bıraktı.
Yatakta uyuyan bedene baktı.O nottan sonra Minho ve Jisung onu denizde bulmuşlardı fakat geç kalmışlardı.Onu sonsuz bir karanlığa hapsetmişlerdi.Jeongin beş aydır komadaydı ve doktorlar fazla ümitsizdi.Fakat Chan her gün işten sonra buraya geliyor ve sevdiğiyle kalıyordu.Artık eve sadece üstünü değiştirmeye veya duş almaya gidiyordu.Çünkü ev Jeongin olmadan çok sessizdi ve Chan bu sessizlikten nefret ediyordu.Bu yüzden eve uğramıyordu.
Yatakta ki çocuğun saçlarını okşadı.Serumlarla beslendiği için kilo vermişti.Ellerini küçüğünün yanaklarına indirdi.O çok sevdiği gamzeleri artık göremiyordu.Gülüşünü,gülünce kısılan gözlerini artık hiçbir şeyi göremiyordu.En önemlisi ise Chan artık yoruluyordu.Beklemekten değil beklediği belirsizlikten korkuyordu.Küçüğünün gülmesini,konuşmasını,nazlanmalarını her şeyi özlemişti.Tek dayanağı onun hala hayatta olmasıydı yoksa Chan nasıl dayanacağını,nasıl devam edeceğini bilmiyordu.
Gözünden akan yaşı hafifçe sildi ve konuştu"Güzelim ne zaman uyanacaksın?O gördüğün rüya çok mu güzel Jeongin?Uyanmak istemeyecek kadar güzel mi rüyan?"
Ellerini tekrardan kafasına çıkardı ve kokusunu çok sevdiği saçları okşadı"Artık kokunu bile alamıyorum ben.Bu lanet hastanenin kokusu sindi üstüne"tebessüm ederek devam etti"Evimize gidemiyorum çünkü orası sen olmadan benim evim değil ki.Sen benim evimsin ve ben evimi kaybetmek üzereyim Jeong"
Boğuluyormuş gibi hissetmesiyle gözlerini silerek yerinden kalktı ve cama ilerledi.Camı açıp temiz havayı soludu"Bugün hava yağmurlu biliyor musun?"Dışarıda yağmurdan kaçan insanları izledi"O günde hava böyleydi.Ama bugün gökyüzünün sana ağlaması gerekmiyor değil mi?"
İçinde oluşan huzursuzluk giderek artıyordu.Nefes alamadı ve kendini koridora attı.Kalbinde o kadar büyük bir sıkıntı vardı ki hastaneye sığamıyordu.Yanına gelen hemşireyi duymadığını fark etti.Sanki tüm sesler kesilmiş,sadece kalbinin huzursuz atışı vardı.Hemşireye elini sallayarak nereye gittiğini bilmeden adımlarını atmaya devam etti.Gözünün önünde Jeongin'i buldukları gün canlanıyordu.
"Hyung?"Omzuna vurulan elle kendine geldi.Gözlerini açıp kapattı ve çevresini inceledi"Hyung iyi görünmüyorsun"
Ona seslenen adama baktı.O da dağılmıştı.Jeongin'in yokluğu sadece kendisini değil herkesi etkilemişti ama en çok karşısında ki adamı etkilemişti"İyiyim,iyiyim Minho sadece bir anlığına"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Reviving Hearts'
Novela Juvenil"Her yabancıya böyle kapıyı açar mısınız?"diye sordu küçük olan.Chan evine aldığı oğlanı dikkatlice inceledi.Onun kim olduğunu bilmiyordu,bilmekte istemiyordu zaten.Derin bir nefes alıp cevapladı küçük olanı"Eğer o yabancı ölü kalbimi bana hissettir...