Bölüm şarkısı
Kimse bilmez- Mehmet Güreli
Selammmm,
ben geldim, uzun uzun yazdım aslında daha uzun yazacaktım ama yarın erken kalkmam lazım yine de kıymetimi bilin lan
Neyse okuyun oylayın, medya da Ahmedim ve minik suyum
Kendinize cici bakıınnnn
..................................................
"Ayder'e gidelim bence, hm?" Üçüncü kere ortaya atılan fikirle oflayıp sağa sola salladım. Bir haftada üç kere gitmiştim, içim dışım yayla olmuştu. İki gündür buradalardı, ilk günü dinlenmek yerinde şehir merkezinde gezmekle geçirmiştik. Şimdi de kahvaltı sonrası çay içerken bugün nereye gideceğimizi konuşuyorlardı. Yarın da yola çıkacak, Eskişehir'e gidecektik.
"Ya Balın, şuraya geldik dağ bayır gezmeye mi? Yavrum ben zaten hep dağdayım, istersen gel arada seni de çıkarayım ya!"
"Aynı şey mi Poyraz, ne güzel orman havası işte." diye söylenen Balın'a Leyla da destek olduğunda Ali fok balığı gibi atladı lafa. "Bence de, hem Su'ya da iyi gelir temiz hava." yavşak.
Hemen yamacımda oturan Ahmet "Sen ne biliyon dümbelek?" diye atladığında Leyla'daki yumuşak bakışları Ahmet'e döndü, o yumuşaklıktan eser kalmamışken "İki gündür ağzıma sıçtığın yetmedi mi? Adam ol, benim de bir sınırım var." diye çıkıştı.
Ne alakaydı anlayamamıştım. Tamam, Ahmet Ali'yle uğraşıyordu ama bu olaydan önce de hep uğraştığı gibiydi. Ahmet gibiydi yani, bu konuyu açmıyor, herhangi bir şey ima etmiyordu. Sadece bir kere Leyla ile özel konuştuğunu biliyordum. Sanırım birkaç günün gerginliğini taşırıyordu artık.
Poyraz'a baktım hemen, Ahmet kolunu omzumdan ayırıp sertçe dikleştiğinde Poyraz'da dikleşti. "Sınırına başlatma Ali, ciddi mi söyledim sanki?" demesiyle küçük bir kahkaha attı Ali. "Senin olayın olmayan olaylara burnunu sokmayı kessen böyle şeyleri de ciddiye almam belki." demesiyle Ahmet'in ayağa kalkıp öne atılması bir olmuştu. Leyla da ayağa fırlarken Ahmet'in önüne geçtim hızlıca. "Ne diyorsun lan sen?! Neye karıştım ben, ha karışırım da, kardeşim o benim!"
Ali de ayakta Leyla'nın kollarının arasında "Karışamazsın! Bu kadın benim karım,bende kocasıyım! Kavga da etsek küssek de benim karım! Aile meselelerim beni ilgilendirir, seni değil!" diye bağırdığında gülme sırası Ahmet'teydi, kısık bir kahkaha atıp ciddileşti tekrar. "Senin karının ailesine, sevdiklerine saygın yoksa o bahsettiğin kocalağın da esamesi olmaz aslanım! Leyla üzülüyorsa, ailemi istemeyen beni ister mi diye korkuyorsa suçlusu sensin, boştan bana saldırma! Ama hata bende, onun döktüğü göz yaşı kadar kemiğini kırsam böyle diklenemezdin!"
"Sana ne oğlum!? Sana ne amına koyayım!" Ali öne atıldığında "Ali, yeter!" diye bağırdı Leyla, sinirden kızarmış gözlerini karısına çevirdi usulca, aynı yumuşak bakışlar geri geldiğinde ellerimin arasında kasılan beden gevşedi, dikleşti Ahmet ve cebine koydu ellerini.
"Yeter, Su uyanacak." dediğinde çekmedi Ali bakışlarını. "Ben seni nasıl bırakayım Leyla'm?" titreyen sesiyle başını yana eğdiğinde birbirine bastırdım dudaklarımı, çok üzülüyordum bu hallerine. "Ben canımı bırakırım seni bırakamam, nasıl böyle düşünebilirsin?"
Bir şey söylemedi Leyla, dolan gözlerini gördüğümde istemsizce benimde doldu gözlerim. "Ali, sonra konuşursunuz." diyerek araya girdi Aksu, "Hadi Leyla, odaya geçelim biz." başını salladı, Aksu'nun koluna girmesiyle zar zor da olsa bakışlarını Ali'den çekip salondan çıktığında sinirden kızarmış boğalar yine bakışmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklambaç/ bxb
Humor0537*:Sayın Üsteğmen Ahmet Tekin Çakır 0537*: Sakar mısınız acaba 0537*: Aklıma düşüp duruyorsunuz da Ahmet: Sana buradan bir kayarım hayatının düşüşünü yaşarsın ......................................... Asker Yari'nin ikinci kitabıdır. Kurguyla...