Kavga ve kargaşa insanı yoran şeylerdi. Bazıları bundan büyük haz alırken benim gibi olanlar rahatsızlık duygusuyla içindeki terginlikle olacakları beklerdi. Peki şu an gördüğüm manzara beynimin bana bir oyunu muydu yoksa gerçek bir katliam mıydı? Tartışılır, insanoğlu anlamsızdır az önce heyecandan kalbimin hızlı atmasına neden olan kişi şuan korkudan beni titretiyordu.
Kana susamış, vahşeti sever gibi elinin altında ki çocuğu kan kusturur şekilde dönüyordu, hocalar müdahaleye gelirken ettiği küfürlerin haddi hesabı yoktu. Elis okulun kapısından çıkarken gördüğü görüntüyle koşarak bizim olduğumuz yere doğru geldi. "Demir bırak!" Ona bağırıp engel olmaya çalışırken Demir'in istemsiz hareketiyle kendini yerde buldu. "Siktiğimin ayısı! Ne yapıyorsun?" Elis'in elleri soyulmuş vaziyette yerde duruyordu. Oğuz denilen çocuk ona yardım eli uzatmak ister gibi atılınca nerden geldiğini anlamadığım Çağan ve Emre engel olmuştu.
"Sevgilinle ilgilen Oğuz bir de biz mi alalım seni altımıza?"
Çağan meydan okur tavırla Oğuz'a bakarken, Emre yere eğilerek Elis'i kaldırmıştı. Ellerinin soyukluğuna bakıp gözleri hızla beni buldu. "İklim neler oldu burda sadece beş dakikalığına gitmiştim." Terginlikle yanına gidip onu kenara çekmiştim.
"Dövdüğü çocuk hakkımızda iğrenç şeyler söyledi. Sonra delirdi devamını görüyorsun işte."
"Ne söyledi Demir'i delirtecek kadar?"
"Demir ağzının tadına göre bulmuş yeni birini sonra da uygunsuz konuştu işte."
"Hak etmiş o zaman, bırak alsın hıncını. "
Elis'in dediğine dehşetle bakarken o soyulmuş olan ellerini inceliyordu. Hocaların müdahalesiyle kavga sonlanırken Demir, hala tehditler savuruyordu. "Sana dediklerinin hesabını ödetmezsem en adi orosbu çocuğuyum!" Çağan, Emre ve Demir ardı ardına okula doğru gittiler.
"Sen iyisin değil mi? Sana bir şey olmadı ya?"
Arkasını dönüp giden çocuğa o kadar odaklanmıştım ki Elis'in sorduğu soruya kafamı sallayarak cevap vermiştim. Dikkatimi bozan şey Oğuz denilen çocuğun bizim yanımıza gelişiydi. "İyi misin Elis?" Gözleri terginlikle bakıyor hızla Elis'in üzerinde geziniyordu.
"Seni ilgilendiren kısım?"
Yanımda ki kızın buz gibi cevabı ortamı daha da gerginleştirmişti. Ben hâlâ az önce ki olayı atlatamazken bu çocuğun ısrarcı tavrı canımı sıkmıştı. Dayanamayıp lafa atıldım.
"Elis'in ne durumda olduğu pek ilgi alanına girmemeli, sevgilinin yanına gitmelisin bence." Benim konuşmamla bakışları bana dönmüştü alaycı bir hale bürünüp kibirle konuştu.
"Sen buralarda yenisin sanırım. Bizim aramıza girme."
"Biz diye bir şey yok gerizekalı! Etrafımda fazla gözükme yoksa geldiğin yere geri dönersin."
Elis bunu söyledikten sonra beni çekiştirerek okula sokmuştu. Demir'in nasıl olduğunu deli gibi merak etsem de yanına gidip halini soramazdım. "Şimdi anlat bakalım sakin bir yerde sayılırız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSE DOKUNMASIN SANA
Novela JuvenilGünler hep aynıydı aslında değişen bir şeyler olması pek mümkün değil Sevgili Günlük, bugün yine bir avuç umut değil bir avuç gözyaşı vardı. Alışacağız demiştik ama hayat bizden daha acımasız, yaralarım kabuk tutmadan yenisi ekleniyordu. Bende ki de...