🍀 selamün aleyküm 🍀

15 4 24
                                    

Aynanın karşısında hazırlanmış bir kez daha siyah renginin bana ne kadar yakıştığını düşünüyordum.

Saçlarım yine yumuşacık biçimde omuzlarımın üzerinde duruyorlardı.
Sağa sola sallayıp gülümsedim.

Annem öldükten sonra saçlarımı kesmiştim. O hep kısa saç severdi annemin saçları hep kısaydı. Düzenli olarak iki ayda en az bir kaç kez keserdi.

Ama ben saçlarımı kesmezdim. Uzun severdim ama şimdi kendime bakınca bana ne kadar yakıştığını gördüm.

Annemde beni böyle kısa saçlarla görsün isterdim. Ama bu da benim içimde hep keşke olarak kalacaktı.

Tekrar gülümsedim ve saçlarımı sıkı at kuyruğu yaptım. Gölgenin bana getirdiği siyah kıyafetleri giymiştim. Tabi yine odama bırakıp gitmişti.

Kimse görmüyor mu bu adamı? Düşününce hayran kalmamak elde değil.
Çok havalı bence kendimi kandırmama gerek yok. Acaba o maskenin altında
kim var?

Herşeyi öğrendikten sonra bana yüzünü gösterir dimi? Sonuçta artık tehlike yok. Acaba onu tanıyor muyum? O bizi çok iyi tanıyor. Biraz ürkütücü gelse de ona hala körü körüne güvenmesem de içimde bir yerde 'ona güven sena' diyen biri vardı.

İçimdeki sesi dinleyerek onunla gidiyordum. Evet bir ay oldu. Gölgeyle hastaneye bir kaç kez daha gittik ama gölgenin şırıngayla öldürdüğü adamdan sonra hastanedeki tehlikeli adamlar çoğalmıştı.

Gölge, bazılarını doktor kılığında gördüğünü söyledi. Yalnız gitsem hallederim diyor ama benimde onunla beraber gitmemi ve herşeyi kendi gözümle görmemi istiyordu.

Haklıydı. Ona hala çok fazla güvenmemişken... Haklıydı. Beni tanıyordu. Tekrar gülümsedim.
Beni tanıyordu. Kimse kimseyi çok iyi tanıyamaz ama o beni tam çözmese bile benim hakkımda az çok şeyler biliyordu.

Kapşonumu da takınca yatakta duran telefonumu aldım. Gölge mesaj atmıştı.

05..: pencerinin altında bekliyorum.
Atla gel sana öğrettiğim gibi

Gülerek telefonu cebime koydum.
Şaka maka nasıl camdan atlayacağımı öğretmişti. Hatta kendimi aşmış ona bana araba sürmeyi de öğret demiştim.
Tabi beklemediğim ama şaşırdığım bir cevap almıştım. Bana 'adam nasıl bayıltılır, dövüş, kakış ne varsa öğreteceğim.' demişti.

Bende şaşkın şaşkın bakmıştım. Ne diyecektim ki? Onunla bu serüvendeyken o saydıkları mantıklı gelmişti bana öğrenmeliydim.

Camı açıp pervazlarından tutarak cama çıktım. Kendimi yavaşça camdan sarkıtıp ayağımı yan tarafta olan kolona sabitledim. Camdaki tek elimi bırakıp ayağımı alt kattaki darabaya koydum. Diğer ayağımı da koyup oturur pozisyona geldim ve ellerimle darabaları sıkıca tutup aşağıya atladım.

Etrafa baktığımda gölgeyi gördüm. Kollarını önünde bağlamış sırıtarak bana bakıyordu. İstemizce gülümsedim.
"Etkilendin dimi?" Yavaş yavaş yanıma geldi ve elindeki kaskı bana uzattı.
"Eserimle gurur duyuyorum diyelim. Sonuçta sana bunu öğretenden etkilenmemek mümkün değil." Gözlerimi kısarak ona bakmıştım. Sinir bozucu varlık. Evet desen olur ki sanki hıh!

"Al hadi" elindeki kaskı tekrar bana uzatmıştı. Ne yani motorla mı gidecektik.
"Arabayla gitmiyor muyuz?" Kaşlarını kaldırdı ve çok soru soracağımı anlayınca kaskı alıp başıma geçirdi.
"Arabayla gideceğiz tabi benimde böyle değişik fantazilerim var. Arabada kask takıyorum" gözlerimi devirdim.

Bana laf atmadan duramıyor işte kesin beni çok seviyor. Tabi arkadaş olarak şimdi yanlış anlaşılmasın. "Bir kere de hevesimi kaçırmadan cevap ver." Diyip kollarımı önde bağladım.

ɢᴇçᴍɪşɪᴍᴅᴇᴋɪ ᴍᴀᴛᴇᴍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin