ɢᴇçᴍɪşɪᴍᴅᴇᴋɪ ᴍᴀᴛᴇᴍ

1. ᴜğᴜʀsᴜᴢ ʙɪʀɢüɴ

...

Dünün yorgunluğuyla uyandım. Daha doğrusu gülcanın ince tiz sesine kalktım. Kalktım ki bir daha o sesi işitmeyeyim. Yatağımdan kalkıp lavaboya girdim. Aynadan kendime baktım da sabahları bile güzelmişim.
Saçlarım çok dağınık sadece onları da tarayarak düzeltirim. Çeşmeyi açıp avucumu suya tuttum. Suyu yüzüme vurunca az çok kendime geldim. Ne yani az önce kendimde değil miydim?
Kendimdeydim bence çünkü kendime güzel dedim. Gülcan yanılıyor ben hep bu konularda haklıyım. 😁
Okula geç kalmasam bari zühre hocanın dersi var. Kadın dersime geç kalanlara güzel bir cezam var diyordu sanki keyfimizden geç kalıyoruz. Ama oda kendince haklı geç kalanlar yüzünden konuyu tekrar ediyor dinlerken bile sinir bozucuyken tekrar etmek nasıl bişey onu da zühre hoca düşünsün.😂
Bana mı dert oldu. Yüzümü yıkadım dişlerimi de fırçaladım yüzümü kurutup banyodan çıktım. Okula gidince ne çok özlüyorum odamı, yatağımı, sevgili yastığımı onunla sadece hafta sonu beraberiz. dolabıma yaklaşıp bugün giyeceğim kıyafetleri çıkarttım yatağa bıraktım. Üstümü giyip dün geceden hazırladığım çantamı aldım son kez aynadan kendime baktım. Üstüme siyah bluz giymiştim omuzları açıktı boyu kısa da olsa da gülcan ısrarla kısa değil diyip giymemi istiyordu. Bunu bana doğum günümde almıştı bende onu kırmamak için giyiyorum. Altına da mavi renk pantolon giymiştim. Rengi mavi değilde daha çok lacivertte kaçıyordu. Saçlarımı da üsten at kuyruğu yapmıştım kahküllerimi de tarayıp kendimle olan işimi sonlandırdım. Aynadaki yansımada yatağımın üzerindeki büyük siyah taşlı saate gözüm çarptı. Bir dakika ne! Dersin başlamasına sekiz dakika var. Ahhhh kahretsin. Gerçekten ceza alacağım. Hızla odadan çıktım merdivenlerden aşağıya indiğimde evde kimse yoktu. Lanet olsun gülcan bile beni çağırmadan gitmişti. Babam da erken çıktığı için beni uyandıramamış olmalı. Hızla siyah bağcıklı spor ayakkabımı ayağıma geçirdim kapıyı çekip kapattım. Koşarak birkaç adım attıktan sonra gözlerim kocaman açıldı. Anahtar! Anahtarı unuttum. Ahhhh ne uğursuz birgün bu böyle! Neyse umarım babam anahtarını yanına almıştır. Bahçeden çıktım mahalleyi koşarak ilerledim. Ana yola gelince hızlı hızlı geçen arabalar yüzünden yavaşlamıştım. Bugün uğursuz bir gün ve arabanın altında kalmama gibi bir durumum yok.

Ana yolu da aşınca okula koşmaya başladım. Koştukta çantam havalanıp sırtıma değiyor bir sağa bir sola kayıyordu. Ve ben buna da sinir oluyorum. Genel olarak herşeye sinirleniyorum. Kolumdaki saate bakınca ders başlamıştı bile umarım zühre hoca beni şaşırtır da derse biraz geç girer. Eğer umduğum gibi olursa iki dakika da varırım ve hiç bişey olmamış gibi dersi dinlerim. Ama saatinde girdiyse maalesef ki ceza alacağım.

...

Okula vardım. İkinci kata doğru ilerledim. Aralıksız koştuğum için nefesim düzensizdi ve bol bol terlemiştim. Yolda susadım diye yas tutuyordum gerek kalmadı bardak getirip terimi içeceğim. Gülcanın aldığı tişört terden mahvolmuştu terin daha az olduğu yerler beyaz beyaz tuzlanmıştı en önemlisi de ter korkuyordum. Sınıfın önüne geldiğimde kapıyı açıp içeriye girdim. Ellerimi dizlerime koydum soluklanmaya başladım. Ölecek gibi hissediyorum. Sanki kalbim sol göğsümde değilde boynumda, bileğimde ve midemdeydi. Her yerimde bişeyler atıyordu ve karın boşluğum abartısız ağrıyordu.

Zühre: artık kapıyı çalmadan içeriye giriyorsun.

Zühre hocanın sesini duyunca alt dudağımı ısırdım. Onca kişinin gözleri üzerimdeydi ama ben bunu yeni idrak ediyordum. Başımı kaldırdım ve zühre hocaya baktım masaya kalçasını yaslamış kollarını önünde bağlamıştı. Tek kaşı havadaydı benden açıklama bekliyordu.