"1 saat sonra parkeye çıkacağız gençler. Biliyorsunuz yarı final maçındayız ve rakibimiz çok güçlü. Geçen sene yarı finalde onlara elenmiştik, hatırlarsanız. Bugün rövanşımızı alalım! Siz biraz dinlenin, üstünüzü değiştirin sonra taktikleri konuşuruz."
Soyunma odasından "Tamam koç!" sesleri yükselirken Kaan ayaklandı. "Koç!"
Arenayı turlayıp keşfe çıkacak beden, takımın uzun forvetinin seslenmesiyle durdu. "Bir sorun mu vardı Kaan?"
"Koç biliyorum 1 saat sonra parkedeyiz ama izniniz olursa ben bu maç ilk beşte başlamasam?"
"Hayırdır, bir sorun mu var?"
Sıkıntılı bir şekilde iç çekti Kaan. Koskoca koça nasıl derdi "Ben en yakın arkadaşımla küsüm onunla muhattap olmamak için maçtan kaçıyorum" diye? Mecbur birkaç palavra sıkacaktı.
"Koç bu maç çok önemli. Gurur meselesi artık. Takımımızın kazanmasını istiyorum."
"Ben de kazanmamızı istiyorum Kaan. Bu yüzden seni ilk beşe koydum zaten."
"Ama koç... Bence Berke, Melih, Ege, Burak ve Mert mükemmel bir iş çıkarabilirler."
"Kaan sen bir uzun forvetsin. Hem de takımın en iyi uzun forvetisin. Uzun forvet pivotun en önemli destekçisidir. Ve sen de pivotumuz Mert'le çok iyi bir enerji yakaladın. Pota altı sizle güvende. O yüzden daha fazla benim sinirimi bozmadan takımının yanına dön. Ters bir şey olursa senin yerine Burak'ı sokarım oyuna."
"Tamamdır koç."
Mecbur o sahaya çıkacaktı Kaan. Zaten ilk beşte olmasa bile illâ ki girecekti oyuna. Soyunma odasına tekrar girdi. Her zaman Ege'nin yanında yerini alırdı ama bu sefer biricik pivotu Mert'in yanına geçti.
Mert, 1.93 boyuyla takımın en uzunuydu. Buğday teni, siyah saçları ve koyu kahve gözleriyle ona bir bakan bir daha bakardı. Nitekim Kaan da ona bakmadan duramazdı. İkisi basket takımı için yakınlaşmıştı. Kaan kız olsaydı kesinlikle Mert'e yanaşırdı.
Onlar konuşmaya başlarken birisinin gözleri üzerlerindeydi. Ege oldum olası bu Mert denen elemanı sevmezdi. Ve şu an Kaan onunla konuşuyordu. Tamam Kaan kendisiyle küs olabilirdi ama yine de Ege'nin yanında olmalıydı. Tam laf atacakken koç geldi.
"Evet gençler 15 dakikaya parkedeyiz, ısınmaya çıkacağız. Turnuvada buraya kadar çok iyi geldik. Şimdi tek yapmamız gereken her zamanki gibi rahat olmak ve bu maçı almak. Sizi yormadan oynatmayı düşünüyorum. İlk beşimiz her zamanki gibi. Oyun kurucu, kaptanımız Berke olacak. Berke çok çevik olman lazım. Arkadaşlarına tüm top desteği sende. Karşı takımın oyun kurucusu çok cins ve faul yapmaya meyilli. Serbest atışların bu noktada hayat kurtaracak. Güveniyorum sana.
Şutör gardımız Melih. Üçlüklerine bu maç çok ihtiyacımız olacak. Biliyorsunuz karşı takım çok seri ikilik atma özelliğine sahip ve skorları hep böyle artıyor. Üçlükleri çok az. Bu yüzden sen bu avantajı kullanacaksın, gerektiğinde asist de yaparsan ikiliklerle skoru aktif tutarız.
Ege kısa forvette başlayacak. Melih'in asistleriyle ikiliklerini bekliyorum. Ayrıca ribaundlar çok önemli. Ne kadar çok ribaund alırsan uzunlarımız o kadar rahat eder. Son maç formundaydın, aynı performansı bekliyorum.
Gelelim uzun forvete. Kaan sende burası. Uzunlarımız bizim için çok önemli. Sen de uzun forvet olarak pivota yardım edeceksin. Ribaundları almada çok iyisin, bunda hiçbir zaman sıkıntı yaşamıyoruz zaten. Son zamanlarda skorerliğin de çok arttı. Uzaktan üçlüklerin iş görür. Asist yapmaya odaklı olma, hepiniz bir uyum içindesiniz zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2.59 || bxbxb
Teen Fiction"Şimdi beyler durum şu: mesela evde iki çeşit meyve var. Ben ikisini de yiyorum." "Meyve mi? Nerden geldin buraya amına?" "Eee. Şimdi hem karpuz var hem kavun var. Ikisini de yiyorum." "Valla hiçbir şey anlamadım." "Ya. İki cinsel organ var. Ikisini...