Minho
Ezberlediği adrese doğru hızlıca arabasını sürüyordu genç olan.Her ne kadar hastanede belli etmese de fazla sinirlenmişti.Küçüğünün yüzündeki,kollarında ki izleri hatırladıkça daha fazla sinirleniyordu.Kendinden bir kez daha nefret etti.Onu bırakıp gitmese hala daha böyle olur muydu?Ona yaşamadığı çocukluğunu,aile sevgisini,yaşayamadığı hayatı geri verebilir miydi?
Minho,Jeongin'i 8 yaşında tanımıştı.Ailesi onların yanında çalışmaya başladığı zaman.O eve ilk girdiği günü hala dün gibi hatırlıyordu genç çocuk.Evin içinde ki o soğuğu,karanlığı,kasveti, acıyı,kederi.Eve girer girmez bir korku sarmıştı bedenini.Sonra küçük adımlar duymuştu. Görmüştü merdivenlerden inen çocuğu.Ama keşke görmesem diye düşünmüştü.Vücunda ki o morlukları hala hatırlıyordu Minho.
flashback
"Burdan hemen çıkmalısın"diye zorlukla konuşmuştu merdivende ki çocuk.Büyüğünün burda olması sorundu.Çünkü bu eve onlardan başkası giremezdi,yasaktı.Babası cezalandırırdı onu.Büyüğünün ceza almasını istemezdi çünkü bilirdi o cezalar fazla acıtırdı.
Büyük olan merdivenlere yavaşca yaklaştı.Karşısında ki küçük bedeni görmek canını yakmıştı.Yüzü morluklarla kaplıydı.Üzerinde ona fazla bol gelen ve bacaklarına kadar inen beyaz bir gömlek vardı sadece.Gömleğin üstünde ki kurumuş kanları gördü sonra.Kollarına baktı.Açık kalan kollarında ki kesikleri,morlukları görmek canını daha fazla yakmıştı büyük olanın.
"Ne oldu sana böyle?"
"Lütfen git.Babam seni görmemeli ceza alırsın"
Sanki 4 yaşında değil de 40 yaşında biri gibi konuşuyordu merdivende ki çocuk.
"Ne cezası?"
"Söyleyemem ama canını fazla yakar lütfen git!"
"Korkmuyor musun?"
"Neyden?"diye sordu küçük olan.Korktuğu o kadar çok şey vardı ki hangisinden bahsettiğini anlamamıştı.
"Karanlıktan,soğuktan"
Büyük olan hızlıca gözlerini gezdirdi evde.Gerçekten çok karanlıktı.İleriyi bile göremiyordu.Sonra soğuğu hissetti.Burnu şimdiden sızlamaya başlamıştı.Üzerinde ki kalın kıyafetlere rağmen üşüdüğünü hissediyordu.Kendisi bile bu kadar korkmuşken karşısında ki küçük çocuğu düşünemiyordu.Ayrıca üzerinde sadece ince bir gömlek vardı.Nasıl üşümezdi ki?
"Alıştım artık git lütfen"
"Üşümüyor musun?"diye tekrardan bir soru sordu büyük olan.Gitmek istemiyordu,bu çocuğu burada tek başına bırakmak istemiyordu.
"Üzerimde ki kalın sana vereyim mi?"
Küçük olan şaşırmıştı.Almak isterdi çünkü her ne kadar alıştım dese bile çok üşüyordu.Ama alamazdı.Alırsa yine ceza yerdi,kendisi bu cezalara alışmıştı fakat karşısında ki çocuk bilmiyordu.O cezaların ne kadar acıttığını bilmiyordu.
"İstemiyorum"
"Ben giydim kirlendi diye mi?Yıkayıp getirsem olur mu?"
Küçük olan artık ağlamak istiyordu.Niye bu kadar ısrar ediyordu ki karşısında ki çocuk.Hem alabilse ne kadar kirli olsa bile giyerdi o kıyafetleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Reviving Hearts'
Ficção Adolescente"Her yabancıya böyle kapıyı açar mısınız?"diye sordu küçük olan.Chan evine aldığı oğlanı dikkatlice inceledi.Onun kim olduğunu bilmiyordu,bilmekte istemiyordu zaten.Derin bir nefes alıp cevapladı küçük olanı"Eğer o yabancı ölü kalbimi bana hissettir...