Bana aitsin

116 15 55
                                    

Junkook:

Jiminle işimizi bitirmiş sırıtarak bir-birimize bakıyorduk. Boş sınıfta güzel zaman geçirmiştik. Şimdiyse kirliliği umursamadan pantolonlarımızı giyiyorduk. Aslında ben giyinmiş köşeden Jiminin kalçasını izliyordum. Jiminde hazır olduğunda beraber sınıftan çıktım.

Dışarda bir kargaşa vardı resmen, bir olay olmuştu ama ne?
Jennie ve Jisoo kenarda durmuş Minhoya su içiriyor ve soru soruyorlardı. Onlara ne olduğunu sora bilirdik.
- Jennie, Jisoo nolmuş burda.

Jennie Minhoya soru sormaya bırakıp bana doğru döndü.
- Siz cidden ne olduğunu bilmiyor musunuz cidden?! Sikişmekten zaman bulamıyorsunuz tabi!
- Bağırma da ne olduğunu söyle.
- Yoongiyi kaçırdılar!
-Ne?!
-Ne?!

Jiminle aynı anda bir-birimize baktık bebeğimizi kaçırmış olamzdılar değil mi? Ona olan hislerimizin daha yeni farkına varmışken olamazdı bu. Şaşkınlığını atan ilk Jimin olmuştu.
- Nasıl oldu bu?! Kim kaçırdı onu?!
- Bilmiyoruz!
- Ç-çocuklar b-bağırmayın lü-lütfen.

Minho zorla konuşmuştu. Olayı görmüş ola bilirdi.
- Minho kimin kaçırdığını gördün mü ha? Söyle güzel kardeşim.

Minho ilk tereddüt eder gibi oldu ama sonra kararlılıkla yüzüme baktı.
- Jackson kaçırdı ve galiba k-kendi garajına götürücek.
- Sen nerden biliyorsun?! Yoksa önceden mi biliyordun?!
- B-Bağırma bana! Tabiki önceden bilmiyordum bilsem söylerdim. Jackson kendi yanındakı adama söyleyince duydum.

Jiminle bir-birimize bakıp arabama doğru irerliyorduk. Arkadan Jennienin sesi geliyordu ama umursayıcak zamanımız yoktu.
Bebeğimizi kaybedemezdik, onu Taeyle görünce zor dayanırkan bi de başkasıyla olmazdı. Hiçkimseye veremezdik.

Yoongiyi ilk gördüğümden beri ona vurulmuştum. Ama Jiminle sevgiliyken onu sevmem doğru gelmiyordu bana. Ama bir gün hep benim adımı inleyen Jiminin ağzından Yoonginin ismi kaçmıştı. Ne olduğunu sorduğumda benimle aynı durumda olduğunu öyrenmiştim.

Ama boşverin bunları bebeğimizi almaya gidiyorduk. Taeye haber veremezdik, hatta onun gibi biriyle bizim meleğimiz birlikte olamazdı bile. Onun gerçek yüzünü Yoona göstermek zorundaydık.

Arabayla o kadarda uzak olmayan Jacksonun evine geldik garajıda tam buralarda bir yerde olmaydı zaten. Arabadan hızlıca inip garaja doğru gitdik. Karşısında iki koruma vardı.
Jimin kolumdan tutup beni durdurdu. Elime nerden aldığınl bilmediğim bi sopa tıkıştırdı kendinde de aynından vardı.

Onunla beraber korumalara daldık resmen. Ben birisini yere sererken Jiminin yardıma ihtiyacı vardı. Jimini vurmaya çalışan korumanın kolundan tutup buktum ve yere yatırıp tekmelemeye başladım ağzından kan geldiğini görünce durdum. Jiminde o sırada kalkmış beni bekliyordu.

İçeri girdiğimizde Jackson oturmuş ve eli kolu sandalyeye bağlanmış bebeğimize bakıyordu. Gözünü oyucaktım o piçin.

- Sen ne cürretle Yoongiyi kaçırırsın lan!
Ona doğru gitdiğimde ayağa kalkmışdı geldiğim gibi Jacksonun karnına tekme atdım. Yeri boylamıştı hemen. Ona bi daha vuracakken belinden çıkardığı silahı bana doğrulrup zorla ayağa kalktı.

- Hayır, Jackson vurma onu, ne istersen yaparım! Lütfen vurma!

Ah, bebeğim beni korumaya çalışıyordu.
- Bırak bakalım napıcak!

Sözümle beraber bi adım daha yaklaşıp silahı alnıma bastırdı. Ne olucak diye beklerken Jimin tarafından kafasıma yediği darbeyle yere yapışmıştı.

Jimin hemen Yoonginin elini kolunu çözmüş ve ona sarılmıştı.
- Çok korktum bebeğim, sana bir şey olucak diye çok korktum.

Yoongiyse ağlayarak Jimine ve ardınan bana sarılmıştı.
Bebeğimizide alıp o kötü çukurdan çıktık. Meleğimiz şu an iki babacığının elinden tutmuş yürüyordu.

Dışarı çıktığımızda arkamızdan alkış sesi işitdik. Bu arabalar ona ait olamazdı değil mi? Nasıl öğrendi burayı?

- Vay, vay, vay demek bebeğimi kurtarıp kahramanlık taslayıcaktınız ha.
- Tae sen ne saçmalıyorsun?

Yoongi konuştuğu gibi Taehyung sırıtmayı kesmiş ve yüzü ciddi bir hal almıştı.

- Yoongi hemen onların elini bırak ve benim yanıma gel.
- Hayır o senin yanına gibi birinin yanında olmuycak! Buna izin vermem!

Yoonginin kolundan tutup kenine çekmişti Jimin. Sert bebeğim benim, aferin sana.

- Tae noluyo burda? Bi şey söyleyin.
- Yoongi buraya gel.

Meleğimiz bize baktığında bizde kagamızı hayır anlamında sağa-sola salladığımız için bebeğimiz yanımızda kalmıştı. O bizi seçmişti.

Taeyse çok kızgın görünüyordu.
Belindeki gümüş silahı çıkarıp havaya ateş etdi. Benle Jimin kirkmamıştık ama bebeğimiz korkmuş ve koluma sıkıca yapışmıştı.

- Yoongi! Son kez söylüyorum!Hemen buraya gel! Çıkdırtma beni!
-Hayır! Senin kafan yerinde diyil, uzak dur benden.

Tae silahı Yoongiye doğrultmuş biz daha bir şey yapamadan Yoongiyi sağ bacağını kurşun ötüp geçmişti.
Yoongi çığlık atarak yere yığılmıştı. Jimin ve ben ona yardım edicekken Taehyungun şu saçma korumaları gelmiş ve bizi meleğimizden uzaklaştırmıştılar.

Taeyse bebeğimizi  kucağına alarak kaldırmıştı. Bebeğimiz çırpınsada bırakmıyordu, aksine daha çok canını yakıyordu.
- SEN SADECE BANA AİTSİN!

Yoona bağırdığında Yoongi şiddetle ağlamaya ve Taehyungu yumuruklamaya başlamıştı. Ama boşuna napa bilirdi ki dev gibi adama. Yoongiyle beraber arabasına doğru gidiyordu.
Meleğimiz arkadan bize bakıyordu. Onun bize baktığını gören Tae bebeğimizin saçlarından çekip önüne dönmesini sağlamıştı.

Bizse hiç bir şey yapamamıştık...


Yeni bölüm geldi canlarım❤
İyi okumalar dilerim!
Hepinize hikayemi okuduğunuz için çok minnetdarım. Hikayemiz "ukegi hikayeleri" arasında 14 yerde bunun için çoooooooooooooooook teşekkür ederim

Benimsin. TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin