14-Gavur Yemeği

867 52 44
                                    

Oy ve yorum atmayı unutmayın. İyi okumalar💗

Deliksiz potadan geçen basketbol topu yere düşüp tellere doğru yuvarlandı ve oldukça uzun bir çocuğun ayaklarının dibinde durdu.

"Topu atar mısın?"

Bir iki çekingen bakıştan sonra uzun olan eğilip topu aldı. Gayet profesyonel bir pasla topu karşısındaki bedene attı.

Teşekkür etmek yerine ufak bir gülümseme bahşetti. Kaldığı yerden çalışmaya devam etti. Uzun olansa hâla aynı yerinde duruyor, izliyordu.

"Niye orda duruyorsun? Gel, beraber oynayalım."

Daha cevap veremeden top eline geçmişti bile. Çok uzun zaman olmuştu biriyle basketbol oynamayalı.

Pozisyonunu değiştirmeden -üçlük çizgisinin gersinden- atış yaptı.

"Seni hiç görmemiştim okulda. 9. sınıf mısın?"

"Hayır. 10'um."

"Süper, yaşıtız o zaman. Kaan ben."

"Mert."

¡!

"Kaan ya. İnat etmesene."

"Ben senin iyiliğin için diyorum oğlum. Okul takımına çok rahat girersin sen. Asıl sen inat etme."

"Ben cidden yapabileceğimi sanmıyorum. Senin kadar iyi de değilim Kaan. Başka bir uzun bulabilirsiniz. Seçmelere katılmayacağım."

"O biraz zor."

"Ne demek zor?"

"Çoktan hocaya adını verdim. Öğle arasında bizi bekliyor."

"Çok kötüsün, biliyor musun?"

"İlerde bana teşekkür edeceksin bunun için. Bak gör."

"İşte o biraz zor."

Pek de zor değildi çünkü Mert, Kaan sayesinde takıma girmişti ve çok da mutluydu. 10. Sınıfta başlayan bu arkadaşlık dostluğa dönmüştü. Mert, Kaan'la kendini bulmuş; o özgüvensiz, pısırık çocuk gitmiş yerine bildiğimiz Mert gelmişti.

¡!

"Kanka ikili antrenman mı alsak bugün amına koyayım? Formdan düşmeyelim."

"Olur aslında ya. Bekir'e haber vereyim de bir. Mesaj atarım ben sana."

Mert teklifine onay aldıktan sonra sınıftan çıkarken aynı anda Bekir de sınıfa girmişti. Yanından geçen çocuğa olması gerekenden fazla dik dik baktığında Kaan gözlerini devirdi. Mert'le alıp veremedikleri neydi anlamıyordu. Onun en yakın arkadaşlarından biriydi oysaki. Bekir ve Ege'nin yeri ne kadar ayrıysa Mert'in de ayrıydı.

"Ne diyor?" diye sordu Bekir sıraya oturduğunda. Sweatshirtünün kollarını sıvamış ve bir kolu masaya dayalı bir şekilde onu sorguluyordu. Kaan karşısındaki görüntüye takılmamak için anlamlandıramadığı bir çaba göstermek zorunda kalmıştı.

"Çıkışta bireysel çalışacağız da, sana bağlı dedim. Yani oturup bizi de izleyebilirsin tabii ama..."

Aslında Mert'le yalnız kalsa daha iyiydi. İçinden Bekir'in reddedmesini umuyordu ve umduğu oldu.

"Siz gidin. Benim birkaç işim vardı zaten." diyerek kısa kesti Bekir. Geri önüne dönüp önündeki deftere bir şeyler karalamaya başladığında; Kaan, işinin ne olduğunu sormaya fırsat bulamamıştı.

2.59 || bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin