Sevgilim

174 21 32
                                    

Taehyung:

Yine bu salak kız gelmişti. Namjoonun kız kardeşi olduğu için bi şey demiyordum ama artık çok yığılmıştım bu kızdan, ne zaman beni görse kollarıma atlıyor resmen.

Yoongiye baktığımda çok sinirli görünüyordu. O beni mi kıskanmıştı acaba? Eğer kıskandıysa onu biraz kışkırtmalıyım sonuçta kıskanç bi Yoongiyi her zaman göremiyoruz.
Na-young konuştuğunda ona diğru döndüm.
- Oppa, nasılsın? Namjoon da içerde sizi bekliyor. Hem bu çocuk kim? Çok tatlıymış Seokjinnie ismi ne?
- İyiyim Na-young sen nasılsın? Bu çocuk Yoongi o benim arkadaş..

- Ben Min Yoongi Taehyungun sevgilisiyim.
O 'sevgilisiyim' mi demişti? Bunu beklemiyordum. Şimdi biz sevgilimiyiz yani? Bu ne hız güzelim kalbim durdu resmen haşin sevgilim benim.
- Ah bi sevgilin olduğunu bilmiyordum Tae oppa. Tanıştığıma memnun oldum ben Kim Na-young Namjoonun kız kardeşiyim.

Sürtüğün yüzü düşmüştü resmen, yıllardır yanımdan ayrılmayıp beni sinir eden kız şu an hayalet gibi olmuştu. Güzelime bi teşekkür borçluydum, bu teşekkürü ona en iyi şekilde edicektim.
- Hadi çocuklar içeri geçelim.
Seokjin hyungun sözüyle hepimkz girişe doğru yürüyorduk. Tabj bende boş durmamış sevgilimin elini tutmuştum. Hemende kızarmıştı, güzelim benim.
Namjoon hyung oturduğu masadan kalkarak bize el sallamıştı, çırpınan bi balığı anımsatmıştı bana. Masaya gelince güzelim için sandelyeyi çektim.
- Buyur sevgilim
- Teşekkürler.
O sırada diğerleri bize mal gibi bakıyorlardı.
- Ben bi lavoboya gideyim.
Na-young izin isteyerük uzaklaştı. Bizde o sırada masaya yerleşmiştik. Yoongiye baktığımda uzaklaşan sürtüğe bakarak sırıtdığına şahot olmuştum.
- Ee çocuklar siz ne zamandan beri sevgilisiniz? Junkook ve Jimin bir siz iki.
Namjoonun sorusunu ben cevapladım çünki Yoongi kıpkırmızı olmuştu.

- Aslında bu gün hyung. Güzelime aslında hiç teklif yapmadım o bana sevgilim dedi ve bizde sevgili olmuş olduk. Beni Na-youngdan kurtardı. Hem haklısın hyung sırayla gidiyor bu işler vizden sonra sıra sen ve Seokjin hyunga da gelicek.
- Ne?! Sen teklif etmedin mi yani?!

Seokjin hyung ayağa kalkıp bağırdığında dona kaldım resmen. Nolmuştu ki yani?
- Hyung noldu ki yani hem teklif edicektim zaten.
- Çok şey oldu beyinsiz! Hem teklif etmiyo hemde nolmuş diyo. Kalk Yoon gidiyoruz, sende ne zaman sevgili olursunuz o zaman görürsün güzelini.

Şaşırıp kalmıştım ne vardi ki bunda Namjoona baktığımda omuz silkti. Sabahtan beri sadece bizi izleyeyen güzelim sonunda konuşmuştu.

- Ama, hyung anlamadım ben seni.
- Gel anlatıcak sana hyungun. Ukeler birliyi diye bir şey var sonuçta.

Seokjin hyung telefonunu çıkarıp birini aramaya başladı..

- Alo, Jimin hemen gel ukeler toplantısı yapıcaz. Okulda buluşalım Yoongiyi alıp gelicem bende.

Yoongiyi aldığı gibi sürüklemeye başladı.
- Namjoon ya napıcaz? Doldurucaklar güzelimin beynini, hem ukeler birliyi ne yaa,
- Boş ver gitsin bi şey olmaz, kuzeni sonuçta, acaba diyorum bizde semeler birliyi mi yaratsak ha?
- Namjoon yaa ben ne diyorum sen ne diyorsun, hem biz derken?
- Ben, sen ve Junkook işte.
- Sen Junkook altda yada üstdü olduğunu nerden biliyorsun?
- Oğlum, bunlar Jiminle sevgililer ya Jimin ukeler birliğindü olduğuna göre uke, Junkookda seme o zaman.
- Haa anladım.
-Hadi gidelim.
- Nereye?
- Afrikaya
- Abi ne işimiz var orda?
- Lan oğlum sen cidden salaksın ha. Nereye olucak okula işte.

Düzgün yemek bile yemeden Namjoonla arabamın yanına gitdik. Arabayı Namjoon sürmük istediği için itiraz etmedim bende...

Okula geldiöimizden beri güzelimi hiç doğru düzgün göremedim. Aynı sınıfta benden saklıyorlar güzelimi.
Yanımdakı Piçin konuşmasıyla dikkatimi ona verdim(Piçi tanıyonuz herhalde?)

- Lan oğlum bu güzeller niye bizden kaçıyo ya? Hepsini şu kuala götünün sevgilisi yapıyo.
- Oğlum düzgün konuş onunla ağzını yırtarım senin.

Namjoonda bize dahil olmuştu.

- He,he yaparsın.
- Lan sinirliyim zaten sinirimi senden çıkarmayayım
- Naparsın ha?
-Çocuklar sakin. Kavga etdiğimize onları geri kazanalım bence onları bir yere götürelim.
- İyi de nereye?
- Sahile hatta biliyor musunuz Jimin küçükken ne zaman üzülseler Yoongiyle beraber sahile gitdiklerini söylemişti. Aileleri de yalnız kalmasınlar diye Seokjini de yollarmış. Jimin sahilde yürümeyi çok seviyo onu rahatlatıyormuş.
- E hadi ne duruyoz güzelleri sahile davet edek.
- Lan ne daveti arabaya sokup götürelim.
- Haklısın Tae.
- Haklısın lan.

Bu günkü son zilde çaldığı gibi hepimiz kendi yarimizi almaya gitdik.

Güzelimin yanına geldiğim gibi onu belinden tutarak omuzuma aldım. Güzelimde sırtıma vuruyordu bu sırada.
Diğerlerine baktığımda Junkook Jimini kucağına almıştı.
Namjoonsa kolundan tutup sürüklüyordu. Kolidordan geçerken herkes bize bakıyordu ama şuan bu pekte umrumzuda diyildi tabii.
Ben güzelimi kendi arabama atarken, Namjoonda Junkookla beraber Junkookun arabasına atmıştı sevgililerini.
- Yaah Tae bırak beni! Nereye gidiyoruz?!
- Merak etme güzelim iyi bir yer.
- Beni yatağa mı atıcaksın?
- Bebeğim sen istemedikce sana dokunmam bile aklından çıkar artık şunu.

Sessiz geçen araba yolculuğumuzun ardından sahile varmıştık.
- Sen burayı nerden biliyorsun?
- Jimin sağolsun Jeona söylemiş o da bize söyleyince getirelim dedik sultanlarımızı.
Hava kararmıştı
Arabayı kenara park edip Yoongiyle yani güselimle beraber indik arabadan.
Diöerleri de gelmişti bu sırada artık okuldakı gibi bağırmak yerine gülümseyerek denize doğru gidiyorlardı. Junkook ve Namjoonla beşlik çakıp güzellerimizin peşinden gitdik.
İyi ki de gitmişiz yoksa denize resmen kafa atan Jimini durduramazdık.

Şimdi hep beraber denizi izliyorduk. Jiminle Junkooksa bizden biraz kenarda öpüşüyorları hayır resmen yiyişiyorlardı.
- Hadi biz biraz gezelim güzelim
Kalkıp elimi ona uzatdım güzelim de hemen tutdu. Sahilin kenarında yürümeye başladık.
- Ben yoruldum şurda biraz dinlenelim.
Güzelimin gösterdiği yere beraber uzandık. O yıldızları bense onun gözünde daha da güzel ve parlak olan yıldızları izliyordum. Ben çok şanslıydım onun gibi biri beni seviyordu. Bembeyaz teni hafif ışıkla parlarken ona bakmamak imkansızdı
Yüzünü bana doğru döndü.
Benim gözlerimse onun dudaklarına indi, güzelimde benim dudaklarıma balıyordu. Öpsem nolurdu ki sanki?

Ona yaklaşmaya başladım oysa gözlerini kapatmış beni bekliyordu.
Dudakları benim dudaklarımla buluştuğu an bu anın bitmesini hiç istemedim. Dudaklarını haraket etdiyi an daha da asılsım dudaklarına.
O benim üst dudağımı emerken bende onun alt dudağını hızlı bir şekilde vakumluyordum, öyle bi hız ki bana yetişemiyordu bile. Nefessiz kalmamızla dudaklarımı ayırıp onun üzerine çıktım. Güzelimi ezmemeye dikkat ederek dirseklerim üstünde durup çenesinden boynuna ıslak bi yol çizdim.
Boynunu sömürmeye başladım. Öpüyor, emiyor ve dişliyordum oysa sadece inliyerek kafamı boynuna bastıryordu.
Kafamı boynundan çekip tekrar dudaklarına yönlendirerek derin bi öpüşme başlatdım. Dudaklarımı ayırarak altımda dudakları öpülmekten kızarmış, gözleri baygın şekilde olan şahesere baktım. Boynundakı izlerim mükemmel görünüyordu. Bi yandan da küçüğüm artık beni zorlamaya başlamıştı.

Yeni bölüm geldiiii!!
Gelicek bölüm smut olsun mu?
Bu arada sizce hikayenin ismini değiştireyim mi?
Lütfen oylarınızı bu hikayeden eksik etmeyin. İyi okumalar dilerim ❤❤❤






Benimsin. TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin