Sabah kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Midem bulanıyordu nedenini bilmiyordum. Kesin dün bindiğimiz hız treni yüzündendi. Kahvaltı yapmak istemiyordum.O yüzden aşağıya inmedim.
Kapı çaldığında gelen kişi Minhoy'du.
''Neden gelmiyorsun sincap?'
''Midem bulanıyor. Sana demiştim binmeyelim diye ama sen beni dinlemedin.''dedim
''Binmemek için yalan söylediğini zannettim''
''Ben yalan söylemem Minho''dedim
''Hastaneye gidelim mi?''
''Hayır abartılıcak bir şey değil geçer''dedim.
''Tamam. Eğer bir şey olursa söyle sincap''dedi
Arkadaşlarımı çok özlediğimi fark ettim. Uzun bir aradan sonra ilk kez onlarla bu kadar uzaktaydım.Acaba bu adamla daha ne kadar burada kalacaktım?
Aradan biraz zaman geçmişti mide bulantım yavaş yavaş geçiyordu. Aşağıya indiğimde Minho salonda telefonla konuşuyordu.
''Evet baba''
''Kendine iyi bak. Hoşçakal''
Demek babasıyla konuşuyordu.Aşağıya inip oturdum.
''Daha ne kadar burada kalacağım?. Ben senin oyuncağım değilim.Arkadaşlarımı görmek istiyorum.''dedim
''Ben ne zaman istersem o zaman gidersin sincap. Konu kapanmıştır.''dedi.
Sinirlenmiştim. Beni oyuncağı gibi kullanıyordu.Hiç bir şey demedim.Sinirlendiğimi belli etmeyecektim.
''Telefonumu vermeyecek misin?''dedim.
''Belki sonra''. dedi
Mutfağa gidip annemin küçükken bize yaptığı kurabiyeden yapacaktım.Eskiden bizim çocuklara hep yapardım.Malzemeleri çıkarıp yapmaya başladım.
''Neden hizmetliye söylemiyorsun o yapar''
''Kendim yapmak istedim''. Hizmetli yapsa aynı tat olmaz ki.
En sonunda yapıp fırına verdim.
Pişmesini beklerken bir yandan da resim çiziyordum.Minho'yu çiziyordum. Evet onu çiziyordum.
Piştiğinde bende resmimi tamamlamıştım. Çıkarıp tabağa koydum. Alıp bir tane tadına baktım. Annemin ki gibi olmasada yine de güzeldi.
Minho mutfağa geldiğinde masanın üstündeki resmi gördü. Şaşırmışa benziyordu.
''Bunu sen mi çizdin?'' dedi şaşkın bir şekilde.
''Evet neden?''
''Bilmem. Böyle güzel çizebildiğini bilmiyordum.''deyip resmi aldı.
''Nereye göüreceksin?''
''Saklayacağım sincap''
''Sen bilirsin ne yapıyorsan yap'' deyip. Saate baktım. Saat çoktan geç olmuştu. Akşam yemeği yedikten sonra televizyonu açıp çizgi film izlemeye başladım.
''Çizgi film mi ciddi olamazsın'' dedi Minho.
''Niyeymiş sen lunaparka gidince ben bir şey dedim mi?''dedim
''İyi tamam izleyelim bari''
Çizgi fim izledikten sonra uykum gelmişti.
Yatmaya gittiğimizde başımı yastığa gömdüm. Gömdüğümde garip bir koku burnuma yayılmıştı. Hem çok tanıdık bir kokuydu.Bu koku benim kardeşimin kokusuydu. Kardeşimi 4 yıl önce trafik kazasında kaybetmiştim.O gün kardeşimin yani Mİnho'nun kokusuyla uyumuştum. Ve sanırım hep böyle olacaktı...
Sıkıcı olmuş olabilir. Özür dilerim.Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin. Hoşçakalın Minsung'la kalın...<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Sincabım MİNSUNG
Teen Fiction''Ceketim nerede Changbin?'' ''Cehennemin dibinde Hyunjin çok günah işledin zaten ziyaret etmek ister misin?'' ''Kes sesini lan'' ''Kavga etmeyin yine salak salak''