1.7

3.4K 158 42
                                    

Bölüm şarkısı

Sezen aksu- Sen Ağlama 

*Ufacık uyarı, önceki bölüme göz atın derim, uzun zaman oldu hatırlamayabilirsiniz.

Keyifli okumalar<3

..............................................

Elimdeki çaydanlığı sertçe yerine bırakıp çayımı aldım ve bana kedi gibi bakan ikiliye ters bir bakış atarak çıktım mutfaktan. Ben salona geçerken onlarda peşimden geliyordu, ne diye geliyorlarsa. 

"Bence abarttın." dedi Poyraz, dediğine kendisi bile inanmayan bir tonda. Hızla arkamı dönüp dehşete düşmüş gibi baktım yüzüne. "Ulan adama bi ben Poyraz'ım, ben Balın'ım demediğiniz kaldı. Neyi abartma!" 

"Ama o da bizi kırdı, napalım?" diyerek araya atlayan Balın'a döndüm. "Kırılmayıverin ya! Wifi fişini çekmesem evim ocağım yanacaktı." 

"İyi refleksti ama, aferin askerime. Ne güzel yetiştirmişim ya, maşallah bana dimi aşkım?" İkisi bir anda cilveleşmeye başladığında göz devirip ayrıldım yanlarından. Odamda takılmak en iyisi olacaktı. "Oğlum sana da ayarlıyoruz işte, sabret bebişim." 

"Kes lan çeneni it!" diye bağırıp dil çıkardım odama yaklaşmışken. Ayağındaki terliği çıkarıp kafama atmadan koşup odama girdim, kapıyı kapattığım an terlik kapıya çarpıp yere düşmüştü. Kafama gelse komalık olurdum şu an. "Göstercem size iti pezevengi! Bekleyin siz!" 

Oflayıp birazı elime dökülen çayı çalışma masamın üstüne bıraktım, elimi kuruladıktan sonra çayımı ve kitabımı alıp yatağıma geçtim hemen. Huzurlu bir hafta sonu istiyordum sadece, çok mu şey istiyordum? 

"Aaa hoş geldiniz!" 

Evet, çok şey istiyormuşum. 

Bir anda evde peydah olan ses topluluğuyla başımı birkaç kere yatak pervazına vurup gözlerimi yumdum. Beni yok saysalar olmaz mıydı yani. "Çınaaarrr!" Olmazmış.

Oflaya puflaya yatağımdan kalkıp aynadan kendime baktım, saçım başım dağılmıştı biraz ama umurumda değildi. Hafta sonu misafir mi olurdu yani? Normalde bu kadar insan gelmezdi bize ama nişan hazırlıkları için bir aydır Balın Hatay'da bizimle kalıyordu, bütün arkadaşlarımız da birer aç ayı olduğu için güzel yemek yapan birini görünce peşinden ayrılmıyordu tabi. Herhalde Balın Hanım'ın da gitmeye niyeti yoktu, yakında kiranın payını isteyecektim. 

"Çınar, gelsene!" 

"Geldim be geldim!" diye bağırdım aynanın önünden ayrılırken, "Hepinizin, tövbe tövbe!" kapıyı açıp bir adım attığımda eğik başımı kaldırdım, anında göz göze geldiğim joker gibi sırıtan şahısla çığlık atıp geri savruldum biraz. Ödüm kopmuştu ya! 

"Napıyorsun oğlum sen! Zebani gibi dikilmiş." Hızla atan kalbimi tuttum bir süre, Kuzey malı da gülerek odama geçmiş, yatağıma bir su samuru misali atlamıştı. "Ne yapayım aşkım, sensiz yaşamaya çalışıyorum." dedi bir kolu yatağa yaslı bacaklarını üst üste atmış bana bakarken. "Bir gün oldu, birbirimizi görmedik." dediğimde sağa sola salladı başını. "Bana bir ömür gibi geldi." Gülüp yavşak diye mırıldandım ve çıktım odadan, belli ki bizim çocuklar gelmişti. 

"Ooo paşam sonunda odanızdan çıkabildiniz. Yenge bunun ergenliği ne zaman biter tam olarak, odasından çıkaramıyoruz baksana." Salona girişindeydim, yanımda duran koltuğun küçük yastığını alıp L koltuğun en köşesinde oturan Doruk'a attım. "Az konuş teğmen." dediğimde dil çıkarıp başını salladı. 

Saklambaç/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin