Biri gelir seni sen eder...
Şemsi Tebriziİyi okumalar...
________________________
Yalnızlığın en zor hali, kalabalıklar içinde olanıydı. Önünden geçen, sana dokunan, bir şeyler söyleyen onlarca insan arasında kulakların sağır, ruhun dilsiz olunca gözlerine bir yorgunluk; içine bir hevessizlik düşerdi insanın.
Beril'in de şimdi hissettiği tam olarak buydu. Kalabalıklar içinde kocaman bir yalnızlık. Yılbaşında ilk defa ayrıydı arkadaşlarından. Herkes Fethi'nin onları ikna etmesiyle Kadıköy'de bir mekanda kutlamayı kabul etmişti fakat Beril Tunç'un peşine takılıp, bir ev partisinde bulmuştu kendini.
Yüksek sesli bir müzik, daha çok ilerleyen bir saat olmamasına rağmen çoktan alkolün esiri olmuş bedenler garip hareketlerle dans ederken Beril'in yaptığı tek şey sıkılmaktı. Tunç'un eline tutuşturduğu içkiden tek bir yudum almamıştı kız.
Hande, yanlarına gelip Tunç'u götürdüğünden beri aklı onlarda; yanından ne için uzaklaştıklarındaydı. Geçen gün duyduğu cümleleri hiçbir yere oturtamamıştı kadın. Kafasında dönüp durmuş, uykularını kaçırmıştı.
Zaten şu sıralar aşkta da işte de kayıplar üstüne kayıplar veriyordu. Tunç'la arası zaten bilinen bir gerçekken bir de yönetmen tarafından senin hikayenin sonuna geliyoruz söylemleri baş göstermiş, Beril iyice ne yapacağını şaşırmıştı.
"Beril..." dedi şaşkın bir ses ve kıza doğru yaklaştı. Beril'se ismini duymanın verdiği refleksle sesin geldiği yere çevirdi başını. Gelenin Sevda olması başına ağrılar soktu kızın.
"Sevda." dedi o da yüzüne yerleştirdiği zoraki bir gülümsemeyle.
"Burada olacağını düşünmemiştim. Bizimkilerden tanıdıklar edindin herhalde şu kısa zamanda."
"Sevgilimle yılbaşı partisine gelmem kadar doğal bir şey yok Sevda. Buna neden bu kadar şaşırdın anlam veremedim."
Sevda'nınsa yüzü anlamsız bir ifadeye büründü. "Sevgilin mi?" dedi gülerek. "Hiç de çaktırmıyorsun. Kimmiş bu?"
Beril'in kaşları çatıldı kadının bu anlamazdan gelen tavrına. Çok normal bir sesle "Tunç!" dedi.
Sevda güldü. Hatta bu gülümseme keyifli bir kahkaha halini aldı kısa zamanda. "Ay Beril!" dedi kadın kendini durdurmaya çabalarken. Beril'se kadının bu halinin fazla sarhoşluktan olduğunu düşündü. "Şimdi sen bizim Tunç sana yüz vermeyince gidip bu camiadan başka Tunç bulup bir de onunla sevgili mi oldun?" Tekrar güldü. Çok pardon dercesine de elini kaldırdı. "Ama tatlım senin gerçekten tedavi olman lazım."
"Ne?" dedi Beril kadının sözleri üstüne. O da sinirle güldü. "Kaçıncı bardağını devirdin Sevda? Sözlerin iyice anlamsızlaşmaya başlamış." diye sordu merakla.
"Benim mi sözlerim anlamsız?" dedi Sevda kendini göstererek. "Hayır tatlım sen gerçekten hastasın. Tunç diyor bir de ya hay Allah'ım!"
"Ne diyeceğim Sevda? Sevgilimin adı Tunç, tabi ki Tunç diyeceğim. Tabi biz bunu kimseyle paylaşmadığımız için sen şu an şaşkınlıkla karşılamış ve biraz da deliliğe vurmuş olabilirsin ama gerçekler çok net."
Bu sözlerin ardından Sevda'nın yüzü düşüverdi. Bir şeyleri kafasında oturtmaya çalışır gibi bir hali vardı. "Tunç..." dedi emin olmaya çalışarak. "Bizim birlikte çalıştığımız Tunç. Senin sevgilin, öyle mi doğru mu anladım ben?"
"Evet..." dedi Beril çok rahat bir ifadeyle.
Sevda Beril'e korkarak baktı. "Sen gerçekten delirmişsin. Hayır yani Tunç bana söylüyordu ama ben bu kadar ciddi bir seviyede olduğunu bilmiyordum. Yani her zamanki gibi beni kandırıyor falan sanmıştım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayal Çıkmazı (Tamamlandı)
Teen Fictionİrili ufaklı, eski yeni evlerin birbirine karıştığı bir sokak... Hayal çıkmazı... Yılların komşuları, birbiriyle büyümüş çocukları ve onların hikayeleri