Yoongi:
Tae bana mal mal bakıyordu ne istedim ki sanki.
- Yoon bebeğim sen ne diyorsun?
- Ne dedim ki? Hem Tae ben ilklerimi seninle yapmak istiyorum. Sen benim ilk aşkım, ilk sevgilim, ilk öpücüğüm, ilk birlikteliğim ve ilk ve son evliliğimsin. Ben hiç bara gitmedim, bu ilkimi de seninle yapmak istiyorum.
- Tamam, ama bana söz ver yanımdan ayrılmıycaksın.
- Gözlerimi bile senden ayırmıycam.
- Ama dur benim bundan kazancım ne olucak peki?
-Hmm, bana bu gece istediyini yapmana izin vericem. Yoruldum, oram buram ağrıyo falan da demiycem.
-Harika, bana uyar. Peki şimdi napalım?
- Taetae uzun zamandır Seokjin hyung ve diğerleriyle görüşmüyorum. Beni hyunguma götürsene.
- Diğerleri derken?
- Buna mı takıldın cidden ya? Diğerleri yani Namjoon, Lisa, Jennie, Jisoo, Hobi hyungu da çok özledim.
- Tamam, ama Jimin ve Jeonla görüşmen yasak.
Ayağa kalkıp beni de kaldırdı. Taeyle beraber dışarı çıktık. Film henüz bitmemişti ama umrumuzda diyildi.
El- ele çıktığımızda dışarda bir kaç serseri bana bakıp sırıtıyordu. Piçler utanmıyorlar bi de. Taeye baktığımda sinirden boynundakı damarlarının belirginleştiğine şahit oldum. Duruma el atmam gerekiyordu.Taenin karşısına geçip parmak uçlatıma yükseldim. Kollarımı daddymin boynuna dolayınca o da hemen ellerini belime sarmıştı. Duduaklarına uzun ve sert bi öpücük kondurdum. Geri çekilmeme izin vermeyip beni kendine daha çok bastırmıştı. Sertce üst dudağımı emiyordu bense aynı işlemi onun alt dudağına yapıyordum. Nefessiz kaldığımda ayrılıp Taenin kolları arasından sıyrıldım. Ellerimizi birleştirip çıkışa doğru yönelttim. Yürürken arkamızdakı aptallara bi orta parmak çekmeyi de ihmal etmemişlerde tabi. Taeyle arabamıza binip yola koyulduk.
Arabda Anne Marienin 'Friends' şarkısı çalıyordu.
Şarkıya eşlik etdiğimde Tae de bana katəlmıştı tam bilmese de ağzını şarkıya uygun kıpırdadıyordu.
Seokjin hyunga haber vermeyi unutdum ama ben. Şarkıyı durdurup bir hışımla telefonumu çıkardım.
- Noldu?
- Ah, Jin hyunga haber vermeyi unutdum. Hyungum davetsiz misafirleri sevmez bu yüzden habersiz gidersem bana çok kızar. Yoldan ona yiycek bi şeyler ala bilir miyiz?
-Tabiki bebeğim. Hatta karşıda bi dükkan var ben heman abur cubur falan alıp geliyorum bekle beni.
Arabayı park edip hızlıca inmişti. Bir kaç dakika sonra da elinden 2-3 poşetle geri dönmüştü. Poşetleri arka koltuğa fırlatıp yanıma geldi.
Kısa süren yolculuğun ardından Jin hyungun evine varmıştık. Taeye hızlı bi öpücük kondurup gidicektim ki, beni kendine çekti. Resmen arabanın içinde yiyişiyorduk.
- Tae dur lütfen.
- Sana doyamıyorum bebeğim.
- B-ben gidiyim şimdi. Birazdan görüşücez zaten diyilmi? Ben şey ediyim, gidiyim. Evet gideyim mi? Şey ederiz sonra. Ben ne saçmalıyorum ya! Neyse hoşçakal Tae